Teması “Barış özgürlük ister, özgürlük emek ister” olarak belirlenen Antakya VII.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali devam ediyor.14 Aralık Cuma akşamı beş yüz kişilik coşkulu bir açılışla başlayan festival bir hafta boyunca ve beş farklı mekânda yapılacak gösterimleri kapsıyor.
Açılış gecesi kitlesel ve coşkulu geçti
14 Aralık Cuma akşamı verilen kokteylle başlayan festival gecesi konuk sanatçıların konuşmaları ve film gösterimleriyle devam etti. Gecenin sunuculuğunu oyuncu Taner Rumeli gerçekleştirirken, sanatçı Vedat Yıldırım, şair Mehmet Özer ve oyunculardan Orhan Alkaya ile Barış Atay Mengüllü festivale katılanlar arasındaydı.
Açılış gecesi Hatay Halkevi Tiyatro topluluğunun barış temalı tiyatro oyunu ile başladı. Savaş tehlikesine karşı barış için mücadele etmek gerektiği temasını işleyen oyun beğeni topladı.
Tiyatro gösterisinin ardından düzenleme komitesi adına söz alana Mehmet Güzelyurt İşçi filmleri festivalinin temasına değinerek Hollywood sinemasının tekelleşmesine karşı alternatif sinemanın önemine vurgu yaptı. Antakya’nın Suriye’de yaşanan kirli savaştan gördüğü zarara değinen Güzelyurt bu sebeple festivalin barış temasıyla örgütlendiğine dikkat çekti.
Güzelyurt’un ardından sahneyi Orhan Alkaya aldı. Alkaya Antakya halkının Suriye’de yürütülen sürece dair göstermiş olduğu direnci selamlarken, dış güçlerin amaçlarına ulaşamayacağına dair inancını vurguladı. Alkaya’ya konuşmasının ardından mozaikten yapılan Şarlo ile Karagöz plaketini Aknehir Belediye Başkanı Mehmet Mübarek verdi.
Orhan Alkaya’nın ardından sahneye Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay çıktı. Günay yaptığı konuşmada Barış temasının önemine dikkat çekerek barışın tesisinin ancak emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı verilecek mücadeleyle kurulabileceğini söyledi. Bu anlamda Hatay halkının vermiş olduğu mücadelenin kendilerine umut aşıladığını belirterek Halkevleri adına mücadelenin öznelerine teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.
Günay’ın ardından şair Mehmet Özer şiirlerini katılımcılarla paylaştı. Özer okuduğu şiirlerle salonda büyük bir coşku yarattı. Özer’in ardından sahneyi alan Barış Atay Mengüllü kendisinin de Antakya’lı olduğunu belirtti. Antakya’lı olmanın kendisine önemli bir sorumluluk yüklediğini belirterek Antakya’nın barış talebini her düzlemde dile getirdiğini söyledi. Mengüllü’nün ardından sahneyi alan Vedat Yıldırım kısa bir konuşma yaparak ezgileriyle salona seslendi. Konuşmaların ardından sunucu Taner Rumeli katılımcıları emperyalist savaşlarda yitirdiğimiz insanlar için bir dakikalık alkışlama eylemine davet etti. Alkışlama eyleminin ardından program barış temasını Kapitalizmin Kibrit Çöpleri,Selam’ın annesi ve Yabancılar isimli kısa filmlerin gösterimiyle son buldu.
2. Gün
Festivalin ikinci günü saat 12.00’da film gösterimleriyle başladı. İkinci gün programında yer alan ”Savaşı, savaşın tanıkları anlatılıyor” başlıklı foruma gazeteciler Ömer Ödemiş, Mustafa Kemal Erdemol ve Hatay milletvekili Refik Eryılmaz konuşmacı olarak katıldı.
Yurt Gazetesi yazarı Ömer Ödemiş konuşmasında gazete olarak Suriye sürecini yakından takip ettiklerini belirtti. Sürmekte olan savaşın AKP iktidarı ile BAAS iktidarı arasındaki bir savaş olduğu tespitinde bulundu. Suriye’de on dokuz ayrı ülkeden cihatçının savaştığını dikkat çekerek bunların amacının İslami bir Suriye yaratmak olduğunu belirtti. Suriye’nin 70’li yıllarda birçok solcuya kucak açtığını dile getiren Ödemiş Türkiye solunun Suriye konusunda net bir tutum takınması gerektiğini belirtti.
Ödemişin ardından söz alan M.Kemal Erdemol savaşın ciddi bir medya manipülasyonu ile yürütüldüğüne dikkat çekti. Bu bağlamda Orhan Pamuk’un da imzacısı olduğu açık mektuba değinen Erdemol halkın gerçek aydınlarına olan ihtiyaca dikkat çekti. Suriye’de genel olarak bir medya sansürünün bulunmadığını belirterek sansür konusunda Türkiye’nin Suriye ile bu anlamda kıyaslanamayacağını belirtti.
Erdemol’un ardından söz alan Hatay milletvekili Refik Eryılmaz sözlerine Suriye sürecini yakından takip ettiğini söyleyerek başladı. AKP iktidarının doğrudan bir savaş suçu işlediği tespitinde bulundu. AKP’nin Suriye’de savaş suçu işleyen cihatçılara para, silah ve lojistik destek verdiğini de sözlerine ekledi. Eryılmaz Antakyalı işadamlarının tutumlarına dair sorulan soruya ise “işadamlarının net tutum almama” gibi bir yanlışta bulundukları fikrine katıldığını belirtti. Eryılmaz, sorular üzerine CHP’nin Suriye sorununa dair tutumunda da sıkıntılar bulunduğunu da kabul ederek, gelecek dönem milletvekilliği şansımın kalmayacağını bilsem dahi tutumundan vazgeçemeyeceğim dedi.
Forumun ardından sahne alan Kaldırım Müzik Topluluğu farklı dillerden barış türküleri söyledi. İkinci gün Özcan Alper’in Gelecek Uzun Sürer filminin gösterimiyle son buldu.
3. Gün
Festivalin üçüncü günü 12.00’da Amador filminin gösterimiyle başladı. Gün içerisinde Davut Kanmaz’ın Öyle Bir Gün Gördük isimli belgesel gösterilerek Hopa’da yaşanan sürece dair söyleşi düzenlendi. Hopa sürecini kısaca aktaran Kanmaz Hapa tutuklularından Mahir Mansuroğlu’na söz verdi. Mansuroğlu konuşmasında Hopa sürecinin toplumsal muhalefet üzerindeki birleştirici özelliğine dikkat çekti.
Günün devamında “Emeğin Güçlerinden Barışın Sesi” üst başlıklı bir forum gerçekleştirildi. Forumda Hatay ASMMMO başkanı Abdullah Korkmaz, TMMOB Hatay İKK temsilcisi Adnan Orukoğlu, DİSK/Genel- İş Hatay şube başkanı Mehmet Güleryüz, SES Hatay Şube Başkanı İbrahim Sayman, Eğitim-sen Antakya Şube Başkanı Ayhan Erkal, Hatay Halkevi Başkanı Eylem Mansuroğlu ve Hatay Tabip Odası yönetiminden Sadık Nazik söz aldı. Konuşmacılar savaş karşıtı muhalefetin ve birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaptı.
Forumun ardından Hatay Halkevi Müzik grubu sahne aldı. Üçüncü gün Lübnan iç savaşını anlatan Batı Beyrut filminin gösterimiyle son buldu.