İstanbul Büyükşehir Belediyesi ulaşıma yaptığı son zamlarla halka karşı çalıştığını bir kez daha kanıtlamış oldu. Zamma göre 1.50 TL olan tam bilet 1.65'e, 0.85 olan indirimli bilet ise 0.95'e yükseltildi.
Geçtiğimiz yıl mücadeleler sonucu zamları geri çektirmemize karşın metrobüste de yeni tarifeye geçilme kararı alındı. Yeni sistemle yolun uzamasına göre ücret artacak. Aylık mavi kart kullanarak metrobüsü kullanan yurttaşlar üç duraktan sonra bir biniş değil iki biniş ücreti ödeyecekler. Dolayısıyla metrobüse %100'ü aşan bir oranda zam yapılmış oldu.
Toplu taşımacılık yerine özel taşımacılık yararına yatırımların yapılması ile ve bu son yapılan zamlarla özelleştirmeye zemin hazırlanmaktadır. Özelleştirme ise daha pahalı ve kötü koşullarda yolculuk demek. Halihazırda bile balık istifi yolculuk yapan İstanbul halkı, üstüne üstlük bu hizmeti oldukça pahalıya almaktadır. Oysa kentsel ölçekte ulaşım altyapısı ve hizmetinin sağlanması görevi belediye aittir ve belediyenin bu hizmetten kar sağlaması amaçlanamaz.
Bir yıl önce yapılan zammın yürütmesini durduran ve nihai olarak zammı iptal eden İstanbul 10. İdare Mahkemesi verdiği kararda zammın fahiş olduğunu, belediyenin iç kaynak yaratmak için zamma başvurmasının haksız olduğunu tespit etmiştir.
Mahkeme kararında, belediyenin asli görevlerinden birinin şehir içi ulaşım olduğunu, toplu taşımanın öncelikli amacının kamu yararı olduğunu, toplu taşımanın tüm giderlerinin vatandaşa yüklenemeyeceğini, toplu taşımada kar amacı güdülemeyeceğine de kararında yer vermiştir. Aradan bir yıl geçmeden, bir önceki mahkeme kararı daha kesinleşmeden aynı oranda zam işlemi bir kez daha belediye tarafından yapılmıştır.
Ulaşım gıdadan sonra en büyük gider kalemlerinden ve biliyoruz ki temel hizmetlere yapılan zamlardan öncelikle kadınlar etkileniyor, ilk önce bu haklardan feragat edenler kadınlar oluyor. Toplu taşımacılığın hastane, okul, işyeri, kültürel mekanlar gibi yerlere ulaşımı sağlaması açısından da kritik bir önemi vardır. Ulaşımın pahalı olması bu kamusal alanlara ve temel ihtiyaç noktalarına erişimi de sınırlandırmaktadır.
Ulaşıma yapılan bu zamlarla kadınlar hem evlere hapsolmaya devam edecek hem de eğitim, sağlık vb. hizmetlere ulaşımı sınırlanacak, kamusal alana çıkmasının önündeki engeller artırılmış olacaktır.
Halkın tüm kesimleri için ulaşım bir lüks değil haktır. Özellikle hiçbir geliri ve sosyal güvencesi olmayan kadınların ulaşım hakkınının garanti altına alınması için tıpkı öğrencilerde uygulandığı gibi kadınlara da indirimli kart hakkı tanınmalı, ulaşım hakkını daha da sınırlandıran bu son zamlar geri çekilmelidir.
Kalabalık, kapasitesinden fazla insan taşıyan toplu taşıma araçlarının tacize kolaylıkla zemin hazırladığı herkesin bildiği bir gerçek. Toplu taşımaya yatırım yapılmamasının ve özel araç öncelikli yatırımların yapılmasının bir sonucu olan bu taşımacılık sistemi karşısında, herkesin insani koşullarda yolculuk yapmasının sağlanması gereklidir.
HALKEVCİ KADINLAR