İstanbul'da Halkevci Kadınlar, "Nasıl yaşayacağımıza, nasıl giyineceğimize, nasıl kadınlar olacağımıza karışanlara itaat yok, isyan var!" dedi
İstanbul'da Halkevci Kadınlar, "nasıl kadınlar olacağımıza karışanlara itaat yok, isyan var" diyerek bir araya geldi. Kadıköy Boğa Meydanı'nda toplanan kadınlar, getirdikleri "itaat yok isyan var" yazılı kartonlarla ağaçları süslediler. Kadınlar Boğa Meydanı'ndan Süreyya Operası önüne yürüyüş yapacakları sırada bir polis "Mırıldanma Binali" yazılı dövizi indirmeye çalıştı. Ancak kadınlar dövizi vermemekte direnince polis uzaklaşmak zorunda kaldı.
Süreyya Operası önüne gelen kadınlar el ele tutuşarak bir dayanışma zinciri oluşturdu. Daha sonra ise Halkevci Kadınlar adına Hande Yanar basın açıklmasını okudu. Yanar, basın açıklamasında: "Bu hayat bizim. Bedenlerimiz bizim, kendi kararlarımızı kendimiz alırız, yaşamlarımızı sizin kurallarınızla çizilen bir hapishaneye çevirmeyiz. Çünkü biliyoruz ki bu ülke bizim. Sizin dinci gerici ideolojinize, erkekliğinize terk edilemez. Yaşamlarımız ve yaşadığımız toplum için laiklik mücadelesi veriyoruz. Yaşamlarımız ve ülkemiz için özgürlük mücadelesi veriyoruz. " dedi.
Basın açıklamasının tam metni:
"Çizdiğiniz sınırlara uymayan, yarattığınız kalıplara sığmayan kadınlar, bugün bir kez daha sokaktayız. Bu mücadele bizim için artık bir varlık yokluk mücadelesidir. Haklarımızı, özgürlüğümüzü, yaşamımızı savunuyoruz. Nasıl giyineceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, nasıl kadınlar olacağımızı söyleyenlere itaat etmiyoruz. İsyan ediyoruz.
Haftalardır erkek şiddetinin bin bir çeşidiyle mücadele ediyoruz. İstanbul’da şort giydi diye tekmelenen Ayşegül, İzmir’de dekoltesi bahanesiyle dayak yiyen Neriman, Beyoğlu’da ‘Bu mahalle Gezi ruhlu değil’, ‘Seni kimse elimizden alamaz’ diye tehdit edilen Kıvılcım… Sadece bunlar mı? Tekmeci erkeği serbest bırakıp adliye çıkışında “Her şey İslam hukukuna uygun oldu” cümlesini ona kurduracak cesareti veren yargı, kullandığı otobüste şiddete uğrayan kadını yol ortasında indiren, polis çağırmayan İETT şoförü, şort giyen kadın “Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın” diyerek ümmete akıl veren Başbakan Binali Yıldırım…
Biliyoruz ki bunların hiç biri tesadüf değil, münferit değil. Erkek şiddeti kökünü binlerce yıllık erkek egemen sistemden alan bugünse güncel dayanağını İslamcı gericiliği bir toplumsal düzen olarak inşa etmeye çalışan AKP iktidarında bulan sistematik bir sorun. Biz kadınlar için İslamcı gericilikten beslenen bu şiddet sadece otobüste, sokakta değil, evlerimizde, işyerlerimizde, okullarımızda, kendimizi en güvende hissettiğimiz alanlar da bile karşımıza çıkıyor. İslamcı gericilik ve bu ideolojinin temsilcileri erkek şiddetini kışkırtıyor. Kadın dekolte giymez, kahkaha atmaz, kadından alacağımız eğitime ihtiyacımız yok, kadın üç çocuk doğursun, kadın erkek eşitliği fıtratta yok”, “kadın kocasına peki deyip itaat etsin… İşte AKPlilerin ağızlarından dökülen makbul kadın tarifleri koca bir kadın düşmanlığı armonisi. Ve bizlere, bu tanımlara uymayan kadınların giderek sokaklardan, kamusal alanlardan dışlandığı ya da kendi görece güvenli alanlarına çekildiği bir yaşam biçimi dayatılıyor.
Ama nafile uğraşıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın kadınlar kendi yaşamlarına sahip çıkıyor. Kadınlar sizin kalıplarınıza sığmıyor. Siz ne kadar uğraşsanız da, kadınları düşman haline getirseniz de, erkekliğin her biçimiyle yaşamımızın her anında karşılaşsak da direniyoruz. Kamusal alandaki gerici düzenlemeleri, yasakları, dayatmaları kabul etmiyoruz. Okullara kızlı erkekli gidiyoruz, otobüste, sokakta istediğimiz gibi giyiniyor, erkek şiddetine sessiz kalmıyoruz, meclisten geçirmek istediğiniz kadını aileye hapseden yasalara karşı direniyoruz. Yasak diyorsunuz ya bir yolunu bulup o yasakları deliyoruz.
Çünkü biliyoruz ki bu hayat bizim. Bedenlerimiz bizim, kendi kararlarımızı kendimiz alırız, yaşamlarımızı sizin kurallarınızla çizilen bir hapishaneye çevirmeyiz. Çünkü biliyoruz ki bu ülke bizim. Sizin dinci gerici ideolojinize, erkekliğinize terk edilemez. Yaşamlarımız ve yaşadığımız toplum için laiklik mücadelesi veriyoruz. Yaşamlarımız ve ülkemiz için özgürlük mücadelesi veriyoruz.
Oysa, ülkeyi yönetenler ne çok isterdi kadınlar itaat etsin, dizini kırsın, hizaya gelsin… Ama kötü haberi bizden alın; Susmak yok, korkmak yok, itaat yok! Kendi yaşamlarımıza ve birbirimizin yaşamlarına sahip çıkıyoruz. Kadın dayanışmasıyla, el ele, kadın kadına özgürlük düşümüzü örgütlüyoruz. Bütün kadınları bu mücadeleye el vermeye çağırıyoruz.
İtaat Yok! İsyan Var!Bu Hayat Bizim!