Peçeyi Kaldırmak (Neval El Saddavi ile Söyleşi)

Ct, 30/10/2010 - 12:02
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Neval El Saddavi ve Ahmed Nassef

Women's eNews; 8 Mart 2004

 

Kahire, Mısır (WOMENSENEWS) Bu söyleşinin konuğu, 1931 yılında Kahire’nin kuzeyinde Kafr Tahla adlı küçük bir köyde doğan, Arap dünyasının en tanınmış feministlerinden ve politik muhaliflerinden Dr. Neval El Saddavi.

 

Diplomalı bir psikiyatrist olan El Saddavi’nin uluslararası ün kazanması, bir tabu olan kadın cinselliğini ele aldığı ve Mısır’ın kamu sağlığı yöneticiliğinden alınmasına neden olan, 1972’de yazdığı “Kadın ve Seks”(Women and Sex) adlı kitapla oldu. Aynı zamanda, Sağlık (Health) isimli bir tıp dergisindeki yazı işleri müdürlüğü ve Mısır Tıp Birliği’ndeki genel sekreter yardımcılığı konumlarını da kaybetti. O zamandan beri, baskıcı dini otorite ve gelenekler bağlamında Arap ve Müslüman kadınlar ve cinsellik hakkında yazdığı pek çok kitap, El Saddavi’yi hem Mısır’ın laik rejimlerinin hem de İslami kuruluşların hedefi yaptı.

 

1981’de, El Saddavi Başkan Enver Sedat’in iç ekonomi politikalarını ve İsrail’le yürütülen tek taraflı barış anlaşmasını sözünü sakınmadan eleştirmesinin ardından Devlet Başkanı Enver Sedat tarafından hapse atıldı. 1982’de tahliye olduğunda, kadınların Arap toplumsal yaşamına etkin katılımı için çalışan, Mısır’ın ilk yasal ve bağımsız feminist örgütünü, Arap Kadınlarının Dayanışma Birliği’ni kurdu. Ancak grup, 1991’de 1. Körfez Savaşına karşı çıkmasından kısa bir süre sonra, Mısırlı yetkililer tarafından yasaklandı.

 

2001’de dini muhafazakarlar, El Saddavi’nin halka verdiği demeçlerin ve yazılarının kendisini İslami sınırların dışında bıraktığı gerekçesiyle yazar Şerif Hetata ile evliliğini bozması için mahkemeye çıkardılar. Dava, insan hakları örgütlerinin uluslararası protestoları sonrasında nihayet düştü.

 

El Saddavi, Kahire’nin kuzeybatısında, işçi sınıfının yaşadığı Shubra’da eşiyle birlikte yaşamayı sürdürüyor.

--------------------------------------------------------------------------------

....................................................................................................................................................... Women’s eNews: Siz ve eşiniz, sapkın olduğunuz gerekçesiyle evliliğinizi sona erdirmeye çalışan aşırı uçların hedefi oldunuz. Kişisel durumunuz ile ilgili son gelişmelerden bahsedebilir misiniz?

Neval El Saddavi: Çok fazla destek aldık ve sonunda mahkemede davamızı kazandık.

Her zaman iyimserim. Aktif olduğunuzda eylemlilik içinde oluyorsunuz ve bazen kazanıyorsunuz. İşimi kaybettim, evliliğimi sona erdirmeyi, beni öldürmeyi denediler, beni hapse attılar ama hâlâ kazanıyorum. Hala sesim var ve hala yazıyorum.

 

Women’s eNews: Son zamanlarda Mısır medyası, Fransız yasalarında devlet okullarında peçenin ya da başörtüsünün yasaklanması önerisi için fırtınalar koparırken, Mısır’daki insan hakları ve vatandaşlık hakları ihlallerinden neredeyse hiç bahsedilmiyor. Siz halkın bu çelişkinin farkında olduğunu düşünüyor musunuz?

Neval El Saddavi: Ben sıradan insanların bu çelişkileri çok iyi gördüğünü düşünüyorum. Bu, kadınların başlarını siyasi nedenlerle kullanan siyasi bir hareket. Peçe siyasi bir sembol ve İslam ile bir alakası yok. Kuran’da açıkça peçe takmayı emreden bir ayet yok. Benim babam El-Azhar Üniversitesi’nden mezun ve hiçbir zaman peçeyi savunmadı. Kadınları siyasi bir oyunda siyasi bir araç olarak kullanıyorlar. Çoğu insan bunun farkında, ama eğitim sistemi insanların aklının üzerine peçe örtüyor. Aklın örtülmesi çok daha önemli. Bizim, Arap Kadınlarının Dayanışma Birliği’nde sloganımız: “Aklın Üzerindeki Peçeyi kaldır.”

 

Women’s eNews: Mısır Şeyhi El-Azhar’ın, Fransız hükümetinin devlet okullarında peçeyi yasaklayan yasaya dair tutumunu desteklemek için dini bir kararname çıkarması ve aynı zamanda peçenin kadınlar için dini bir yükümlülük olduğunu savunması hakkında son zamanlarda yürütülen tartışmayla ilgili görüşünüz nedir?

Neval El Saddavi: El-Azhar hata yaptı. Peçenin ilahi bir kanun olduğunu söyledi. Eğer ciddiyse, o zaman İslam’ı bilmiyor.

