2010-2011 eğitim-öğretim yılı için ders zili bugün çaldı. Çalan zil yıllardır adeta saldırı politikalarıyla çökeltilen eğitim alanından gelen alarm gibi. Açıkça ifade etmeliyiz ki AKP eğitim alanını büyük bir yıkıma uğratmıştır.
Ülkemizde 210 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu açığın 70 bin civarında olduğunu söylüyor. Bakan sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerle açığın kapandığını düşünüyor. Ya da toplumu buna inandırmaya çalışıyor. Bakan iş güvencesi olmayan, kölece çalışma koşullarında eğitimcilik yapmaya çalışan öğretmenlerin açıkta olmadığını mı düşünüyor?
En son KPSS’de yaşanan rezaletin sorumlusu olan iktidar, kendi yarattığı yıkımı bile faydaya çevirmeye çalışmaktan geri durmuyor. Sınavın iptal edilmesinin ardından büyüyen açık, ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılıyor. Böylece ücretli öğretmenlik meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Öte yandan ücretli öğretmenlik görevlendirmelerinde bile usulsüzlük yapılıyor, torpiller devreye sokuluyor.
Öğrenciler için ise eğitim öğretim yıkım politikalarıyla tam anlamıyla çileye dönüştü. Kalabalık sınıflar, bilimsellikten uzak eğitim, okul yönetimleri tarafından sürekli toplanan paralar… Yap boza dönen sınav sistemi ise tam anlamıyla öğrencilerin geleceğini karartıyor. Yarış atına dönüştürülen çocuklarımız, gençlerimiz dersanelere mecbur bırakılıyor.
Veliler için ise eylül ayı kâbusla başlıyor. Çocuğu okula yeni başlayan bir velinin yıllık asgari harcaması 3000 lirayı geçiyor. Okul masraflarının üstüne dersane masrafları binince veliler ne yapacağını şaşırıyor.
Eğitimde ayrımcılık devam ediyor. Irkçı unsurları barındıran, cinsiyetçi, ayrımcı eğitimin içeriği bilimsellikten oldukça uzak. Eğitim sistemi Alevileri, Kürtleri yok sayıyor. Bu politikalar Kürt illerindeki okulların sınıflarının boş olmasının sorumlusudur.
Kısacası AKP eğitim hakkımızı gasp etmeye devam etmektedir. Sınav sistemini dersanelere bağımlılığı azaltacak diye değiştiren, sonra yine aynı gerekçeyle hem de bir öncekini eleştirerek tekrar değiştiren AKP’dir. Sınavlarda yaşanan kopya rezaletinin sorumlusu AKP’dir. “Kayıt parası toplamak yasaktır” deyip okul yönetimlerini el altından para toplamaya teşvik eden AKP’dir. Devlet okullarını kaderine mahkum edip özel okulları teşvik eden AKP’dir. Öğretmenlerimizi güvencesizliğe mahkum eden, “ne demek atanamayan öğretmen” diye aşağılayan AKP’dir. “Kız erkek ayrı okumalıdır” önerisi yapan AKP’nin Milli Eğitim Bakanı’dır. Zorunlu din dersi zulmünü devam ettiren, anadil hakkı taleplerine kulaklarını tıkayan AKP’dir. Dersane borcunu ödeyemediği için annesinin hapse girmesine dayanamayıp intihar eden gencin, atanamadığı için intihar eden öğretmenin vebali AKP’nin omuzlarındadır.
Bizlerin güvenceli güvencesiz bütün eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin artık dur deme zamanı gelmiştir. Bizler eşit, parasız bilimsel, anadilde eğitim istiyoruz.
Bunun için;
Paralı eğitim uygulamalarına derhal son verilsin. Okullarda her türlü para toplama yasaklansın.
Eğitim emekçilerinin güvencesiz çalıştırılmasına son verilsin. KPSS kaldırılsın. Mezun oldukları yıl önceliğine göre öğretmenler kadrolu olarak atansın.
Öğrencilerin geleceğini karartan sınav sistemi kaldırılsın, dersanelere mecbur etmeyen bir sistem hayata geçirilsin.
Eğitim her türlü ayrımcı, ırkçı, cinsiyetçi içerikten arındırılsın. Zorunlu din dersleri kaldırılsın, anadilde eğitim hakkı verilsin.
Eğitime ayrılan bütçe yeterli oranda artırılsın.
Eğitim hakkı mücadelesinin örgütlerinden birisi olan Halkevleri olarak öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi ve tüm velilerimizi eğitim hakkı mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. AKP’nin eğitimde yarattığı yıkıma ancak bizler dur diyebiliriz. Gün haklarımıza sahip çıkma günüdür. Geleceğimiz bu yıkımın altında kalmasın.
Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi