Prof. İbrahim Kaboğlu (solda) ve Prof. Baskın Oran, hazırladıkları Azınlık Hakları Raporu nedeniyle çeşitli baskılara maruz kaldı.
Yasal değişikliklere rağmen ifade özgürlüğünde durum düzelmedi. Son bir yılda 47 yazar yargılandı. Yayıncılar Birliği'nin 1995'ten beri 'Bu son olsun' diye verdiği İfade Özgürlüğü Ödülü'nü bu yıl Prof. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Baskın Oran aldı
Türkiye Yayıncılar Birliği'nin (TYB) 1995 yılından beri her yıl 'Bu yıl son olsun' dileğiyle istemeyerek verdiği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü, artık iyice geleneksel bir hal aldı ve görünen o ki son olacağı da yok. 2006 yılının Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü, dün akşam Taksim Hill Ötel'de düzenlenen bir törende, yargılanan tüm yazarlar adına Prof. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Baskın Oran'a, yargılanan tüm yayıncılar adına da Sorun Yayınları'nın kurucusu Sırrı Öztürk'e verildi. Kitapçılar adına verilen ödülse ağır ekonomik ve siyasal koşullar altında Tekirdağ'da 33 yıldır mesleğini inatla sürdüren Tekirdağ Kitabevi sahibi Şakir Tunalı'ya takdim edildi. Törende medya kuruluşu BİANET'e düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesine desteğinden dolayı şükran plaketi sunuldu.
Yasaklama azaldı ama...
Törende TYB 2006 Yılı Yayınlama Özgürlüğü Raporu da açıklandı. Rapora göre son bir yıl içinde 22 yayınevi, 47 yazar ve 49 kitap yargılandı. Bunlardan 11'i beraat, 11'i mahkûmiyetle sonuçlandı. Raporda, 2004 yılından bu yana AB sürecinin de etkisiyle yasaların olumlu değişikliklere uğradığı, kitap yasaklamanın ender görülen bir uygulama halini aldığı belirtilse de ifade özgürlüğü açısından olumsuz durumun sürdüğüne dikkat çekildi. Çünkü yeni dönemde ideolojik amaçlı ihbarlarla dava patlaması gözlendi. Özellikle basın davalarındaki artış, hakaret davalarıyla ifade özgürlüğü üzerinde baskı, 301. maddenin ifade özgürlüğü aleyhinde yorumlanması, Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret, korsanı engellemek için basımevi kurma özgürlüğünün kısıtlanması geçen yılın dikkat çeken gelişmeleri oldu. TYB, bu gelişmeleri TCK'nın yeterince tartışılmadan çıkarılmasına bağlıyor.
10 sayfalık raporun içeriği ana hatlarıyla şöyle:
Bir önceki yıl kitap yayıncılığı özelinde, yazarlara ve yayıncılara yönelik yasaklama ve yargılama sayısında düşüş gözlemlenmekle birlikte ve daha önce açılan davalarda daha fazla beraat kararına rastlanmasına karşın, bu yıl sorunların yeniden artarak devam ettiği gözlendi.
Son bir yıl içinde 22 yayınevi, 47 yazar ve 49 kitap yargılandı. Bunlardan 11'i beraat, 11'i ise mahkûmiyetle sonuçlandı, iki de takipsizlik kararı verildi. 25 kitap hakkındaki davalar ise devam ediyor.
Yeni Türk Ceza Yasası yazarların ve yayıncıların yargılanmasında yeni bir yol oldu. Bu yeni dönemin en çarpıcı özelliği, ideolojik amaçlı çevrelerin, yine ideolojik amaçlı ihbarları sonucunda yazar, gazeteci ve yayıncılara yönelik yeni bir dava patlamasının yaşanmasıydı. 'Türklüğe, Türk ordusuna, Cumhuriyet'e, Atatürk'ün anısına hakaret' iddialı ihbarlar sonucunda açılan davalar, bir anlamda adalet mekanizmasının da gereksiz olarak meşgul edilmesine ve imajının zedelenmesine neden oldu. Bu suçlamayla açılan davalarda birçok mahkûmiyet kararı verildi. Daha da vahimi, Orhan Pamuk, Perihan Mağden, Murat Belge, İsmet Berkan, Hasan Cemal'in de içinde olduğu yazar ve gazeteciler duruşmaları sırasında doğrudan şiddetle yüz yüze kaldı.
Basın davalarında geçen yıl içinde bir artış gözlemlendi. Birgün, Evrensel ve Özgür Gündem örneğinde gazete yasaklama uygulamaları yeniden başlatıldı.
Yeni terörle mücadele yasa tasarısı, geçmişte olduğu gibi, süreli ve süresiz yayınlar bakımından, muğlak tanımlamaları ve savcılara verilmesi düşünülen süresiz yayın durdurma yetkisiyle ifade, basın ve yayımlama özgürlüğü bakımından potansiyel bir tehlike oluşturuyor.
Bir önceki dönem başlayan özel hukukun ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlamak amacıyla kötüye kullanılması eğilimi bu yıl da devam etti. Kurumlara hakaret iddiası gündeme getirilemediği zamanlarda ise kişisel hakaret iddiaları gündeme sokulmaya çalışıldı. Yeni dönemde, kamu adına açılan hakaret davaları devam ederken, aynı gerekçelerle açılan 'kişisel hakaret' davalarında da artış gözlemlendi.
Geçen dönemde gazeteci ve yazarlara TCY'nin eski 159. ve yeni 301. maddelerinden kaynaklanan davalar açıldı. Bunlar, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasında en fazla prim toplayan maddeler oldu.
Önümüzdeki dönemde özellikle TCY 301'den kaynaklanan davalar açılması bekleniyor. Sorun, yasanın yoruma açık içeriği ve bazı savcıların ve hâkimlerin yasanın son fıkrasındaki eleştiri amacını dikkate almamaları olarak görülüyor.
2006 Yılı Yayınlama Özgürlüğü Raporu'nu hazırlayan Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi metnin sonuç bölümünde yeni TCY ve yeni TMY'ye dikkat çekti. Komite, yeni TCY'nin öncelikle 20 maddesinin yeniden düzenlenmesini önerdi ve yeni TMY taslağının da düşünce, ifade, basın ve yayımlama özgürlüğünü ileride tehdit edecek vahim düzenlemeler içerdiğini belirterek kamuoyunu uyardı.
Radikal-Mahmut Hamsici