Patriyarkanın yarattığı toplumsal cinsiyet eşitsizliği bugün tüm dünyada şiddeti, tacizi, krizi, yoksulluğu, işsizliği, ayrımcılığı ve ev içi emek sömürüsünü derinleştirirken; karşısında önü alınamayan bir kadın isyanı yükselmeye devam ediyor. Kadınlar tüm dünyada eşitlik, özgürlük ve insanca yaşam taleplerini çığlıklar atarak yükseltiyor. Ülkeleri ayıran sınırlar artık kadınları ayıramıyor. “Geleneksel aileyi kadınların özgürlüğünün önüne bir duvar gibi koyan” tüm gerici cinsiyetçi siyasetin karşısına kadın isyanı dikiliyor.
Ülkemizde de kadınların haklarına ve hayatlarına AKP ve Saray eliyle yapılan saldırılar, tek adamın bir gece vakti İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasıyla başka bir boyuta geçti. Tek bir imza ile anayasanın ve meclisin güvencesindeki bir uluslararası sözleşmeden çekilmek otoriter siyaset kurma pratiğidir, bir güç gösterisidir, hukuk dışılığın resmileşmesidir. Kadınlar olarak bu dayatmayı asla kabul etmiyoruz! Tek adamın kararı hükümsüzdür.. İstanbul Sözleşmesi Bizim, Vazgeçmiyoruz!
Kadınlara rağmen kadınlar aleyhine çıkartılan yasalara, LGBTİ+ ‘lara ve kadınlara yönelik şiddete, kadın emeğinin görünmez kılınmasına, kadınların güvencesiz çalıştırılmasına karşı mücadelemizi sokaklara taşımak için tüm kadınları 1 Mayıs’a çağırıyoruz.
Güvencesiz ve esnek çalışmanın kadınların temel çalışma biçimi haline geldiği, Kod 29 yalanı ile işten çıkartmaların arttığı, kadın emeğinin yok sayıldığı Türkiye’de emeğine ve iş güvencesine sahip çıkan kadınlar olarak 1 Mayıs’tan ses vereceğiz.
Eşit işe eşit ücret talebi ve sendikal haklar için 1 Mayıs bayrağını elimizde taşıyacağız.
Kadın emeğinin sömürülmesine yönelik tüm saldırılara karşı isyanımızla alanlarda olacağız.
Çocuk, yaşlı, engelli bakımının “toplumsal cinsiyet rolleri” ile kadınların üzerine yıkılmasına ses çıkardığımız ve kamusal hizmet olarak verilmesini istediğimiz taleplerimizle sokaklarda olacağız.
Şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze, yok sayılmaya karşı “emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” diyen kadınlar olarak; Yaşasın 1 Mayıs diye haykıracağız.
Kadına yönelik şiddete karşı çıkmak, kadın cinayetlerine dur demek için; çocuk istismarcılarına karşı hakları ve hayatları için kadınlar olarak sokakta, mücadelede daha çok yer alacağız.
Doğa talanının karşısında toprağına, taşına, deresine sahip çıkan Çapaklı’da, Cerrattepe’de, İkizdere’deki köylü kadınların isyanı yolumuza kılavuz olacak.
Kayyumlarla demokrasiyi yerle yeksan eden, kadın derneklerini kapatan AKP faşizminin tam karşısında özgürlük ve demokrasi kavgasında biz kadınlar olacağız.
İçimizde yükselen bir öfke var. Eşitsizliğin giderek arttığı bu yeni dünya düzeninde damlalarca biriken bu öfke bir deryaya dönüşmüştür. Yıkan ve yeniden kuran bir altüst oluşun eşiğinde biz kadınlar “1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü”nde daha çok eşitlik ve daha çok özgürlük için Feminist İsyanımızla alanlarda olacağız.
YAŞASIN 1 MAYIS! YAŞASIN FEMİNİZM! HALKEVCİ KADINLAR