Dünya Kadın Yürüyüşü 2005

Sa, 21/12/2004 - 09:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

2002 yılında Türkiyeli kadınların da İzmit deprem bölgesine uğrayan sembolik bir yürüyüş kolu oluşturarak ve Ankara’da ortak bir miting düzenleyerek katıldıkları Dünya Kadın Yürüyüşü 2000 inisiyatifi, aradan geçen beş yıldan sonra, 2005 yılında dünyanın birçok ülkesindeki kadınları kapsayan uluslar arası bir eylem ve hareket olarak yeniden örgütleniyor. Türkiye’de de ilk tartışmaları başlamış olan Dünya Kadın Yürüyüşü 2004-2005 inisiyatifi, bu yıl sonunda ortak tartışmalar sonucunda oluşturduğu İnsanlık İçin Küresel Kadın Şartı’nı açıkladıktan sonra 2005 yılında dünyanın birçok ülkesinde düzenlenecek olan eylemlerle yoluna devam edecek. Kadınlar tarafından oluşturulan sembolik Dayanışma Yorganı, 9-12 Mayıs 2005 tarihleri arasında Türkiye ve Yunanistanlı kadınlar tarafından düzenlenecek olan ortak eylemlerle birlikte bizim de konuğumuz olacak. Dünya Kadın Yürüyüşü’nün tartışmaya sunulan ikinci İnsanlık İçin Küresel Kadın Şartı taslak metni, dünya eylem programı ve eylem broşürü ile birlikte bu sayfalarda yer almaktadır. Dosya yeni metinlerle birlikte yeniden güncellenerek sayfalarımızda yer almaya devam edecek.

DÜNYA KADIN YÜRÜYÜŞÜ:
GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR HAREKET


3. Uluslararası Toplantı ve Yürüyüşe Devam Kararı

11 Eylül’ün Gölgesi


29 ülkeden 42 kadını2-6 Ekim 2001 tarihinde Montreal’de bir araya getiren Dünya Kadın Yürüyüşü’nün 3. uluslararası toplantısı yapılırken 11 Eylülün külleri henüz sönmemişti daha. ABD ve Pakistan’dan kadınların 11 Eylül değerlendirmeleri ve 5 Ekim 2001 tarihinde NATO toplantısı nedeniyle Quebec Kadın Federasyonu’nun (FFQ) düzenlediği barış eylemi, ister istemez, 11 Eylül’ü toplantının önemli bir teması haline getirmişti.

11 Eylül saldırılarının hemen ardından Pakistan’da siyasetin, ABD yanlısı hükümet ve Taliban destekçileri arasında hızla kutuplaştığını, iki kötüden birini seçmeyenlerin izleyici kalmaya mahkum edildiğini ve bu gerilimin demokratikleşmeye engel teşkil ettiğini aktardı Pakistan delegasyonu. Öte yandan ABD’den katılan NOW Genel Başkan Yardımcısı Karen Johnson ise, kapitalizm ve patriarka arasındaki ittifakın köktenciliği doğurduğuna vurgu yaparken, 11 Eylül sonrasında Müslümanlardan intikamını almak isteyenler kadar, kürtaj kliniklerinin kapatılması için baskı yapanlarında “terörist” olarak niteledi. ABD’de kadınların dinci sağın yükseleceği kaygısıyla Bush’un başkanlığını engellemek için verdiği uğraşı aktardıktan sonra konuşmasını şöyle noktaladı: “küçük bir grup vatandaşın dünyayı değiştirme gücünü asla küçümsemeyin!”

Emsalsiz bir Hareket

2000 eylemleri veri alınarak Dünya Kadın Yürüyüşü masaya yatırıldı. Her şeye rağmen Yürüyüş, kadınların da uluslar arası düzeyde rol almalarını sağlayarak bu alandan dışlanmalarına son vermişti; kolektif örgütlenme deneyimin yanı sıra diğer aktörlerin karşısına küresel kadın hareketinin temsilcileri olarak çıkmalarını sağladı. Quebec Kadın Federasyonunun ortak temaları tanımlama ve dünyanın dört bir yanından kadınları birleştirme yeteneğinin farkındaydı Yürüyüş. Aynı zamanda, bir platforma basitçe katılmaktan ya da kendini önceden kurulmuş bir örgüte uydurmaktan öteye giden kolektif eylem önerisinin gerisindeki etik ve politik ilkeler de takdire değerdi.

Öte yandan, kimi coğrafi bölgelerde gedikler açılamamış olması, uluslararası kuruluşlarla yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması, medya kampanyasının yetersizliği, eylemlerin yeterince takipçisi olunmadığı gibi eleştiriler de dikkate değerdi.

Başarı ve başarısızlıklarıyla Yürüyüş, kadınları küresel olarak iki tema (yoksulluk ve şiddet) etrafında birleştiren emsalsiz bir hareketti.

Yürüyüşe Devam...

