• Yeniköy’de gerçekleşen saldırıdan bahsedilerek toplantı açıldı. Bakırköy’de de benzer bir müdahale olursa neler yapabileceğimiz, Yeniköy’dekilere nasıl katkıda bulunabileceğimiz soruları yöneltildi. Parkımızın çevresindeki apartmanlar bilinçlendirilerek, mahalle sakinleri bilgilendirilerek güvenliğimizi kısmi olarak sağlayabiliriz dendi.
• İletişim konusunun önemine değinildi, Bakırköy’de bir forum olduğunu gösteren, davetkar afişler hazırlanıp çevreye asılabilir, önerisi geldi.
• Toplantıları katılamayanlar aramızda olmayanlar için ‘ustream’de kaydedip paylaşabileceğimiz belirtildi. Karşıt görüş olarak, bunun ayrı bir yük getireceği, saatler boyu forumda konuşulanların kaydını izlemektense, Facebook’tan yazılan toplantı tutanaklarını okumanın yeterli olacağı, sayımız kalabalıklaşırsa o zaman kayıt edilebileceği belirtildi.
• Tüm toplantılarımızın değil, yalnızca atölyelerin kaydedilebileceği belirtildi.
• Forum için kısa tanıtım videosunun montaj bilen biri tarafından hazırlanabileceği söylendi; Gülay gönüllü oldu.
• Evlerinde korkan, eyleme katılmada çekinceleri olan insanların var olduğu, bu nedenle toplantı esnasında video çekiminin biraz ertelenmesi de öneriler arasındaydı.
• İnsanların forumlara katılma, sokağa çıkma hususundaki tedirginliğini alacak atölyeler de düşünebiliriz dendi (örneğin, demokrasiye, anayasal haklarımıza dair, vs…)
• 27 Mayıs’tan beri yaşanılan süreci özetleyecek, mahallelerde dolaştırılacak gezici bir sergi oluşturulması fikri önerildi.
• Bununla birlikte, mahallelerdeki ağaçların arasına ip gerilerek çeşitli resim ve afişlerin asılabileceği, serginin bu şekilde dizayn edilebileceği belirtildi.
• Bakırköy’deki bir parkta daha detaylı bir etkinlik, festival şeklinde de serginin yapılabileceği belirtildi.
• Afişlerin asılması için otobüs duraklarının seçilebileceği, böylece fazla sayıda insan tarafından yoğun kullanılan bu alanların değerlendirilebileceği, bunun insanlara bir çağrı, davet niteliğinde de olacağı belirtildi. Benzer şekilde İstasyon Caddesi’nin de haftasonları kalabalık olması münasebetiyle bizim tarafımızdan hazırlanacak bildirilerin dağıtılması için uygun olacaktır, dendi.
• Haftalık bültenler hazırlanıp mahalle mahalle dağıtabilir, apartmanların posta kutularına bırakabiliriz, fikri önerildi. Fakat buna karşıt olarak, herkesin kişisel posta kutusuna bildiri, vs. bırakmanın rahatsız edici, tehditkar ve hatta hukuksal olarak yanlış olabileceği belirtildi.
• Merkezi sağlam tutmamız gerektiği bu nedenle toplanageldiğimiz parkta tüm eylemlerimizi icra etmemizin gerektiği vurgulandı. Yapılacaksa söz konusu serginin de Çamlık Parkı’nda yapılması tavsiye edildi.
• Broşür, flyer vs.nin kağıt sarfiyatını artıracağı, oysa eylemimizin doğa dostu da olduğu vurgusu yapıldı. Bu nedenle defalarca kullanılabilecek bez afiş fikri önerildi.
• Sergi, afiş gibi eylemlerle enerjimizi boşa harcayacağımız, “diğerlerini” bu şekilde veya başka aktivitelerle kazanmanın mümkün olmayacağı bu nedenle geleceğe yönelik somut adımlara odaklanmamızın yerinde olacağı ifade edildi.
• Sözel olarak, kulaktan kulağa fikir yaymanın, iletişim kurmanın daha hoş, işlevsel olduğu, zaten bu sayede bu kadar güçlendiğimiz belirtildi.
