Dün yaşamını yitiren Türkiye sinemasının değerli senaristi ve yönetmeni Yusuf Kurçenli için bugün(23 Şubat) Atlas Sineması’nda bir tören gerçekleştirildi. Tören boyunca konuşan yakınları, dostları ve çalışma arkadaşları Kurçenli’yi sevgiyle ve özlemle andı. Her konuşmada değerli bir sanatçıyı, değerli bir dostu kaybetmiş olmanın hüznü hissediliyordu.
Yaklaşık 1,5 yıldır kanser tedavisi gören Yusuf Kurçenli, durumunun ağırlaşması dolayısıyla 4 gün önce hastaneye kaldırılmış, dün ise hayatını kaybetmişti. Kurçenli, 1947 yılında Rize’nin Çayeli ilçesinde doğdu. Halkevleri’nin ikinci döneminde gerçekleştirilen kültür sanat çalışmalarında yer alan Yusuf Kurçenli Halkevleri’nin hayatındaki yerini bir röportajında şu sözlerle ifade ediyordu: “Benim hayatımdaki asıl dönüşüm, Halkevleri dönemimdir. 60’lı yıllarda Halkevleri yeniden açılmıştı. Orada bizden büyükler, edebiyatçılar, bilim insanları, sanatçılar ile kültür ve sanat ortamı içinde birkaç yılım geçti. Orada eğitimden sinemaya, tiyatrodan müziğe kadar birçok şey yapılırdı.” Kurçenli, sinemaya 1980’lerde başladı. İlk filmi “Ve Recep Ve Zehra Ve Ayşe”nin ardından “Gramafon Avrat”, “Karartma Geceleri”, “Çözülmeler”, “Gönderilmemiş Mektuplar” ve “Yüreğine Sor” gibi pek çok filme imza atan Kurçenli, yaşamı boyunca toplumsal duyarlılığını da filmlerinde hissettirdi.
Atlas Sineması’nda gerçekleşen törene katılım oldukça yoğundu. Ailesi, dostları, ekip arkadaşları, sinema emekçileri Kurçenli’yi son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Kurçenli’nin hayatındaki yerini anlatmadan geçmediği Halkevleri’nin İstanbul Şubesi’nden de törene katılım gerçekleşti.
Mehmet Ali Alabora’nın sunuculuğunu üstlendiği törende ilk olarak Kurçenli’nin asistanı Yıldız Bakoğlu’nun hazırladığı Kurçenli’nin hayatını anlatan, “Ustama Saygı” adlı belgeselden bir bölüm izlendi.
Belgeselin ardından ilk sözü alan Yıldız Bakoğlu, “Beni yanında bulundurduğu için ona çok teşekkür ediyorum. Bilge ve güzel bir adamdı. Benim İstanbul’daki babamdı. Onu yitirdim. Kolum kanadım kırık bugün.” dedi.
Bakoğlu’nun ardından konuşan Rutkay Aziz, Kurçenli'nin ilkeli, dürüst, ahlaklı, namuslu, insanı seven, gerçekçi olduğunu ifade ederek, “Yusuf öncelikle güzel adamdı. Onu güzel yapan emeğin kavgasına düşmüş olmasıydı.” dedi. Aziz ayrıca “O doğum ve ölüm arasındaki çizgiyi hak ederek yaşadı. Filmlerinde hep Türkiye gerçeğini anlattı. Hayatı hak ederek yaşadı. Her zaman 'Yusuf nasılsın' dediğim de, 'Daha iyi günlerim oldu' derdi. Şimdi onu uğurluyoruz. Işıklar içinde yatsın. Bizim de daha iyi günlerimiz olmuştu” diye konuştu.
Yusuf Kurçenli’yi anlatmak için söz alan bir diğer isim ise yönetmen Yavuz Özkan idi. Özkan, “1975 yılında tanıştım Yusuf’la. O zamandan beri dostuz. Yeni iki projesi vardı. Ama bu projelerinde ölüm yoktu, hayat vardı. Hayata yaraşanı aramak ve mücadele etmek vardı. Ama şuan onu yolcu etmek için buluşmanın üzüntüsünü yaşıyorum” dedi.
Özkan’ın ardından Yusuf Kurçenli’nin 55 yıldır yanında olan, çocukluk arkadaşo Yahya Bilgin konuştu. Bilgin, “Çocukluk arkadaşıydım Yusuf’la. 55 yıldır tanıdığım, yaşama direnişine yaşamla dopdolu oluşuna, azmine tanık olduğum için çok mutluyum” dedi.
Oyuncu Mehmet Aslantuğ ise kendi dönemindeki aktörler için Kurçenli’nin ağabey olarak görüldüğünü ve sevildiğini söyledi.
Öğrencilik yıllarında Yusuf Kurçenli’yi tanımış ve peşine düşmüş olan Yüksel Aksu da törende konuşanlar arasındaydı. Yüksel Aksu “Kamerayı ilk kez onunla gördüm. Okulumuza bir ziyarete gelmişti ve bana telefonunu vermek gibi bir hata yaptı. Ben musallat oldum ona. Biraz adam olduysam bunda Yusuf abinin emeği çoktur.” şeklinde konuştu.
Kurçenli’nin son filmi “Yüreğine Sor”un müziklerini yapan Ayşenur Kolivar usta yönetmeni “Son filmin müziğini yapmıştık. Ben onu hep ‘Çayelinden Öteye’ türküsünü beraber söylerken hatırlayacağım” diyerek andı.
“Yüreğine Sor” un başrol oyuncularından Kenan Ece ise Kurçenli ile 2009’da tanıştığını, Türkiye’ye yeni döndüğü dönemde eline bu filmin senaryosunun geçtiğini, okuduğunda senaryonun çok iyi bir kalple yazılmış olduğunu düşündüğünü söyledi. “Sette çok geriliyordum zaman zaman, ilk filmim olduğu için. Ama gelir çocuk gibi bizimle ilgilenir kafamızı okşardı. Oradan anlardık onun kalbindeki sevgiyi ve sıcaklığı” diyen Ece, içinde bulunduğumuz çağın ayrımcılığı körüklediğini, fakat Kurçenli’nin ayrımcılığa karşı durduğunu da sözlerine ekledi.
Kurçenli’nin ekip arkadaşlarından Baran Seyhan ise “ Bana çok büyük bir dostluk ısmarladı. Keşke eksikliğini ısmarlamasaydı.” diye konuştu.
Son sözü Kurçenli’nin eşi Nesteren Davutoğlu aldı. Davutoğlu, Kurçenli'yi tanıdığı için kendini çok şanslı gördüğünü ifade ederek, “30 yıllık bir dostluğumuz var. Çok parlak bir gençti onu tanıdığımda içinde bir ateş ve enerji vardı. Toplumsal duyarlılığı, Karadeniz'i ve Anadolu'yu ondan öğrendim. Hepimiz Yusuf gibi düşünürsek daha iyi bir dünya olacağına inandım. Saflık, iyilik prim yapsın isterdi. 17 ay boyunca bir kere sızlanmadı, kimseye sitem etmedi, 'Niye ben' demedi.”
Törenin sonunda Kurçenli'nin tabutu omuzlar üzerinde alkışlarla uğurlandı. Teşvikiye Camii’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Yeni Ulus Mezarlığında toprağa verildi.