AKP eğitimi yıkıyor. Geleceğimiz AKP’nin eğitimi ticarileştirmek uğruna hayata geçirdiği ve adeta ardı ardına saldırı biçiminde gelen yıkım politikalarının altında bırakılmak isteniyor. Sekiz yıldır artırılarak sürdürülen paralı eğitim, gericileştirme, güvencesizleştirme politikalarının sonuçları yeni öğretim yılı başında yaşanan skandallarla bir kez daha net olarak göründü.
AKP öğrencilere geleceksizlik vaat ediyor
AKP’nin eğitime dair tek somut planı ticarileştirmek. Tek amacı dersane, özel okul patronlarını daha fazla zengin etmek. Bunun dışında eğitime dair kısa, orta, uzun vadeli, öğrenciyi düşünen somut bir planı yok. O yüzden eğitimi yapboza çevirdi. Üç yıl önce Hüseyin Çelik’in getirdiği SBS Nimet Çubukçu tarafından kaldırıldı. Özür bile dilenmedi.
Bu bozuk, bilimsel olmayan, ezberci, içeriği gerici, sınava endeksli eğitim sistemi gençlerimizin geleceğini karartıyor.
Yine bu yıl üniversiteler varlığı kampuslarda kurumsallaştırılmak istenen polis işgali tartışmalarıyla, öğrenci örgütlerinin masalarına yapılan saldırılarla, disiplin cezalarıyla açıldı. Ama tabana dönük reklam kokan hareketlerle bunlar kapatılmaya çalışıldı. Türban paralı eğitimin, polis işgalinin, YÖK’ün üstünü örtmek için kullanıldı.
AKP öğretmenlere köleliği uygun görüyor
Başbakan hiddetlenerek söylemişti “ne demek atanamayan öğretmen”. Ne demek olduğunu biz söyleyelim; sayıları 300 bini bulan eğitim fakültesi mezunu öğretmenin atanamaması demek. Öğretmenlerin atanmaması aynı sayıda öğretmen açığı, eğitimin aksaması demek. Bir öğretmen maaşına üç öğretmeni köle gibi çalıştırmak demek. Kadrolu olan öğretmenin de haklarının her gün elinden alınması demek, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek demek. Geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlik mesleğinin onurunun ayaklar altına alınması demek.
AKP velileri müşteri olarak görüyor
AKP milyonlarca velinin değil, dersane, özel okul patronlarının temsilcisi olduğu için, attığı her adım onların çıkarlarına uygun oluyor. Eğitime yeterli kaynak ayrılmıyor, özel eğitim kurumları teşvik ediliyor. Paralı eğitim uygulamaları, çeşitli gerekçelerle toplanan paralar günlük uygulamalar haline geldi. Artık devlet okulları özel okul gibi. Çocuğu okula yeni başlayan bir velinin yıl içerisindeki gideri 3000 TL’yi geçiyor.
AKP eğitimde yaşanan rezaletin sorumlusudur
KPSS’deki kopya rezaletinin sorumlusu AKP’dir. Ancak bırakın sorumluluk almayı yaşanan skandalı fırsata çevirmekten kaçınmamıştır. KPSS’deki kopya olayı bugüne dek aydınlatılamaması ile adeta ikinci bir Deniz Feneri vakası olma yolundadır. Bulunan günah keçilerinin dışında ucu AKP’ye ve malum tarikata ne hikmetse hiç dokunmamıştır.
Anadolu liselerinde bu yılki yerleştirmelerde yaşanalar ise torpil, kayırma gibi yöntemlerin artık açıktan devreye sokulduğunu göstermektedir. Kayıtları biten okullara ek kayıtlar kimselere haber verilmeden bir günlüğüne bakanlığın sitesinden duyurulmuştur. Neticede bu okulların puanları 200 puan kadar alta düşmüştür. Açıktır ki bakanlığın, resmi internet sitesi dışında da duyuru kanalları mevcuttur ve yandaşlar bu imkanlardan yararlandırılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanına çağrımız nettir. Tüm bu yaşananlar için derhal istifa etmelidir.
Yıkımın altında kalamamak için veliler, öğretmenler, öğrenciler bir araya gelmelidir
Bu politikalarla bir kuşağın geleceği karartılmaktadır. AKP’nin yarattığı bu yıkımın altında ancak birlikte mücadele edersek kalmayız. Geleceğimiz, bilimsel, anadilde, parasız eğitim hakkımız için velilerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin bir araya gelmesi şart. Eğitim hakkını savunan bütün örgütlerin bu konuda adım atması artık bir mecburiyet haline gelmiştir.
Halkevciler bulundukları her yerde bu mücadelenin büyümesi için, bu yıkımın durdurulması için önümüzdeki günlerde ellerinden geleni yapacaklardır.
İlknur Birol
Halkevleri Genel Başkanı