3. uluslararası toplantının en önemli kararı yürüyüşe devam kararı idi. Madem ki kadına yönelik şiddet ve yoksulluk dramatik bir şekilde artmaya devam ediyordu ve Yürüyüşün muhatabı olan politik ve ekonomik karar mercileri gidişatı değiştirme konusunda umut vaat etmiyordu; mademki Dünya Yürüyüşü bağımsız global kadın hareketini doğurmuştu ve sağlam bir ittifak kurulacak küreselleşme karşıtı bir hareketin varlığı söz konusuydu, o zaman Dünya Kadın Yürüyüşü devam edecek ve başka bir dünyanın mümkün olduğunu deklere edecekti.

Yürüyüşün iki teması olan yoksulluk ve şiddet, yeni eylemlerin de ana temaları olmayı sürdürecekti. Amaçlar uzun süren tartışmalarla revize edildi. Kadınlarla erkekler arasında ve halklar arasında eşitliğin geliştirilmesi amaç maddesine kadınların kendi aralarında eşitliğin de dahil edilmesi önerisi tartışmaların ardından iç mücadele yaratacağı ve cepheyi parçalayacağı düşüncesiyle reddedildi.

Bu toplantının diğer önemli kararı küreselleşme karşıtı hareket ile ittifak oluşturma ve Dünya Sosyal Forumunda aktif yer alma idi. Bir sonraki toplantıyı hazırlama ve iki toplantı arasındaki görevleri yerine getirmek üzere kıtaların temsil edildiği bir Takip Komitesi oluşturularak bir sonraki toplantıya randevu verildi. Dünya Kadın Yürüyüşü ilk defa uluslar arası toplantısını dünyanın Güney’inde yapacaktı: Hindistan’da...

4. Uluslararası Toplantı ve Başka bir Dünya!

“Başka bir dünya gerçekten mümkün! Ve kararlıyız; diğer halk hareketleri ve alternatif dayanışma hareketleriyle ittifak içinde bu dünyayı kuracağız!”

18-22 Mart 2003 tarihinde Hindistan’ın New Delhi kentinde yapılan toplantı, Hindistan’daki güçlü kadın örgütleriyle sıcak bir temas imkanı sağladı. İlk defa böylesine önemli bir toplantısını bir Güney ülkesinde gerçekleştiren Dünya Kadın Yürüyüşü’nün kuzeyden güneye bu yolculuğu, aynı zamanda, metinlerinde belli belirsiz ifade edilen “daha iyi” bir dünya özleminden , “başka” bir dünya için kararlık ifadesine doğru yol alışın da öyküsüydü.

Hindistan toplantısının ana hedefi, 2005 yılı için küresel düzeyde yeniden eylem planı oluşturmaktı. Hepsinden önemlisi; kadın-erkek eşitliği ve bütün insanların eşitliği temeline dayalı “başka bir dünya”yı mümkün kılacak, ekonomik, politik, sosyal ve kültürel alternatiflerin önerilmesine duyulan acil ihtiyaçtan hareketle; bu “başka dünya” vizyonunun kadınlar arasında ve müttefik örgütlerle yerel, ulusal ve uluslar arası düzeylerde tartışılması için kolların sıvanması idi. 2005 yılı eylemleri de 2000 eylemleri gibi, ulusal, bölgesel ve küresel ölçekte planlanacak, fakat bu kez “başka bir dünya” talebi etrafında örülecekti.

İnsanlık için Global Kadın Şartı: Evrensel ve feminist değerlere dayalı başka bir dünyanın çerçevesini önerirken kadınların inisiyatif üstlenecektir. Yürüyüşün 2000 eylemleri öncesinde oluşturulan yoksulluğa ve şiddete karşı 17 talebin; alternatif önerilerimizi formüle ederken uygun bir zemin oluşturacaktır ve bu taleplerden hareketle hazırlanacak İnsanlık için Global Kadın Şartı’nın taslağı 2004 yılında tartışmaya sunulacaktır.

Yürüyüşler: Bir bölgeden başka bir bölgeye, bir ilden diğerine, bir ülkeden öbürüne düzenlenecek yürüyüşlerle İnsanlık için Global Kadın Şartı yani başka bir dünya tasavvurumuz kadınlara anlatılacak ve destek sağlanacaktır. Bu yürüyüşlerin startı 8 Mart 2005 tarihinde verilecek ve aynı anda dünyanın birçok bölgesinde ortak eylemler yapılacak.

Kocaman bir Yorgan : Bu yürüyüşlerde kadınlardan Kadın Şartını kendi durumuna uygun biçimde bez parçası üzerine resmetmesi istenecek. Bu bez parçaları Kadın Şartıyla birlikte bir yerden diğerine yürüyecek. Değişik ülkelerden kadınlar birbirlerine başka bir dünya tasavvurunu resmettikleri bez parçalarını gönderecek ve bunlar nihayet bir merkezde birleşerek devasa bir yorgan oluşturulacak.

Öte yandan, düşünce geliştirecek; ulusal düzeyde çalışan grupları ve uluslar arası sekreteryayı besleyecek araçları üretecek çeşitli çalışma grupları ve kolektifler oluşturuldu.

