Halkevci Kadınların çağrısıyla “Gericilik/Erkeklik kuşatmasına karşı kadın özgürlük mücadelesi ve laiklik” konulu bir panel düzenlendi

Sa, 08/11/2016 - 18:35
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Halkevci Kadınların çağrısıyla “Gericilik/Erkeklik kuşatmasına karşı kadın özgürlük mücadelesi ve laiklik” konulu bir panel düzenlendi. Panelde, iktidarın kadınların bedenleri ve hayatları üzerinde kurduğu tahakküme karşı mücadele etmenin araçları tartışıldı

Halkevci Kadınlar’ın çağrısıyla 6 Kasım’da İstanbul Tabip Odası’nda bir araya gelen kadınlar, “Gericilik/Erkeklik kuşatmasına karşı kadın özgürlük mücadelesi ve laiklik” üzerine tartıştı.

Saray/AKP iktidarının baskı ve zor politikalarını gözaltı, tutuklama ve el koyma yöntemleriyle toplumsal muhalefetin her kesimine karşı artırdığı günlerde bir araya gelen kadınlar, iktidarın aynı şekilde kadınların da bedenleri ve hayatları üzerinde kurduğu tahakküme karşı mücadele etmenin araçlarını tartıştı.

Ayşegül Terzi’ye tekme atan Abdullah Çakıroğlu’nun kendisini Kur’an ve dinle savunmasını, Erdoğan ve AKP’li kurmayların her fırsatta kadınlara nasıl yaşayacakları, nasıl davranacakları, giyinecekleri vb. konularda fetva vermesinin sık sık gündeme geldiği panel-forumda kadınlar kimi zaman tartışmaya kendi hayatlarından örneklerle katkı sundu.

Kadınlar sandalyelere koydukları tutuklu gazeteci Aslı Erdoğan, tutuklu siyasetçiler Ayla Akat Ata ve Gültan Kışanak, tutuklu milletvekili Figen Yüksekdağ’ın isimlerinin yazılı olduğu dövizlerle tutukluluk kararlarını kınadı, etkinlikte temsili olarak yer almalarını sağladı.

Panel-foruma konuşmacı olarak katılan Ayşe Düzkan, Handan Koç ve Hülya Osmanağaoğlu’nun sunumlarıyla başlayan etkinliğin forum kısmında tartışmalar salonla birlikte ilerletildi.

Yapılan konuşmalarda feminist bir bakış açısıyla laiklik mücadelesinin mümkün olup olmadığı sorusuna yanıt aranırken gericiliğin tek başına din ve İslam’la alakalı olmadığı bugün gericiliğin gücünü iktidardan alan erkek egemenliğinin bir boyutu olduğu ifade edildi.

“Erkek konforunun dinle alakası yoktur”

İlk olarak konuşan Ayşe Düzkan, laiklikliğin eşitlik ve özgürlükten bağımsız daha soyut bir kavram olduğunu belirterek, bunun “Laiklik istiyoruz” demekle sınırlı kalmaması gerektiğini belirtti. “Burada iki farklı ihtiyaç var” diyen Düzkan “Kapitalizm koşulların da kimse 5 vakit namaz kılamaz. Babanızın aldığı parayı alamıyorsunuz, onun aldığı evi alamayacaksınız bunlara tahammül etmek için bir şeye inandırmak zorunda sistem, bunun içinde öldükten sonra rahata ereceğimizi söylerler” dedi.

Düzkan’ın ardından konuşan Handan Koç, 15 Temmuz’un kadınlar açısından anlamının, hizmet hareketi br nesil yaratma iddiasında olduğunu belirterek “Yarattı ve döküldü. İslami ilkelerin bir yalan olduğu ortaya çıktı. Eşitlik, özgürlükçülük, hak temelli tartışmak gerekiyor. Erkek konforunun dinle alakası yoktur” ifadelerini kullandı.

Son olarak konuşan Hülya Osmanağaoğlu, kadın emeği tartışmaları yaparken söylediklerinin gelecek dediklerini geldiğini belirterek şunları söyledi:

Doğum izni, yarım zamanlı çalışma meselesi kadınlar doğumdan sonra bu hakkı kullansada kullanmasa ikincilleştiriyor. Devlet fiiilen aile içindeki ilişkiyi belirlemeye çalışıyor. Ev içerisindeki ilişkileri bile şekillendiren faşist bir yapı var. Kamusal alandaki politikaları yeni bir aile tpi yaratmak için kuracağı politikanın ideolojik dayanağını da İslamiyet’ten alıyor AKP iktidarı.