Ama gerçek şu ki, El-Azhar siyasi bir açıklama yaptı. Peçenin ilahi bir kanun olmadığını çok iyi biliyor ama köktencilerin güçlü olduğunu sanıyor. Bu nedenle paradoksal bir açıklama yaptı. Söylediklerinin bir kısmı doğru: Fransa istediğini yapmakta özgürdür. Ancak açıklamanın diğer kısmı doğru değil. Bu tehlikeli. Ülkenin en üst düzey resmi dini yetkilisi olduğu için, bütün kadınlar peçe takmalı. Ama çoğu Mısırlı kadın onun tavsiyesine aldırış etmediği için, Başkan Mübarek’in eşi de dahil, El-Azhar istifa etmeli.

 

Women’s eNews: Bugünün feministleri sizin kuşağınızın feministlerinden ne anlamda farklı?

Neval El Saddavi: Artık feministler kalmadı. Bana göre feminizm ataerkiye ve sınıfa karşı, erkek egemenliğine ve sınıf egemenliğine karşı mücadele etmektir. Sınıf baskısını ve aterkil baskıyı birbirinden ayıramayız.

Çoğu sözde feminist bunu yapmıyor. Örneğin, Amerikan işgali altında özgürleşemeyiz. Yeni kuşaktan kadınlar bunun farkında değil.

Bugünlerde benim “yanlış farkındalık” dediğim bir olgu da var. Bugün kendine feminist diyen birçok kadın makyaj yapıyor, yüksek topuklu ayakkabılar, dar pantolonlar giyiyor ve hala peçe kullananlar var. Bu çok çelişkili. Bu kadınlar hem dini köktenciliğin hem de Amerikan tüketiciliğinin kurbanı. Siyasi farkındalığa sahip değiller. Kadınların kurtuluşu ile ekonominin ve ülkenin kurtuluşu arasındaki bağlantının farkında değiller. Birçoğu sadece ataerkiyi düşmanları olarak görüyor ama şirket kapitalizmini gözardı ediyorlar.

 

Women’s eNews: Mısırlı feministler ve liberal aydınlar Mısır toplumunda taban hareketini yakalamakta neden başarısız oldular ve neden bizler bugün aktif ve bağımsız bir taban hareketi göremiyoruz?

Neval El Saddavi: Elit laik Marksist ve sosyalist gruplar her zaman köylü ve yoksullardan ayrışmıştır. Onlar yöneticilere hayranlık duymakla meşguldürler ve halka sırtlarını dönmüşlerdir. Onlar her zaman yalnızca siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için kitleler adına konuşmuşlardır.

Sedat beni diğer bazı erkeklerle birlikte hapse attı. Mübarak’in yönetimi altındayken “kara liste”deydim. Beni yasaklayan resmi bir emir olmamasına rağmen, ulusal medyada görünemiyorum – bu yazılı olmayan bir kural. Benim gibi insanların halk tarafından duyulma şansı yok.

Sivil toplum örgütleri bile hükümet tarafından kontrol ediliyor. Yakın zamanda Dünya Sosyal Forumu için Mumbai’deydim, sivil toplum örgütlerine “Go-En-Ghee-Ohs” diyorlardı, ya da hükümet STÖ’leri.* Mısır’daki çoğu STÖ üyesi hükümet tarafından seçilmiştir. Halkın çıkarlarını temsil eden gerçek bir muhalefet partisi de yoktur. Hatta sözde solcu siyasi parti Tagammu bile diğer bütün resmi partilerle birlikte Sedat tarafından yaratılmıştır. Bütün parti liderleri hükümetle işbirliği yapar.

 

Women’s eNews: Günümüzde ilericilerin karşılaştığı en büyük güçlükler nelerdir?

Neval El Saddavi: İlerici gruplar birleşmeli. Bizler bölündük ve dağıldık. Birleşme için çabaların olması gerekiyor. IMF’ye ve Dünya Bankası’na karşı savaşan kadınlar ve erkekler birleşmeli. Yerel ve küresel direniş birbirinden ayrılmamalı. Örgütlenmeye ve aklın üzerindeki peçenin kaldırılmasına özen göstermeliyiz. Halkın yeni süper gücü örgütlenmeli. Farklı geçmişlere sahip insanları birleştirmek için aklın üzerindeki peçeyi kaldırmalıyız, tıpkı sizin çevrimiçi derginizin yaptığı gibi.

 

Women’s eNews: Sizce ilerici Müslüman güçler ve ilerici laik hareketler arasında anlaşma yolları var mı?

Neval El Saddavi: Bütün ilerici güçlerin ortak bir zemini vardır. Din kişisel bir meseledir. İlerici bir Müslüman, bütün dinlere saygı duyan bir Müslümandır. O, Tanrı’sını politize etmez. Tanrı bir kitap değildir. Tanrı, adalet, özgürlük, sevgi ve dürüstlüktür. Dürüst olmak, bana babamın öğrettiği bir şey.

 

(Ahmed Nassef, ilerici bir Müslüman internet dergisi olan "Müslümanlar Uyanın!"ın yazı işleri müdürüdür.)

Çeviren : Derya (Feminist Kadın Çevresi)