Ülkemizde 30 yıldır uygulanan , Reel-sosyalıst blokun çöküşünden sonra tüm dünyada saldırganlığını arttıran neoliberal uygulamalar, AKP hükümetinin parlementodaki mutlak çoğunluğu ile yasal değişiklikleri kolayca yapması sayesinde hakimiyetini pekiştirdi.
Sağlık bu uygulamalardan en çok etkilenen alanlardan biri oldu. Sağlıkta Dönüşüm programı adı altında dayatılan ,bazı popülist uygulamalarla tepkilerin törpülenebildiği ve kitleler nezdinde henüz tam olarak olumsuz yönlerinin anlaşılamadığı özelleştirmeci ,piyasacı sağlık modeli ülkemiz emekçi sınıflarına büyük bir saldırıdır.
Aile Hekimliği, Kamu Hastaneler Birliği, Tam gün uygulaması,SSK hastanelerinin gaspı,sağlık ocaklarının kapatılması gibi uygulamalarla yürürlüğe sokulan bu model Dünya Bankası,İMF gibi emperyalist kuruluşların ,az gelişmiş ülkelere dayattığı bir modeldir.Ve artık sağlık sınıf mücadelesinin kristalleşeceği, anti-kapitalist savaşımın kitlelerin gündelik hayatına doğrudan değeceği bir alan haline geldi.
Halkevleri şu ana kadar yürüttüğü hak mücadelelerinde sağlık hakkı mücadelesini her zaman öne çıkararak önemli bir tespit yapmıştır. Bundan sonra da,önümüzdeki süreçte bu çizgiyi zenginleştirerek sürdürmeli hem yoksul halk kitlelerinin örgütlenmesinde ,insanların ertelenemez sağlık hakkı mücadelesini merkeze almaya devam etmeli hem de TTB ve SES gibi bu alandaki sendika ve meslek örgütleri ile işbirliğini sürdürmelidir.
İstanbulda hayata geçirilen ve üç yıldır önemli işler başaran “Herkese Sağlık Güvenceli Gelecek “ platformu bu alanda devrimci demokrat çevrelerin ortak mücadele kültürüne de önemli katkılar yapmıştır.
Dr. Nazmi Algan (İstanbul Tabip Odası)