Karikatür sözcüğü ilk olarak 17. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmıştır. Fransa'daki aydınlanma devrimine giden yolda mizahın ve karikatürcülüğün önemi büyüktür. İlk karikatür sansürleme olayı da Fransa'da yaşanmıştır: 1830'da kurulan, “Caricature” Kral Lois Philippe'nin, “Karikatür yazıdan daha yıkıcı!..” sözleriyle cezalandırılmıştır. Fransa 1881'de “Basın Özgürlüğü” yasası ile sansürü, mizahta olduğu gibi tüm basında kaldırmıştır; ya Türkiye... Yıl 2005 ve bu ülkenin karikatüristi Musa Kart, Başbakanı “Cumhuriyet Gazetesi”ndeki bir karikatüründe kediye benzetti diye yargılanıyor ve 5 bin YTL para cezasına çarptırılıyor. İşin ilginç kısmı “Cumhuriyet Gazetesi”ndeki karikatürün aynısı, Eskişehir'deki günlük “Sakarya Gazetesi”nde de yayımlanıyor ve buna karşı açılan davada Eskişehir Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı Mithat Ali Kabaali, karikatürde hiçbir hakaret öğesinin bulunmadığını belirtip, şu kararı alıyor: “Söz konusu karikatür eleştiri sınırları içinde kalmıştır. O yüzden hukuka uygundur. Okuduğu bir şiir yüzünden cezaevinde uzun süre yatmak zorunda kalan Sayın Başbakan'ın bu tür eleştirilere daha hoşgörülü bakması kanaatiyle...” İki yargıç iki ayrı karar alıyor. Yargıç Mithat Ali Kabaali bir hakaret öğesinin bulunmadığını belirtirken, Ankara Sekizinci Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Kemalettin Satılmış aynı karikatürde hakaret öğesinin bulunduğunu belirtiyor. Yorum sizin... *** Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker: “Mizah, özgür bir tartışma ortamı yaratmanın önemli bir yoludur. Biz karikatürcüler, yüzyılı aşkın geleneğimizde hep bu yolda yürüdük.” diyor. İfade özgürlüğünde karikatürün bambaşka bir yeri vardır. Sayfalarca bir konuda eleştiri yapılabilir. Ama karikatüristin yaratıcılığında şekillenmiş bir karikatürün etkisi bambaşkadır. Bol karikatürlü bir hafta dileğiyle..
Hatay halkevi