İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1 Kasım 2007’den geçerli olmak üzere suya %17 ila %134 arasında değişen oranlarda zam yaptı. Seçim sonrası özelleştirmeler ve elektrik zammını içeren 3 aylık eylem planını açıklayan AKP, yoksulların evine ilk ateşi su zammıyla düşürmüş oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş su zammına gerekçe olarak "Susuz geçen 2007 yılında yeni su kaynakları ihtiyacındaki artış, köy-beldelere yapılan yeni su ve yer altısuyu yatırımları sebebiyle 2007 yılı İSKİ bütçesindeki gelir gider dengesinin korunması, maliyetli kredi kullanımının asgari düzeyde tutulması" olarak gösterdi ve %134’lük zammı fazla bulmadığını, yatırım için yapmak zorunda olduğunu söyledi.
Kademeli olarak yapılan su zammının karışık tablosundan çıkan sonuç evsel su kullanımının azaltılmak istenmesi, aksi taktirde %134’lük fahiş zammın kabul ettirilmeye çalışılmasıdır.
Çünkü tarifeye göre konutlarda 0-10 metreküp arasındaki kullanım %17, 10-20 metreküp arasındaki kullanım %75, 20 metreküpten fazla kullanım ise %134 zamlanmış oldu.
4 kişilik bir ailenin aylık su tüketimi Türkiye ortalamasına göre 13 metreküp, standartlara göre ise 18 metreküptür. Hanede 4 kişinin fazla yaşadığı düşünüldüğünde ise aile bireylerinin en az zamlı tarifeden yararlanması için ihtiyacının altında tüketim yapması gerekecektir. 6 kişilik bir aile ayda 27 metreküpten fazla tükettiği için, faturası %134 zamlı gelecek. Ve konutlar neredeyse işyeri birim fiyatına yakın bir fiyattan faturalandırılacak. Dolayısıyla Topbaş’ın daha çok dar gelirlileri dikkate aldığını söylemesi gerçekleri kademeli zam görüntüsü altında gizlediği anlamına geliyor. Ayrıca zamla birlikte okulların birim fiyatı 1.49’dan 2.00/ye yükselirken, hastanelerin ise 2.60’dan 3.00’e yükseldi.
Zamma gerekçe olarak sunulan su kıtlığı, Bulgaristan’dan su getirme projesinini maliyetleri hatta küresel ısınmanın faturası halka kesiliyor, halk ya susuzluk ya zam tercihi arasında sıkıştırılıyor. Oysa zaten kişi başına su tüketimi dünya standartlarının altında olan, çoğu yoksul mahallelerde ve alt yapı eksikliklerini düşündüğümüzde aslında kentin tümünde temiz su kullanma hakkından yoksun kalan halkın su tüketim miktarı daha aşağı çekilmek isteniyor, büyükşehir belediyesi ve AKP halkı en temel insani haklardan mahrum bırakma politikasını hızlandırarak sürdürüyor. Bir yıldır elektriğe hiç zam yapmamakla övünen AKP’nin üç aylık eylem planına göre halkı yeni zamlar ve hak gaspları bekliyor.
İnsanca bir yaşam için sözkonusu su zammı derhal geri çekilmeli, halkın temiz ve ulaşılabilir su hakkı güvence altına alınmalıdır!