Değerli Dostlar,
Değerli basın emekçileri,
Ve ülkemizin dört bir yanından eğitim hakkına sahip çıkmak için Ankara’ya koşup gelen sevgili Halkevciler;
MERHABA !
Bir ülke düşünün; okulların açılış ve kapanışı genç yüreklerin sevinç ve coşkudan uçuştuğu, anne ve babaların geleceğe umutla baktığı, bütün toplumun onur duyduğu bir güzellikle gerçekleşiyor.
Bir ülke düşünün; minik yüzler hüzün ve korkudan uzak, başı dik alnı ak, ellerinde karneleri gülüşerek evlerine dönüyorlar.
Kentte yada köyde, doğuda yada batı da, çocuklarımızın hiç biri okulsuz, öğretmensiz kalmamış; ailelerinin geliri ne olursa olsun hepsi de eşit ve nitelikli eğitim hakkını kullanıyor.
Böyle bir ülke yaratmak zor değil dostlar !
Cumhuriyetin ilk yıllarında onca yokluk içinde dahi, eğitime büyük olanakların sunulduğu ülkemizde, bugün Anayasa’nın açık hükmüne rağmen eğitim ve öğretim, sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendiriliyor.
Bütçeden eğitime yeterli pay ayırmayan özelleştirmeci hükümetler, ülkemiz kaynaklarını hortumculara rantiyecilere peşkeş çekerlerken; bir çok yerleşim yerinde ne okul ne de öğretmen bulunmakta; mevcut okullarımız ise camı kapısı kırılmış, suyu, elektriği, yakacağı olmayan viraneler halinde.
Tablo buyken, son derece acil kamusal kaynak bekleyen eğitim harcamaları; kayıt, karne, servis, temizlik tamirat vb. toplam yirmi yedi kalemde toplanan paralarla, bin bir bahane ile emekçi yoksul halkımızın sırtına yıkılıyor. Karnını dahi zor doyuran halkımız, aslında devletin yükümlülüğünde olan bütün bu harcamaları karşılayamamanın çaresizliği içinde, çocuklarına bir gelecek sunamamanın acısıyla yüz yüze getiriliyor.
İşte bu uygulamalarla eğitim hakkımız yok sayılıyor; okullarımız birer ticarethaneye, öğrenciler ve veliler ise birer müşteriye dönüştürülüyor.
Bu rantiyeci anlayış eğitimi ülkemizde her yönü ile geriletti. Milyonlarca yoksul emekçi aile çocuğu eğitim hakkından yoksun bırakıldı. Bu gün okul çağındaki yirmi iki milyon gençten ancak on altı milyonu eğitim hakkını kullanabiliyor; yani altı milyon gencimiz yoksulluktan ve eğitimin paralı hale getirilmesinden kaynaklı bu gün okula gidemiyor. Okula başlayıp da yarıda terk edenler, ilkokulu bitirip daha yukarısına gücü yetmeyenler, her yıl yüz binlerle katlanıyor.
O halde nerede kaldı herkesin eşit ve nitelikli eğitim alma hakkı ? Nerede kaldı Anayasa’nın 42 nci maddesi ?
Bütün bu soruların yanıtı; ne yazık ki bilinen adreslerde; IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi sömürü kurumlarındadır.
Bu soruların yanıtı; acımasızca uygulanan yeni liberal politikalarla sosyal devletin hızla tasfiye edilmesinde, kamusal alanın bilinçli olarak çökertilmesinde, eğitimin ve sağlığın serbest piyasa ekonomisine, sermayenin kar hırsına terk edilmesindedir.
Dostlar,
Eğitim alanında bütün bunlar yetmezmiş gibi AKP iktidarı, uluslararası sermayenin kendisine verdiği görevi iyi yapabilmek ve eğitimde dilediği gibi at oynatabilmek için hızla gerici bir kadrolaşma içindedir. Her geçen gün bilimsel eğitim anlayışından uzaklaşılmakta, din ağırlıklı eğitim öne çıkarılmaktadır; geleceğimiz olan çocuklarımızın ve gençlerimizin bilinçleri karartılmaktadır.
Öte yandan örgütlü, özgür ve demokratik bir yaşamın, halkımızın eğitim hakkının güvencesi olan kurumlarımızdan Eğitim-Sen’in kapatılması da; eğitim hakkımıza yönelik bu liberal ve gerici saldırının bir parçasıdır.
Dostlar,
Bizler bu ülkenin yoksulları, işsizleri, emekçileri… Bizler öğrenciler, öğretmenler, veliler … Bizler Halkevciler, yani bu toprakların çocukları olarak; bu gün buraya ülkemizin dört bir yanından eğitim hakkımıza sahip çıkmaya geldik.
Bu gün burada bir araya gelerek okullarımızda ve mahallelerimizde yürüttüğümüz “Eğitim Hakkı” mücadelesinin mütevazı bir başka adımını daha atmaya geldik.
Eğitim hakkımıza sahip çıkmanın; emeğimize, onurumuza ve ülkemize sahip çıkmak olduğunun bilinci ile AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanına hak ettiği karneyi vermeye geldik.
Ve bu gün burada bir kez daha ilan ediyoruz ki; Halkevciler, Amerikancı AKP hükümetinin halka karşı uyguladığı kamusal yıkım programına karşı emekçi halkımızın insanca yaşama özleminin, başta eğitim ve sağlık hakkı olmak üzere başlıca sosyal hak ve kazanımlarının mücadelesini vermeye devam edecektir!
Çünkü Halkevleri, yoksulların ve mülksüzlerin evidir !
Çünkü Halkevleri, emekçi halkımızın muhalefet evidir !
Çünkü Halkevleri, birlikte değiştirmenin ve yarınları birlikte yaratmanın umudunu taşıyan aydınlık insanların evidir !
Dostlar,
Şimdi halkımızın doldurduğu bu karneyle aşağıdaki taleplerimizi burada hep birlikte haykırıyoruz;
- Geleceğimizi tüccarların ve gericilerin eline bırakmayacağız.
- Eğitimden esirgenen ülke kaynaklarının, rantiyecilere hortumculara peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz.
- Öğretmenlerimizin özverili mücadelesi ile kurulan sendikamız Eğitim-Sen’i kapattırmayacağız.
- Okullarımıza, eğitim hakkımıza sahip çıkacağız.
- Herkese eşit, parasız, nitelikli, bilimsel, anadilde eğitim hakkı istiyoruz.
Vermezlerse; alacağız !
11.06.2005
Abdullah AYDIN
Genel Başkan