Soma Savcılığı’nın Soma Katliamı’na ilişkin düzenlediği iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince iade edildi.
Gerekçe üç maddeye dayanmaktadır;
- İddianamede katliam mağdurlarının hepsinin ifadesinin alınmaması eksiklik olarak görülmüştür.
- Sanıkların konum ve statülerinin belirtilmediği bu nedenle hangi düzeyde suçla ilişkilendirildiklerinin belirtilmesi gerektiği
- Ayrıca delillerle sanıklar arasındaki bağın eksik kurulduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak AİHS madde 6 adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edecek eksiklerin iddianamede var olduğu belirtilmiştir.
Halkevleri Soma Madenci Evi olarak savcılığa maden işçileri ve yakınları adına verdiğimiz dilekçede belirtmiştik. Öncelikle kamu otoritesinde sorumlu olanların ivedilikle belirlenmesi gerekir. Zira kamunun ödevi uluslararası mevzuatta açıktır. 81 Sayılı ILO sözleşmesine göre denetim, iş güvenliği mevzuatının uygulanmasını sağlayacak ölçüde sık olmalıdır. İş Teftiş Tüzüğü uyarınca ise; teftişler kısa aralıklarla yapılmalı, işçi sağlığı ve güvenliği bakımından veya ağır ve tehlikeli işlerin yapıldığı ya da mevzuat hükümlerine uyulmamasının alışkanlık haline getirildiği işyerleri sık aralıklarla teftiş edilmelidir.Bu teftişleri yapmayan,yapılması için gerekli tedbirleri almayan,yapılıp yapılmadığını denetlemeyen veya layıkı ile denetimin gerçekleşmemesine neden olanların tamamının cezalandırılması gerekmektedir.
“TKİ” yetkilileri Sorumludur. T.K.İ.Kurumu yetkilileri sorumlu olup cezalandırılmaları gerekmektedir. Çünkü Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ile Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. arasında hizmet alım sözleşmesi mevcut olup Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez maden ocağında hizmet alımı çerçevesinde maden işçisi çalıştırmaktadır. Dolayısıyla 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında Türkiye Kömür işletmeleri Kurumu asıl işveren, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. ise alt işverendir. Yapılacak cezai soruşturmada, Türkiye Kömür İşletmeleri A.Ş. yetkilileri hakkında soruşturma yürütülerek sorumluluğu bulunan, kusuru ve ihmali olan şahısların cezalandırılmasına karar verilmelidir.
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik” ve “Enerji Bakanlığı” Sorumludur. Kamuda sorumlu olanların tespiti benzer katliamın yaşanmasının önüne geçmenin bir unsurudur. Zira kamu kurumları üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmedikleri için Ermenek katliamı meydana gelmiştir. Şirketlerin insafına bırakılmış madencilik katliamların habercisidir. Bu itibarla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı aynı sorumluluğu taşımaktadır.
Soma’da 13 Mayıs’ta yaşadığımız katliamdan sonra tüm Türkiye’de madenlerde yaşanan iş kazaları da göstermektedir ki asıl sorumlu taşeron sistemiyle maden işçilerini güvencesiz koşullarda çalışmaya mahkum eden AKP iktidarı ve iktidarın bakanlarıdır.
Alp Gürkan Sorumludur. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. yetkilileri ve şirketin sahibi olan Alp Gürkan maden ocağında meydana gelen olayda 4857 sayılı iş Kanunu’nun m.77 de düzenlenen “ İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla yükümlüdürler.’’ Hükmü gereği olayda birincil şekilde sorumludur. Jeoloji Mühendisleri Odası şirket sahibi Alp Gürkan hakkında iç soruşturma başlatmışken ki bırakın ülkemizde dünyada infial uyandıran bir katliam karşısında Alp Gürkan’a ifade işlemi dahi yapılmamıştır. İade edilen iddianamede Alp Gürkan hakkında takipsizlik kararı verildiği de belirtilmiştir. Soruşturma yapan savcılık ve iddianameyi iade eden ağır ceza Alp Gürkan açısından üstünden atlama yöntemi ile cezasızlık yolunu açmışlardır. Oysaki yetersiz mevzuat bile Alp Gürkan’ın en azından ifadesinin alınmasını gerektirir.
2013 yılında yürütülen silikozis hastalığına yakalanan işçilerin şikayetleri sonucu başlayan soruşturmalar bu konuda örnek olmuştur. Danıştay’ın 1. Dairesi’nin 2010/1286 E. 2010/1630 K. sayılı ilamı İş Sağlığı ve Güvenliği’nde denetim yapmayan kamu görevlileri hakkında yapılan soruşturmalara ilişkin önemli kriterler belirlemiştir. Bu doğrultuda Anayasa 49. maddeye göre çalışma hakkının sağlıklı yapılmasından açık olarak devletin sorumlu olduğu belirtilmiştir. Silikozis hastalığına neden olacak çalışma biçimini denetim eksikliği ile devam ettiren müfettişler hakkında, bağlı bulundukları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın soruşturmaya izin vermeme kararı “isnat edilen eylemin, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın 15.4.2010 tarihli soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına” gerekçesiyle iptal edilmiştir. Bu itibarla bırakın ölümle sonuçlanmasını ölüme neden olacak silikozis gibi meslek hastalıklarında dahi TCK. Madde 83 hükümlerinin uygulanması gerekir. Yine Maden ocağında meydana gelen faciada gerekli önlemleri almayan, önlemlerin alınıp alınmadığı konusunda kontrol ve denetim görevini eksik yerine getiren kişiler hakkında taksirden bahsedilemeyeceği açıktır. Bu nedenle olayın olası kastla işlendiği yönünde olaya emsal olan bir başka facia ile ilgili olarak Yargıtay 12.Ceza Dairesi’nin 2012/21104 E., 2013/25712 K. ve 14.11.2013 tarihli ilamı savcılığa mağdurlar adına verdiğimiz dilekçe de sunmuştuk.
Cezalandırmalar Kasten öldürmeden yapılmalıdır. Tüm mağdur şikayetleri açıkken ve emsal kararlar mevcutken savcılık tüm bunları görmezden gelmiştir. Emsal kararlar ve hukukun evrensel ilkeleri gereğince tüm şüphelilerin taksirle ölüme sebebiyet verme eyleminden dolayı değil T.C.K.m.83 de düzenlenen kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi hükümleri uyarınca cezalandırılmaları gerekmektedir.
Sonuç olarak iddianamenin iadesi kararı yerinde tespitler içermektedir. Fakat gerçekten soruşturulması gereken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, TKİ yetkilileri ve şirketin karar almaya yetkili kişileri soruşturma dışında bırakılmıştır. Bakanlardan sorumlu olabilecek en alt düzeydeki kişilere kadar herkes soruşturmaya dahil edilmelidir.
Halkevleri Soma Madenci Evi Hukuk Birimi