21. yüzyıl iki önemli olayla başladı: Dünya Kadın Yürüyüşü ve Dünya Sosyal Forumu. Her ikisi de hızla gündelik bir olay olmaktan çıkıp, toplumu temelden dönüştürme mücadelesinin bir parçası oldu. Bu mücadele, neoliberal küreselleşmeye( emperyalizmin yeni yüzü), savaş, ırkçılık ve yoksulluk, ayırımcılık, işgal ve militarizme karşı direnişi birleştiriyor. Çünkü neoliberal küreselleşme erkek egemenliğiyle kol kola, kadın erkek eşitsizliğini, zengin yoksul uçurumunu, ülkeler ve halklar arasındaki eşitsizliği derinleştirip dışlanmayı, nefreti, ırkçılığı ve hoşgörüsüzlüğü besliyor.

“Asla geri dönmeyeceğiz. Sert, kararlı, ölümsüzüz ve bundan sonra kimse bizi zaptedemez. Devrimimizin geriye dönüşü yok. Herkese ibret olsun”


Bir Hatırlatma...
Dünya Kadın Yürüyüşünün Yoksulluğa be Şiddete karşı 17 Talebi:


1. Bütün Devletler, yoksulluğu ortadan kaldıracak yasalar ve stratejiler benimsemelidir.

Yasalar, eylem planları ve ulusal düzeyde projeler ile ayırımcılığın önlenmesi.
Temel Kaynaklar (su, gıda, ev, sağlık, sosyal güvence); Kültür, Yurttaşlık, Doğal ve Ekonomik Kaynaklar;Eğitim Kaynaklarından Eşit Yararlanılması; İşyerinde Eşitlik ve Sorumlulukların Paylaşılmasında Eşitlik

2. Acil Önlemler: Tobin Vergisi’nin uygulanmasıyla elde edilecek gelirin, yoksul ülkeler ve öncelikle kadınlar için kullanılacak özel bir fonda toplanması; zengin ülkelerin GSMH’sının 0,7% oranında gelişmekte olan ülkelere aktarılarak yapısal uyum politikalarına son verilmesi, kamu hizmetleri kesintisinin önlenmesi vb....
3. Yoksul ülkelerin borçlarının iptali

4. 20/20 formülü; endüstrileşmiş ülkelerin yoksul ülkeleri yapacakları yardımın%20’sinin sosyal harcamalar için kullanılması, yoksul ülkelerin aldıkları yardımın %20’sini sosyal programlara kullanması

5. Ekonomi üzerinde kontrolü olan, bütün ülkelerin, kadınların ve erkeklerin eşit ve demokratik temsiline dayalı, monolitik olmayan dünya çapında politik bir örgütlenme

6. Büyük güçlerin birçok ülkeye uyguladığı, kadınları ve çocukları mağdur eden ambargo ve ablukalar kaldırılsın

7. İnsan haklarını savunduğunu iddia eden devletlerin, kadınları kontrol eden politik, ekonomik, dini, kültürel her tür otoriteyi mahkum etmesini ve kadınların temel haklarını ihlal eden rejimleri kınaması;

8. Kadına yönelik şiddetin herhangi bir gelenek, görenek, din, kültür ve politik iktidarla maruz göstermeksizin temel insan hak ihlali olarak tanınması;

9. Kadına yönelik her tür şiddete son vermek için devletler eylem programları, politika ve programları yerine getirmeli ve yeterli mali imkan sağlamalı;

10. BM, kadınlarla ve çocuklarla ilgili bütün sözleşme ve akitleri onaylaması ve iç hukukuna uyumlu hale getirmesi için devletlere olağanüstü basınç yapmalı;

11. Protokollerin en kısa sürede kabul edilmesi ve böylece uygulama mekanizmasının kurulması-CEDAW ve Çocuk Hakları Sözleşmesi

12. 1949 yılında yürürlüğe giren İnsan Ticareti ve Fahişeliğin Durdurulması Sözleşmesinin uygulanması

13. Uluslararası Suç Mahkemeleri devletlerce tanınması, cinsel taciz ve tecavüz savaş suçu olarak tanımlayan hükümlere uyulması;

14. Bütün devletlerin silahsızlanma politikalarını benimsemesi ve Kara Mayınlarına Karşı Sözleşme’yi kabul etmesi;

15. Cinsiyet ayırımcılığına, zulme ve cinsel şiddete maruz kalan kadınların sığınma hakkının kabul edilmesi;

16. BM ve devletlerin kişinin cinsel eğilimlerinin haklardan tam olarak yararlanmasını engellemeyeceğini kabul etmesi;

17. Cinsel yönelimleri nedeniyle ayırımcılığa ve zulme uğrayanların sığınma hakkının derhal kabul edilmesi

(16. ve 17. talep ihtilaflı olduğu için ülkelerin tercihine bağlı olarak savunulmaktadır)

---------------
Daha Fazla Bilgi İçin:

http://www.sendika.org/modules.php?op=modload&name=News&file=article&sid=1098