Halkevleri 21. Olağan Genel Kurul’una katılamadığım çok üzgünüm. İki gün önce Zonguldak’ta göçükte ölen madencilerin aileleriyle birlikte idim. Morg kapısında ölüler teslim ediliyor, alelacele bir cenaze namazı ile memleketlerine gönderiliyordu. Bir ara, elinde mikrofon, ölülerin ailelerinin içeriye gelip, kimlik tespitinde yardımcı olmalarını isteyen kişi, geriye kalan 6-7 madencinin tanınmayacak şekilde paramparça olduğunu, o yüzden başka bir SİSTEM uygulayacaklarını söyledi. İşte, bu SİSTEM kelimesi benim için bardağı taşıran damla oldu. SİSTEM’iniz batsın deyiverdim. Zonguldak’ta dinlediklerim, gözümle gördüklerim bir kez daha yıllardır dile getirmeye çalıştığım rekabetin yıkıcı, vahşi karakterini çırılçıplak bir biçimde ortaya koymuştur.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) bir kamu kuruluşu olduğunu unutmuştur, unutturulmuştur. Bu kurumun çalışma ilkesi, maliyeti asgarileştirmek olamaz. Dünya kömür piyasasının belirlediği fiyatlarla acımasızca boğuşmak olamaz. Daha doğrusu, olmaması gerekir.
Gerekirse bu sektör korunur, gerekirse kömür üretimi sübvansiye edilir. Son tüketiciye kömürün makul fiyatlarla erişmesi sağlanabilir. Bu tür seçeneklerin gündemde olmaması Özalcılığın bir virüs gibi, başta AKP olmak üzere bütün düzen politikacılarının ciğerlerine kadar nüfuz etmiş olmasındandır.
1991’de madenciler taşeronculuğu gördüler, Özalcılığa isyan edip, Ankara’ya yola çıktılar. Askeri güçle durduruldular, isyanları zaferle sonuçlanmadı. Hedeflerine erişseydiler, bugün olanlar yaşanmayabilirdi. İlerde de yaşanmasın diyorsak isyan bayrağını yükseltelim. Ama, isyan yetmez, bir başka SİSTEM’i kuracak denli örgütlü, daha dirayetli olarak hazırlanalım.
Bu Genel Kurul’un o uzun hazırlanma sürecinin bir adımı olması dileğimle, bütün arkadaşlarıma başarılar diliyorum
Prof. Dr. Ertuğrul Ahmet TONAK (İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi)