İzleyebildiğim kadarıyla Halkevleri’nin emek ve hak mücadelesindeki yeriyle ilgili kısa başlıklarla bazı değerlendirmeler yapmak isterim:
- Halkevleri’nin emeğin haklarının ötesinde halkın hakları teması etrafında; su, ulaşım, konut vb. hak başlıklarını birarada düşünmek ve talep etmek biçimindeki yaklaşımını anlamlı ve olumlu buluyorum. Sanırım önümüzdeki dönemde bu hak başlıklarının hak kayıplarını yaşayan öznelerin yürüttükleri mücadelelerin konusu olmaktan öte emek mücadelesinin öznelerinin de konusu haline getirilmeleri öncelikli bir gündem olmalıdır/olacaktır. Hak mücadelelerinin ortaklaştırılmasını daha geniş bir zeminde düşünmek gerekli gibi. Mücadele yürütenleri mitinglerde yanyana getirmenin ötesinde gündemleri kesiştirmek, özellikle emek örgütleriyle bu konuda yaratıcı ve önceliklere saygılı bir diyaloğu geliştirmek, işbirliklerinin zeminin oluşturmak hedeflenmeli. Burada sadece sendikaları değil örneğin kurucusu olduğum Sosyal Haklar Derneği gibi kurumları da kastetmekteyim. Mesela SHD’nin epey bir süredir yayınladığı sosyal hak izleme raporları varken ayrı bir çalışma yerine ortak bir izleme ve raporlama olanağı yaratılamaz mı? Ben sosyal hakla hareketinin önemine inanan biri olarak bu alandaki oluşumların biraradalığının gerekliliğine de önem veriyorum.
- Halkevleri’nin geçtiğimiz yıllarda yürüttüğü emek çalışmaları merkezi faaliyetleri, geniş bir alanda uygulanan genç emekçilerin profilini çıkarmayı dönük saha araştırması gibi başlıklarda bilgi sahibi olmayı isterdim doğrusu. İlan edilerek bir anlamda kamuya maledilen, beklenti yaratan bu tür girişimlerin sonuçları hakkında doyurucu bilgi sunulması, başkalarının da yararlnabileceği deneyim ve veri aktarımı yapılmasını doğru buluyorum. Bu vesileyle memleketimizde artık yokluğu bir ayıp haline gelmiş olan kapsamlı, kurumsal ve üretken bir emek/sınıf araştırma merkezinin oluşturulmasının ve yürütülmesinin önemine dikkat çekmek isterim. Yine bu alanda benim de kurucuları arasında bulunduğum TÜSAM gibi oluşumlarla girişilecek işbirliklerinin öneminin altını da çizmek isterim. Yaygınlığı ve sahip olduğu genç nitelikli insan potansiyeli ile Halkevleri’nin bu alanda girişeceği kalıcı çabalar anlamlı olacaktır. Türkiye işçi sınıfının durumunu, eğilimlerini, farklı kesimlerinin profilini, örgütsel kapasitesini oluşturacak dinamiklerini vb. anlamaya yönelik bilimsel, ciddi çabalara olan ihtiyacın çok yüksek düzeyde olduğunu belirtmeliyim.
- Halkevleri’nin esasen çalışma mekanı değil yerleşim esaslı örgütlenme yapısını düşünerek emek örgütlerinin enformel, güvencesiz kesimleriyle, ev eksenli çalışanlarla vb. buluşmasında etkin bir rol oynayabileceğini düşünmekteyim. Burada kritik nokta yine karşılıklı tarzlara, önceliklere ve hedeflere yönelik duyarlılık ve saygı olacaktır. Farklı ülkelerde denenen yerleşim yeri temelindeki emek örgütlenmeleri için bizde de harekete geçilebilir. Küçük ama anlamlı deneyimlerin yaratılmasına ihtiyaç olan bir konudur bu kanımca.
- Tekel işçilerinin örnek direnişi birçok açıdan kritik derslerle doluydu. Solun işçilerle kurduğu iletişimin, kullandığı dilin, yaklaşım biçiminin, dayanışma pratiklerinin niteliğiyle ilgili de önemli deneyimler yaşandı. Ben bunu çok önemli buluyor ve takip edebildiğim kadarıyla bu konuda epey deneyim biriktirmiş Halkevci kadroların birikimlerini paylaşacakları, bu meselenin önemine dikkat çeken, bu meseleyi sorunsallaştıran etkinlikler yapılmasının yerinde olacağını düşünüyorum. Solun emek hareketinin kapasitesini artırmak, emekçilerle buluşmak ve onları dönüştürmek gibi asli meseleleri için girişilecek samimi, mütevazi, paylaşımcı ve sistemli çabaların gerekliliğine dikkat çekmek istiyorum.
Halkevleri’ne çalışmalarında ve mücadelesinde başarılar diliyorum.
M. Hakan KOÇAK (Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi)