Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tam bir yıldır tutuklu olmasını protesto eden Ahmet ve Nedim’in Gazeteci Arkadaşları’nın (ANGA) “Gazetecilere özgürlük istiyoruz” diyerek örgütlediği eyleme yüzlerce kişi katıldı. Eylemde, özel yetkili mahkemelerin kapatılması ve Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması talepleri öne çıktı.
Bugün (3 Mart) saat 11.00’de Taksim Meydanı’nda buluşan ANGA ve toplumsal muhalefet bileşenleri “Yansak da dokunacağız” pankartının arkasında yürümeye başladı. “Dokunan yansa da dokunacağız” sloganıyla başlayan eyleme pek çok siyasi parti, Halkevleri’nin de aralarında bulunduğu demokratik kitle örgütü destek verdi.
Özgür basının susturulamayacağını söyleyen kitle, tutuklu aydın ve gazetecilerin fotoğraflarını taşıdı. Yürüyüş boyunca en çok atılan slogan “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” oldu.
Galatasaray Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını Ayça Söylemez okudu. Söylemez 104 gazeteci ile 35 dağıtımcının tutuklu olduğunu ve bir çok gazetecinin de işten attırıldığını belirtti. Geçmişte gazetecilere kurşun atanların yerini alanların, ilk olarak yine gazetecilere saldırdığını ifade eden Söylemez, “Bu kez kurşun kadar ağır iftiralar attılar” dedi. Söylemez, Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e, Hrant Dink’e kadar öldürerek yapılamayanın, bu kez hapse atarak yapılmak istendiğini anlattı.
Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasından sonra devlete ve cemaate dokunduğu için tutuklanan gazeteci sayısının ikiye katlandığını ifade eden Söylemez, haksızlıkları kim yazacak diye sordu: “Eğer 600 öğrenci hapse atılıyorsa, köyüne ve suyuna sahip çıkan halka biber gazı razı görülüyorsa, eğer onlarca kadın öldürülüyorsa, çocuklar cezaevinde tacize, tecavüze uğruyorsa, eğer grev yasaklanıyor, kıdem tazminatı gasp edilmek isteniyorsa, hakkımızı savunacak avukatlar tutuklanıyorsa, dini kimliği dolayısıyla insanların kapılarına işaret konuluyorsa, bunları yazacak olan gazetecilerin çoğu ya cezaevinde ya da görev başında değil. Herşeye rağmen yansak da dokunacağız.”