Bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü. 1961’den bu yana her yıl olduğu gibi bugün de tüm dünyada kutlanıyor.

Elbette ülkemizde tiyatro denilince akla gelen kurumlardan bir tanesi olan Halkevleri açısından bugün oldukça önemli. Kurulduğu günden bu yana isimlerini buraya sığdıramayacağımız kadar tiyatro sanatçısı Halkevleri bünyesinden yetişti. Ülkemizin dört bir yanında halkımız tiyatroyla Halkevleri ile birlikte tanıştı. Nitekim tiyatromuz üzerine yapılan araştırmalarda tiyatromuzun birinci dönemi olarak adlandırılan 1923-1951 arası döneme “Halkevleri Dönemi” denilmektedir. Tiyatronun toplumsal yaşamda ne kadar önemli olduğu Halkevleri tarihine bakılınca bile anlaşılabilir.

Tiyatro dün olduğu gibi bugün de Halkevleri açısından oldukça önemlidir. Çünkü hemen hemen bütün Halkevi şubelerinde bir tiyatro çalışması vardır. Erkek, kadın, genç, yaşlı bu oyunlarda görev almaktadır. Sanatın ticari bir araç, yoksul halkın ulaşamadığı bir faaliyet haline getirilmeye çalışıldığı günümüzde Halkevi bünyesinde yapılan tiyatro çalışmalarıyla tiyatro isteyen herkesin yapabildiği, izleyebildiği bir sanat dalı haline getirilmeye çalışılmaktadır. Halkevciler bazen sokakta, bazen tiyatro salonlarında oyunlarını sergilemektedirler. Bazen eylemlerimiz bile bir tiyatro oyunundan oluşmaktadır. Diğer yandan birçok şubemizde görmekteyiz ki tiyatro çalışmalarına katılan insanlarımız yaşları, eğitim durumları ne olursa olsun kısa sürede hızla değişiyor, gelişiyor, dünyaya daha geniş pencerelerden bakmaya başlıyorlar. Dolayısıyla “insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı” olarak da tanımlanan tiyatro bu özelliklerinden kaynaklı toplumsal gelişme ve halkımızın aydınlatılması için çok önemli bir sanat dalıdır.

Ancak sermayedarların ve işbirlikçilerinin sahneledikleri savaşların, sömürülerin, ekonomik krizlerin getirdiği yoksulluğun, açlığın derinleştiği; neoliberal politikalarla kültür ve sanat üzerinden rant sağlanmaya çalışılan bir dönemden geçiyoruz. Özellikle ülkemizde AKP’nin iktidara geldiği günden beri özünde muhalif bir tavır olan sanata karşı olan tutumu ortadadır. Muhsin Ertuğrul sahnesini yıkan, Atatürk Kültür Merkezi’ni 10 aydır kapalı tutan AKP, kongre ve alışveriş merkezleri yapmayı planlamaktadır. AKP’nin kültür ve sanata karşı politikalarının örnekleri olarak oyunlar yasaklanıyor.  Şehir tiyatroları ihaleye açılıyor. Oyuncular ve teknik elemanlar ihaleyle belirlenerek güvencesiz çalışma koşulları yaratılıyor.

Bütün bu olumsuzluklar, 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nin İstanbul’u kültürün ve sanatın başkenti yapma iddialarına tamamen ters düşmektedir.

Tiyatro emekçilerinin ve tiyatroseverlerin kültür sanat hakkını gasp etmeye çalışan

AKP hükümetinin tüm bu politikalarını kınıyoruz. Tüm tiyatro emekçilerinin yanında olduğumuzu belirtiyor ve tüm tiyatro severlerin Dünya Tiyatro Gününü kutluyoruz.

İstanbul Halkevi Başkanı

Semra Ocak