“Anadolu’nun Eski Sakinleri” ilköğretim çağındaki çocuklara ve gençlere yönelik beş kitaptan oluşan bir set. Kitabı yazan ve çizen karikatürist Behzat Taş üç yıl emek verdiği bu eserini hazırlama gerekçesini, “Anadolu’nun kültürel mozayiğini oluşturan medeniyetleri çocuklara onların keyifle okuyabilecekleri bir dille anlatmak” olarak açıklıyor. “Peki bu ne işe yarayacak, zaten ülkemizde yeteri kadar tarih kitabı yok mu?” diyebilirsiniz belki. Ama ülkemizde tarihin bir bilgilenme eylemi olarak değil Türk-İslam sentezini dayatmanın bir yolu olarak öğretildiğini anlamak için okutulan ders kitaplarına şöyle bir göz gezdirmek yeterli. Yıllarca birçok kavmi ağırlayan ve hiçbirini uğurlamayan bu toprakları tanımak, içine sokuşturulduğumuz bu Türk-İslam sentezi baskılamasından çocuklarımızı kurtarmanın belki de en iyi yolu. Bu bizim bu toprakları emanet aldığımız ve ilerde devredeceğimiz insanlık alemine karşı da boynumuzun borcu. Dilerseniz sözü, uzatmadan kitabın kahramanları çocuklara bırakalım. Siz de binlerce yıl önce bu topraklarda yaşayan arkadaşlarıyla tanışmaları için gazetenizi çocuğunuza bırakın.
Kitap isteme adresi: Maya Basın Yayın, İshakpaşa Cad. Özbenli Ap. No: 4/1 Kat 1 Sultanahmet/İstanbul Tel: 0212 638 6408 Faks: 0212 638 6409 www.mayakitap.com
Hititli Manea Anlatıyor
Biz Hititler günümüzden 3 bin yıl önce Kızılırmak havzasında yaşadık. Tarihteki ilk imparatorluğu kuran bizleriz. Sınırlarımız Karadeniz kıyılarından Mısır’a kadar uzanıyordu. 2. Ramses döneminde Mısır’la tarihin en eski yazılı anlaşmasını (Kadeş) imzaladık. Başkent Hattuşa zamanının en büyük şehriydi. Hitit dili Hint-Avrupa dil ailesinin bilinen en eski örneğidir. Hitit kültürü ve uygarlığı doğu ve batı kültürleri arasında bir köprü olarak bilinir. Devlet işlerini ve günlük hayatımızı anlatan binlerce tablet bıraktık. Hukuk ve kadın hakları konusunda pek çok topluma örnek olduk.
Urartulu Titia Anlatıyor
Biz Urartular MÖ 800 yılları civarında Doğu Anadolu’da yaşadık. Yaşadığımız dönemde bugün bile kullanılan su yolları, su kanalları, karayolları inşa ettik. Doğunun çetin coğrafyasında özgün bir Anadolu kültürü yarattık. Başkentimiz Van Gölü kıyısındaki Tuşpa’ydı. Dünyanın en eski tuvalet ve banyoları Urartu şehirlerinde bulunmuştur. Altın işlemeciliği ve heykelciliğimiz çok gelişkindi. Krallığımız 350 yıl kadar bölgede etkili olduktan sonra doğudan gelen Kimmerler ve İskitler tarafından yıkıldı. Anadolu mozayiğinde eriyip tarihe karıştık. Ardımızda pek çok yazılı anıt ve eserler bıraktık.
Frigyalı Akke Anlatıyor
Biz Frigleriz. MÖ 600 yıllarında İç Anadolu’nun batısında büyük bir uygarlık kurduk. Anadolu’ya Balkanlardan geldik. Başkentimiz Sakarya nehri kıyısındaki Gordion’du. Bugün Frigya Vadisi olarak bilinen bölgede sayısız şehir, anıt ve tapınak inşa ettik. Anadolu’nun en eski tanrıçası olan Kibele bizim tarafımızdan sayısız sunak ve anıtla anıldı. Gordion, şairlerin, edebiyatçıların ve filozofların şehri olarak bilinirdi. Efsane kralımız Midas’ın zenginlik öyküleri dilden dile anlatılırıldı. Anadolu kilim desenlerinin kaynağının biz Frigler olduğu düşünülür. Ağaç ve metal işçiliğinde çok ustaydık.
Galatlı Sinoriks Anlatıyor
Biz Galatlar MÖ 250 yıllarında Avrupa’dan geldik Anadolu’ya. Korkutucu görünüşlü, neşeli ve savaşçı devlerdik. Galata semti ismini bizden alır. Anadolu’da 250 yıl kadar yaşadık. Dönemin krallıklarının ordularında paralı askerler olarak savaştık. Barış zamanlarında ise çobanlıkla uğraşırdık. Ekmek ve biralarımız çok ünlüydü. Galeta olarak bilinene peksimet türü adını bizden almıştır. Ankara, Yozgat, Eskişehir, Konya bölgesinde yaşadık. Ancak kalelerde ve köylerde yaşayıp şehirlere rağbet etmedik. Bugünkü Ankara Kalesini biz inşa ettik. Daha sonra Helen etkisine girerek tarihten silindik.
Çatalhöyüklü çocuk Anlatıyor
Biz Çatalhöyüklüler, MÖ 7000 yıllarında Konya civarında dünyanın en eski yerleşimlerinden birini kurduk. Bir bataklığın kıyısında 18 kat üstüste inşa ettiğimiz köyümüzün nüfusu 8 bini buluyordu. Damlarda yaşardık ve evlerimizin duvarlarına resimler çizerdik. Bu resimler arkeoloji dünyası bakımından çok değerlidir. Köyümüzde, idari sınıf, rahipler, ast-üst yoktu. Üstelik bizim zamanımızda hiç savaş izine rastlanmadı. Kutsal hayvanımız leoparla ilgili av sahnelerini anlatan duvar resimleri bıraktık. 1400 yıl boyunca aynı yerde yaşadıktan sonra henüz bilinmeyen nedenlerle köyümüzü terk ettik.
Halkın Sesi