9 yıllık AKP iktidarı piyasanın ve cemaatin hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Eğitim kampüsleri ile piyasayı, 4+4+4 formülüyle cemaati ihya ediyor
AKP iktidarı 1-5 Kasım 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen 18. Milli Eğitim Şura kararlarını referans alarak gericiliği kurumsallaştırma adımlarını birer birer atmaya devam ediyor. 8 yıllık kesintisiz eğitimin kaldırılarak 4+4+4 şeklinde kademeli olarak formüle edilen ve aslında zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarmayı değil 12 yıl zorunlu müşteri garantisi sağlamayı hedefleyen sistem için AKP iktidarı kanun teklifini meclise sunmaya hazırlanıyor.
Pensilvanya’dan Meclis’e uzanan kanun teklifi
Yeni sistemde ilköğretim 4+4 şeklinde iki kademeden oluşacak. Ardından gelecek 4 yıl ise 'ortaöğretim' olarak devam edecek. İlköğretim 4. Sınıftan itibaren “mesleğe yönelme” adı altındaki düzenlemede piyasanın beklentilerine uygun mesleki-teknik eğitimin yapılandırılması ile sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılama ve İmam Hatipleri güçlendirme hedefi açıkça görülebiliyor. AKP iktidarı bu düzenlemeyi yaparken eğitim biliminden değil 2005 yılında gerçekleştirilen Fethullah soslu 9. Abant Platformu kararlarından ve bu kararları 18. Milli Eğitim Şurası’na taşıyan yandaş Eğitim Bir Sen’den beslenmiştir. Bu da bize AKP’nin sunmaya hazırlandığı kanun teklifinin ısmarlandığı yerin Pensilvanya olduğunu işaret ediyor. 4+4+4 formülünde birinci hedef İmam Hatiplerse ikinci hedef IMF ve sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda mesleki eğitimi yaygınlaştırmak, Torba Yasada yer alan çocuk işçilik ve stajyerlik açılımına yeni bir boyut kazandırmak.
Müfredat gericileştirildi
AKP 9 yıllık iktidarında eğitimin gericileştirilmesi yolunda önemli adımlar zaten atmıştı. Kuran kurslarına yaş sınırlaması ortadan kaldırıldı, müfredat gericileştirildi, özel eğitim okullarında resim ve beden eğitimi derslerinin sayısı azaltılırken otistik çocuklara dahi din dersi getirildi, eğitimde imamların görev alacağı alanlar yaratılarak mahalle imamlığının önü açıldı. 18. Milli Eğitim Şura Kararlarının uygulanmaya başlanması ile birlikte hem eğitimin gericileştirilmesi hem de eğitimin kamusal niteliğinin ortadan kaldırılması adına önemli bir olanak yaratılmış olunuyor.
Bir Ömer Dinçer hayali: Eğitim kampüsleri
AKP, 18. Milli Eğitim Şura kararlarının ardından, devletin 49 yıla kadar özel sektöre kiracı olacağı 652 sayılı KHK ile eğitimi piyasalaştıracak temel düzenlemeleri de yapmış oldu. 4+4+4 şeklinde kesintili ve kademeli olarak gündeme gelen bu uygulamayı eğitim kampüsleri projesinin dışında değerlendirmemek gerekiyor. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer eğitim kampüsleri ile ilgili açıklamasında “hayalimizin bir parçası” diye ifade etmişti. Temizlik, güvenlik, pansiyon, yemekhane, spor tesisleri gibi piyasa için inanılmaz büyüklükte alan açacak olan kampüs projesinin sadece Ömer Dinçer’in hayali olmadığı çok açık. Kampüsler paralı eğitim uygulamalarına yeni bir boyut katıp sermayeye emekçilerin güvencesiz çalıştırılacağı bir cennet vaat ediyor. Zorunlu eğitimin kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılmasına yönelik atılan adımları da kampüs projesinin içine yerleştirdiğimizde tabloyu daha net görebiliriz. Katsayı sorununun kalmadığı, ortaokul bölümleri açılmış İmam Hatipler için özel kampüs projeleri, bir sermaye grubunun ihtiyaç duyduğu ucuz işgücünün sağlanacağı kampüs kentler yapılacak. Yoksullar için de gettolar kurulacak. Görüldüğü üzere ne 4+4+4 formülünde ne de eğitim kampüsleri projesinde parasız kamusal eğitim, güvenceli çalışma var. Ne kadar para o kadar eğitim, taşeron güvencesiz çalıştırma var. Tüm bu uygulamaların yanına halihazırda değiştirilmeye çalışılan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile güvencelerini yitirmiş kamu emekçilerini, Ulusal İstihdam Projesiyle açılmış özel istihdam bürolarını eklediğimizde sermaye için tadından yenmez iştah açıcı bir menü.
Saldırı eğitimin tüm bileşenlerine, mücadele hepimizin
12 Haziran seçimleri sonrasında Ömer Dinçer’in bakan koltuğuna oturması eğitim alanındaki neoliberal dönüşümün hızlanacağının ipuçlarını veriyordu. Yeni dönemde eğitim emekçilerinin güvencesizleştirilmesi ve eğitimin piyasalaştırılmasının daha ahenkli bir şekilde uygulanacağı aşikâr. FATİH projesi, 12 yıl kesintili kademeli eğitim, eğitim kampüsleri, performans yönetim sistemi, angarya, zorunlu din derslerinin eğitimin her kademesine yaygınlaştırılması, mahalle imamlığı, ücretli güvencesiz öğretmenlik, eğitime yeterli bütçenin ayrılmaması gibi çoğaltabileceğimiz AKP icraatları önümüzdeki günlerde öğretmen, öğrenci ve veliler için mücadelenin birleştirilmesi ve büyütülmesi anlamına geliyor. Çok açık ki 2012 yılı eğitimin piyasalaştırılmasına, gericileştirilmesine, eğitim emekçilerinin güvencesizleştirilmesine karşı mücadele yılı olacaktır.
* Betül Öztürk KORKUT
Eğitim-Sen MYK Üyesi
Fethullah-piyasa el ele 4+4+4 –Betül Öztürk Korkut
İlgili içerik
Halkevleri Genel Merkezi Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap