13 Mayıs’ta Soma’da ülkemiz tarihinin en büyük maden faciası yaşandı. Yaşanan kader değildi, göz göre göre gelen bir katliamdı. Katliamın failleri güvencesiz, taşeron çalıştırmayı yaygınlaştırmak için her türlü politikayı hayata geçiren AKP iktidarı ve bitmek tükenmek bilmeyen kar hırsıyla hareket eden sermayedir.
Soma’da yaşanan işçi katliamı kölelik koşullarında çalışmanın en kötü örneklerinden birisinin bir kez daha gözler önüne serilmesine neden oldu. Bu gerçeği bütün ülke olarak Soma Katliamı’ndan sonra tüm çıplaklığıyla bir kez daha gördük. Daha fazla kar elde etmek için kapasitenin kat kat üzerinde çalışılan madende katliam göz göre göre yaşanmıştır. Madende böyle bir kazanın yaşanabileceği yönünde şirket yetkililerinin defalarca uyarıldığı, yetkililerin bu uyarıları dikkate almadığı ortaya çıkmıştır.
Katliamın arkasından ise Somalılara yaşatılan zulüm devam etmiştir. Yakınlarının ölmesine isyan edenler bizzat başbakan tarafından tokatlanmış, ardından başka bir madenci yakını müşteşar tarafından tekmelenmiş, insanlara tazyikli suyla biber gazıyla saldırılmıştır.
İktidar başımıza açtığı her felaketi fırsata çevirmeye çalışmaktadır. Soma katliamı sonrası ise göz boyamaya çalışan AKP, sözde iyileştirmelerle taşeronu yaygınlaştıracak bir düzenlemeyi meclisten geçirmek istemektedir.
Bilinmelidir ki Soma münferit bir kaza değildir, Soma her yerdedir. Ülkemizin dört bir tarafında her gün iş kazalarında insanlarımız ölmekte, yüzbinlerce insan kölelik koşullarında çalışmaktadır. Madencilikte yaşanan iş cinayetlerine “bu işin fıtratında var” denilemez ve elbette buna boyun eğilemez.
Halkevleri olarak Soma işçisinin “madenler kamulaştırılsın, güvencesiz çalıştırmaya son verilsin, taşeron çalışma yasaklansın. Katliamın sorumlusu şirket patronları cezalandırılsın, şirketin tüm mal varlıklarına el konulsun” taleplerini büyütmeyi, ülkemizin dört bir yanında yaygınlaştırmayı temel görev sayıyoruz. Ulusal ve uluslararası fonların Soma’da yaşanan katliamın üstünü mali fonlarla örtmesine, sermayenin yüzünü kadın emeğini sömürme “projelerine” çevirmesine karşı iş cinayetlerinin durdurulması hedefi başta olmak üzere, sorumluların hesap vermesi ve mağduriyet yaşayan işçilerin ve ailelerin mağduriyetlerinin tazmin edilmesi gibi çeşitli çalışmalar yürüteceğiz. Soma Madenci Evi halkın özgücünü seferber ederek, dayanışmanı adresi olacak.
Bu amaçla kurduğumuz Madenci Evi’nde şu çalışmalar yürütülecektir:
• Kazada hayatını kaybetmiş madencilerin ailelerinin yaşadıkları sorunlar ve ihtiyaç duydukları destekler saptanacak, buna dönük olarak hukuksal olarak haklarını aramalarına yardımcı olunacaktır.
• Kazada yaralanan madencilerin yaşadıkları sorunların giderilmesine dönük çalışmalar yapılacaktır.
• Yakınlarını kazada kaybeden ailelere dönük psikolojik destek için çalışmalar yapılacak, bu konuda konunun uzmanı kurum ve kişilerle ortak çalışmalar yürütülecektir.
• İşçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, işçi sağlığı ve güvenliği konularında bilgilendirici eğitsel çalışmalar yapılacak, broşür, video gibi bilgilendirici araçlar üretilip dağıtılacaktır.
• İşçilerin sendikalaşması başta olmak üzere örgütlenme hakları konusunda bilgilendirici çalışmalar yapılacaktır.
• Açılacak Halkevleri Yaz Okulu’nda başta madenci ailelerinin çocukları olmak üzere Somalı çocuklar bilimsel, kültürel, sanatsal faliyetlere gönüllü eğitmenler eşliğinde katılacaklardır.
• Madenci Evi aynı zamanda işçilerin ve ailelerinin buluşabilecekleri, birlikte vakit geçirebilecekleri, sorunlarını paylaşacakları bir dayanışma merkezi işlevi görecektir.
Bu çalışmalar doğrultusunda Madenci Evi’nde şu birimler olacaktır:
• Hukuk Birimi
• İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
• Eğitim birimi
• Psikolojik Danışma Birimi
• Basın Yayın Birimi
Madenci Evi’nde ayrıca bir adet çocuk odası da yapılacaktır. Çalışmalar işçilerin, emeklilerin ve işçi ailelerinin katılımıyla sürdürülecek, diğer illerden dayanışma amaçlı gelen destekler de koordine edilecektir.