Kürt- Türk halklarında arasında gerilimin yükseltilmesini amaçlayan ırkçı, şovenist dalgaya karşı "kardeşliğin ülkesi" fikrinden yola çıkan Halkevciler, geçtiğimiz günlerde Ankara Halkevi şubelerinde DTP’li vekillerle Kürt hareketi ile Türkiye solu arasında giderek açılan açıyı, bu ayrışmanın nedenlerini ve yeniden kardeşleşmenin yollarını tartışmıştı.
22 Mart Cumartesi günü Adana Halkevi İsmet Gökdemir Kültür Sanat Salonu’nda Kürt halkının temsilcilerinden Küçük Dikili Belediye Başkanı Leyla Güven’in katılımı ile gerçekleşen etkinlikte Kürt halkının mücadele düzlemi ve neo liberal politikalara karşı Türk ve Kürt halklarının ortak mücadele zemini tartışıldı.
Etkinliğin ilk bölümünde, Kürt halkının özgürlük özgürlük mücadelesinin var olan durumuna dair düşüncelerini belirten Leyla Güven’e DTP’de meydana gelen oy kaybının nedenleri ve PKK tarafından gerçekleştirilen eylemler hakkında düşünceleri soruldu.
"Bugün gelinen koşullarda yapılan sınır ötesi operasyon ile Kürt halkında genel bir kenetlenme hali oluşmuştur. Hiçbir siyasi iktidar Kürt sorunun çözümünde demokratik gelişim perspektifine sahip olmadı. Buna 2001 yılımda Kürt halkına ciddi vaatlerde bulunarak iktidar olan AKP hükümetinin kendiside dâhildir. Demokratik açılımlar açısında hiçbir ciddi girişim yapmamakla birlikte tezkeresini çıkarmış olduğu sınır ötesi operasyon ile de Kürt halkı üzerinde etkisini ciddi şekilde yitirmiştir.Ayrıca DTP nin ciddi bir oy kaybı yoktur esas olarak mecliste daha önce temsil edilen DSP, DYP, ANAP gibi partilerin oylarının AKP de toplanması durumu söz konusudur. Kürt halkının emanet oyları gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerde gerçek temsilcisi olan DTP ye geri dönecektir.
Gerçekleştirilen operasyonda gerillanın sergilemiş olduğu direniş Kürt halkına direnç ve umut vermiştir. Burada gerilla tarafından gerçekletilen kimi eylemlerde hatalar bizim tarafımızdan da eleştirilmiştir. Ama sonuç olarak Kürt sorunun görmezden gelinerek veya şiddet yoluyla çözümünün imkânsız olduğu bir kere daha ortaya çıkmış oldu.
Ayrıca verilen mücadele bizler Türkiyeli sosyalistlerden yeterli desteği maalesef göremedik. Bu noktada bizlerinde eksikliklerine es geçecek değiliz. Fakat sonuç olarak yaratılabilecek ortak zemin olması gereken düzleme getirilememiştir."
İkinci bölümde ise DTP’nin AKP’ye karşı aldığı tutum ve buna bağlı olarak neo liberal politikalara bakış açısı üzerine yoğunlaşılan sohbette Güven şöyle devam etti;
"DTP olarak AKP’ nin uygulamış olduğu politikalara karşıyız. Kürt sorununda vaat etmiş olduğu hiçbir açılımı gerçekleştirmemiştir. Gerçekleştirmediği gibi MHP CHP ve ordunun bloğuna eklenmiştir. Uygulayıcısı olduğu neo-liberal politikalar Kürt ve Türk halkında ciddi yoksullaşmaya neden olmuştur. DTP olarak mecliste sesimiz yettiği kadar ile bu politikalara muhalefet etmekteyiz. Özellikle uygulamış olduğu yoksullaştırma ve yardım yoluyla dilencileştirme politikaları halklar için onursuzluk dayatmaktadır. Dilencileştirme politikalarını kendi iktidarının sürekliliği için ciddi bir biçimde kullanmaktadır. Kendine "muhtaç" ettiği halkı sandık başında oy silahı olarak kullanmakta. DTP olarak elimizde olan belediyelerde bugüne kadar gerçekleştirilmeyen birçok uygulama yaptık. Örneğin bir kadın olarak belediye başkanlığı yaptığım beldede ikinci bir eş alan veya eşine şiddet uygulayan erkek çalışanlarımızı sözleşmeye koyduğumuz maddelerle cezalandırmaktayız. Kadın sorunu bizim açımızdan çözülmesi gereken önemli bir sorundur. Bunun için DTP li kadınlar olarak hem parti içinde hem de dışında ciddi mücadele yürütmekteyiz.
Bizim bugün itibari ile temel mücadele alanımız Kürt halkının kimliksel haklarıdır. Biz aynı ülkede kardeşçe bir arada yaşamak istiyoruz. Fakat bunun için öncelikle Kürt realitesi görülmeli ve gerekli demokratik açılımlar yapılmalıdır."
İki saat süren söyleşinin sonunda Leyla Güven, Halkevcileri iadeyi ziyarete ve beldesinde çalışma yapmaya davet etti.