Ankara Halkevlerinin düzenlediği Çarşamba Söyleşilerinin dördüncüsü “Gıda Güvenliği ve Gıdaya Erişim Hakkı” başlığı ile 24 Kasım Çarşamba günü gerçekleşti. Halkevleri Genel Merkezi'nde yapılan söyleşiye Gıda Mühendisleri Odası Genel Başkanı Petek Ataman ve Kimya Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Besleme konuşmacı olarak katıldı. Söyleşide “Bilinçli Gıda Tüketimi, “Sağlıksız Gıdaların Yol Açtığı Sorunlar”, “Gıdadaki Tekelleşme ve Özelleştirmeler” tartışıldı.
Halk ete ulaşamıyorsa bunun çözümü ithal et getirerek kalmış birkaç üreticiyi de yok etmek olmamalı
Konuşmasını daha çok gıdaların bilinçsiz şekilde alınması, saklanması ve yenilmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sağlık problemlerine ayıran Ataman bu yanlışları düzelterek sağlıklı bir şekilde nasıl beslenilmesi gerektiğini anlattı. Bu durumun devlet eliyle desteklenmesi gerekirken gıda güvenliği denetiminin dahi artık özelleştirilerek halkın sağlığıyla oynandığına değindi. Gıdaların satın alınırken etiketlerine bakmanın öneminden bahseden Ataman, etiketlerin ürün içeriğini doğru bir şekilde yazmadığını da söyledi.
Ayrıca Ataman üreticilerin zarar ederken tüketicilerin yüksek fiyatlara ürünü aldıklarına ve arada birilerinin kazandığına dikkat çekti. Halk ete ulaşamıyorsa bunun çözümü ithal et getirerek kalmış birkaç üreticiyi de yok etmek olmamalı diyerek gıdadaki bütün sürecin doğru işlemesi için devletin konuya doğru bakıp sistemini doğru kurması gerektiğini belirtti.
Halkın Sağlıklı Gıda ve Beslenme Hakkı Vardır
Gıdadaki politik yaklaşımlar üzerine konuşan Mehmet Besleme konuşmasına egemenlerin gıdaya yönelik neoliberal politikalarının esaslı bir şekilde 1974 yılında Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen I. Dünya Gıda Zirvesi’nde atıldığını söyleyerek başladı. Emperyalistlerin gıdaya egemen olmayı ülkelere egemen olmada kullandıklarını belirtti. Dünyada gıdaya erişemeyen insanları verilerle aktaran Besleme tekellerin gıdaları elinde tuttuğunu ve GDO, biyoyakıt gibi son yıllarda gündeme gelen birçok alanı elinde bulunduranların hep aynı şirketler olduğunu vurguladı. Bu uygulamalarla halkı ve ülkeleri bağımlı hale getiren egemenlerin, halkı kendi emeğine yabancılaştırdığına değindi. Günümüzde Türkiye’de boş arazilere para verilerek halkın tarım yapmaması için desteklendiğini ve ülkede yetişebilen birçok ürünün yetiştirilmeyerek yüksek fiyatlarla ithal edildiğini ifade etti.
Dinleyenlerin sorularıyla ve katkılarıyla devam eden söyleşi, Halkın Hakları Forumu’nda Tarım,Gıda Egemenliği ve Beslenme Hakkı Atölyesi için bu söyleşinin bir basamak olduğu ve halkı bu alanda bilinçlendirmenin ve sorunlarını dinlemenin gerekliliğinden dolayı önümüzdeki günlerde söyleşinin mahallelerde tekrarlanacağından bahsedildi.