• Özellikle Anadolu’da/taşrada ana akım medyadan başka alternatifi olmayan kişiler için bu bölgelere ulaşan bir aktivite, atölye, sergi vs. yapmamızın gerekliliği vurgulandı.
• Film gösterimi etkinliği önerildi.
• 2 Temmuz Sivas katliamının yıldönümünün yaklaştığı hatırlatılarak duyurusu yapıldı. Bu ve buna benzer duyurulara/hatırlatmalara bültenimizde yer verilebileceği belirtildi.
• Cumartesi günü 19.00’da Taksim’de gerçekleştirilecek karanfilli eylem için çağrı yapıldı.
• Flyer fikrinin çok etkili olmayacağı, flyera yazılmak üzere hepimizin ortak fikrinin bulunamayacağını, bu şekilde bizim eksileceğimiz ve yanlış mesaj verebileceğimiz belirtildi. Kendimizi yanlış tanıtmaktansa nicelik olarak az, nitelik olarak fazla kalmanın daha iyi olacağı vurgulandı.
• Sokakta bildiri dağıtmanın örgütsel bir davranış olduğu, sokakta tepki toplayabileceği ve hukuksal boyutunun unutulmaması gerektiği belirtildi.
• Antikapitalist Müslümanlar’ın forumlara katılıp katılmadığı, benzer şekilde toplanıp toplanmadığı konusu gündeme getirildi.
• Posta kutusuna bir şey bırakılacaksa bu şık ve esprili davetiye olsun, diyen oldu.
• Merak uyandıran bir başlık altında insanları sosyal medyada bize yönlendiren bir broşür tasarımı önerisi geldi.
• Change.org, imzala gibi sitelerde kampanyalar başlatabileceğimiz belirtildi.
• Ezber bozan, medyanın reddedildiği bir dönemde olduğumuz, forumların bu nedenle önemli olduğu belirtildi.
• Sergi için, iplere bağlanan gaz bombası kapsüllerinin vb. delillerin kullanılabileceği söylendi.
• Ankara’da yapıldığı gibi kırılmış bilboardlara, reklam panolarına stencil veya el boyaması afişlerin asılabileceği önerildi. Böylelikle ürettiklerimizin kullanışlı olacağı ve atölyesinin yapılabileceği belirtildi.
• Hukuka uygunluk hususunda, hükümetin ve yandaşlarının zaten kendi hukuklarına uymadığı, asıl önemli olanın bizim açımızdan meşru olmak olduğu vurgulandı. Meşru zeminde, halk tarafından genel olarak onandığımız taktirde zaten hukukumuzu kendimizin şekillendireceği söylendi. Meşruiyetimizi hukuka uygunluk ile sınırlandırmayalım dendi.
• Hukuka aykırı iş yaparsak, tam da medyanın bizi gösterdiği gibi oluruz, görüşü iletildi.
• Bir hukukçu arkadaşımız, hukukun yorumla değişebilen, uygulanan bir kurum olduğunu belirtti ve homojen olmayan bir kitle olarak bizlere hukuk dışı eylemi tavsiye etmediğini belirtti; yaptıklarımızın hukuka aykırı olarak nitelenmesinin çok kolay olduğunu ekledi. Asıl olan toplumsal olarak meşru olmaktır, dendi. Hukuk dışı eylemin bu sağlandıktan sonra bir öneminin kalmayacağı belirtildi.
• “Meşruiyetimizi sağlarken topluma bizi anlatmak önemli” dendi. Kendimizi anlatırken algıların, tanımların taşıdığı önem vurgulandı, “Tanımlardan başlamalıyız” dendi. Devlet bizi şiddete yönelik bir güruh olarak gösteriyor ve herkes böyle biliyorsa bizler de önce tanımlardan başlamalıyız, önyargıları yıkmalıyız fikri geldi.
• Forumun yerini tarif eden haritalar, yönlendirmeler yapılması önerildi.
• Hakkımızda yapılan karalamaları bölgesel olarak ifşa çalışmaları yapabiliriz önerisi getirildi. Fakat ifşa etmenin gezi ruhuna aykırı olduğu, bunun ötekileştirmek olduğu görüşü de geldi.
