İzmir’de Gültepe-Çınartepe halkı Gültepe Halkevi’nin çağrısı panelde bir araya geldi. “Laik ve demokratik bir ülkeyi biz kuracağız” sloganı ile gerçekleştirilen panele CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok ile Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy katıldı. Panelde ve soru-cevap kısmında öne çıkan faşizme ve diktatörlüğe karşı harekete geçme gerekliliği oldu
Halkevleri OHAL koşullarına rağmen ülkenin dört bir yanında faşizme ve diktatörlüğe karşı etkinliklerde, panellerde buluşmaya devam ediyor. Faşizme ve diktatörlüğe karşı mücadelenin konuşulduğu panellerden birisi İzmir Gültepe-Çınartepe’de gerçekleştirildi. Gültepe Halkevi’nin çağrısı ile “Laik ve demokratik bir ülkeyi biz kuracağız” sloganıyla gerçekleştirilen panel için Gültepe halkı Çınar Düğün Salonu’nda bir araya geldi. Panelin konuşmacıları CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok ile Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy’du.
Laik ve demokratik bir ülke için mücadelenin konuşulduğu panelin açılış konuşmasını Gültepe Halkevi başkanı Özgür Keskin gerçekleştirdi. Keskin konuşmasında panel için mahalleye yığılan kolluk kuvvetlerine vurgu yaparak Gültepe’de gerçekleştirilen yaz okulu şenliğinden şube genel kuruluna kadar bütün etkinliklere polis yığınağı yapıldığını belirtti. Bu baskının kendilerini yıldıramayacağını söyleyen Keskin, faşizme karşı her türlü şekilde mücadele etmeye devam edeceklerini ve bu mahallenin, bu sokakların, bu ülkenin bizlerin olduğunu söyledi.
Keskin’in konuşmasının ardında konuşmacılardan ilk söz CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok’undu. Altıok konuşmasına Ümraniye Halkevi’ne gerçekleştirilen saldırıyı kınayarak başladı. Kendisini darbe mağduruymuş gibi gösteren AKP iktidarının aslında bir darbenin, 12 Eylül darbesinin çocuğu olduğunu vurgulayan Altıok, uzun yıllar boyunca süren cemaat-AKP işbirliğinin altını çizdi. Altıok ayrıca “FETÖ” adı altında yapılan operasyonların bahanesi ile demokratik kurumların ve insanların saldırıya uğradığını söyledi.
Zeynep Altıok’un önemine değindiği konulardan birisi de eğitim oldu. Cemaatin eğitim alanında örgütlenerek buralara geldiğini söyleyen Altıok, bu alanın boş bırakılmaması gerektiğine dikkat çekti ve “Ilımlı İslam” aldatmacası ile AKP’nin diktatörlüğüne pekiştirdiğini belirtti.
Şort giydiği için saldırıya uğrayan kadından bahseden Altıok, AKP’nin özgürlük anlayışının bu olduğunu söyledi ve demokrasi, özgürlük, barış gibi kavramların iktidar tarafından ters düz edildiğini belirtti. Altıok sözlerine “Basının yok edilmek istenmesine karşı hepimiz iki ayaklı televizyon olmalıyız” diyerek son verirken bu tarz buluşmaların ve yan yana gelmelerin çok önemli olduğunu söyledi.
Zeynep Altıok’un ardından sözü Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy aldı. “Bu tür ortamlara fazlasıyla ihtiyacımız var” diyerek sözlerine başlayan Ersoy salonda bulunanların Haziran isyanını, kadın isyanını başlatanların ve diktatörlüğe son verecek olanların olduğunu belirtti. Ersoy yaşananların iktidarın kendi iç krizi olduğuna dikkat çekti ve Saray’ın en güçsüz olduğu dönemlerden birini yaşadığının bilinmesi gerektiğini söyledi. Gerçekleştirilen gerici ve faşist saldırıların adının konması gerektiğini söyleyen Ersoy, “Bunun ismi Siyasal İslam’dır” dedi. Siyasal İslam ile hesaplaşılmadan mücadelenin kazanılmayacağının ve Siyasal İslam ile hesaplaşmanın her türlü cemaat ve tarikatla hesaplaşma olduğunun altını çizdi. Kapatılan televizyonlardan bahseden Oya Ersoy artık safların çok net olduğu vurgusunu yaptı ve ekledi: “Yalancılar, talancılar, hırsızlar, katiller ve biz!”.
Oya Ersoy, bugün saray diktatörlüğüne karşı mücadelede üç başlığın önemli olduğunu söyledi. Bunlardan birincisi olan eğitimin laik, demokratik ve bilimsel olması için herkesin mücadele etmesi gerektiğini belirtti. Ersoy’un belirttiği ikinci başlık ise Alevilerdi. Gericiliğin başta Aleviler olmak üzere ilerici, aydın, demokrat, solcu olan her kesimi tehdit ettiğini ve AKP’nin politikaları sonucu iç savaş tehdidine dönüşen IŞİD tehlikesini vurguladı, gericiliğe karşı mücadelenin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Üçüncü başlık ise kadınlardı. AKP’nin gerici iktidarının bütün kadınları tehdit ettiğini söyleyen Ersoy, toplumsal yaşamın toptan laikleştirilmesi gerektiğini ve bunu kadınların kendi öz gücü ile yapacağını vurguladı. Ersoy, “İslamcı-gericiliğe karşı mücadele bizim için varlık yokluk meselesidir. Biz kadınlar yaşamlarımızı gericilerin kuralları ile çevrilen hapishaneye dönüştürmelerine izin vermeyeceğiz. Hem kendi yaşamımız hem yaşadığımız toplum hem de ülkemiz için laiklik ve özgürlük mücadelesi vereceğiz. İtaat yok, isyan var” dedi.
Oya Ersoy artık işleyen bir meclisin kalmadığını, sarayın parlamentoyu işlevsizleştirdiğini ve Erdoğan’ın ülkeyi saraydan yönetmeye çalıştığını söyledi. Yapılması gerekenin toplumun eşitlik, özgürlük, laiklik ekseninde yeniden yapılandırılması olduğunu belirtti. Ersoy sözlerine bu diktatörlük karşısında omuz omuza mücadele ederek kazanacaklarını söyleyerek mücadele çağrısı ile son verdi.
Konuşmaların ardından panel soru-cevap kısmı ile sona erdi.