• Bir katılımcı bugünkü durumumuzun eylemin ateşinin söndüğü olarak algılandığını belirtti. Bundan hoşnut olmadığını, insanların ümitlerinin eylemsizlik nedeniyle kırıldığını anlattı. Buna karşın, direnişin bitmediği, sadece boyut değiştirdiği ve artık orta vadeli eylemlere geçildiği belirtildi. Ümitsizliğe mahal yok, dendi.
• İtalya’daki benzer örneğin takibi konusunda öneri getirildi.
• Direniş Hak ve Özgürlük Platformu ile parklarbizim.blogspot.com zikredildi, bilmeyenlere bakmaları önerildi.
• LGBT’nin Trans Onur yürüyüşü hatırlatıldı bir kez daha (Pazar günü 17:00’da)
• Muhafazakar semtlerden katılanlar, sıkıntılardan bahsetti; kimliği oluşturan herhangi bir nitelik sebebiyle insanların eleştirilmesinin ötekileştirme olduğu vurgulandı. Şayet bunu yaparsak bizbize kalırız, dendi. “İnsanlara nasıl ulaşırız?” sorunu yine gündemdeydi.
• Suyun öteki tarafına ilişkin aslında bazı AKP’lilerin bizi anlayabildiği, bu harekette yanımızda olanların da olduğu hatırlatıldı. Bu nedenle ”Asla anlayamazlar, demeyelim. Çabalamaya devam edelim” dendi.
• Mezuniyet törenlerinde harekete destek verilmesi istendi.
• Sokak tiyatroları önerildi.
• Karşıt görüşlülerle onların meseleleri ile, onların anlayacağı dilden konuşalım, dendi.
• Apolitik olmanın övünülecek bir şey olmadığı, politik olmanın ve bununla birlikte hassasiyetlere önem vermenin faydası vurgulandı bir kez daha. Bu tartışmadan modernizm sorunsalına gelindi ki bu uzun mesele belki atölye yahut kişisel tartışma olarak sürdürülecek.
• Atölyelerde yürütme ekibine karar verilmesi ve tüm atölyelerin organize edilmesi önerildi.
• Fikri olan bizleri bilgilendirerek hemen aksiyon alsın dendi, çok kalabalık olduğumuz için hep beraber hareket etmek zorunda bırakılmanın anlamsızlığı vurgulandı.
• Hareketin bu kadar güçlenmesinde örgütlülüğün önemine değinildi, “Örgütlenmekten korkmayalım” dendi.
• Kendi aramızda fikirleri empoze etmekten, AKP gibi davranmaktan kaçınmamız gerektiği vurgulandı.
• Atölyelere ilişkin, “Herkes uygun olduğu günü ve saati yazsın, Facebook üzerinden, organize edelim derhal” dendi.
• Katılımcılardan biri, film ekipmanı olduğunu ve istenirse bir kısa film hazırlayabileceğini belirtti.
• Kavramlar hususunda sıkıntı yaşadığımız için birbirimizi anlamakta güçlük çektiğimiz vurgulandı; kavram atölyesi fikri getirildi.
• Cumartesi günü Galatasaray’da Cumartesi Anneleri toplanacağı hatırlatıldı, duyurusu yapıldı.
• Hastanedeki arkadaşlarımızın ziyareti için ekip forum sonunda oluşturuldu.
• Avukat bir arkadaş, gözaltında artık kimsenin kalmadığını belirtti.
• Kadıköy’de yapılan (şiddetin resmedildiği) eylemin bir benzerinin Bakırköy’de de yapılması önerildi.
• İleride kimse bu yaşananları hatırlamayacağı/hatırlatmayacağı için hareketin içinden doğan Çapul TV’ye destek vermemiz gerektiği, onun ilerde de var olması gerektiği hatırlatıldı.
• Belediyenin otobüslerini de boykot etmemiz gerektiği belirtildi. arabası olanlar yanlarına birilerini alabilir, dendi.
• Herkesin yaratıcı boykot önerisi yapması istendi.
• Pir Sultan Abdal Derneği pazar günü 17.00’de yürüyüş gerçekleştirecek, duyurusu yapıldı.
• Türk Psikologlar Derneği travma üzerine yardım veriyor, duyurusu yapıldı.