Tam adı Ece Ayhan Çağlar'dır. Datça'da doğdu. Ailesinin asıl memleketi ise Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Yalova Köyü’dür. 1940 yılında Çanakkale’den ailesiyle beraber İstanbul’a göç eden Ayhan, ilk (Hırkaişerif İlkokulu), orta (Zeyrek Ortaokulu) ve lise ( Erkek Lisesi) öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1959 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı yıl İstanbul maliyet memurluğunda stajını tamamladı ve kaymakamlık kursunu bitirdi. 1962'de Sivas’ın Gürün ilçesinde, 1963'te Çorum’un Alaca ilçesinde kaymakamlık ve belediye başkanlığı yaptı. 1963-65 yılları arasında askerliğini yedek subay olarak yaptıktan sonra, Denizli’nin Çardak ilçesi kaymakamlığına atandı.
1966’da memurluktan ayrılması üzerine İstanbul’a geldi ve çeşitli yayınevlerinde redaktörlük ve editörlükle uğraştı. Meydan Larousse Ansiklopedisi'nde çevirmen olarak çalışan Ayhan, bir süre de Türk Sinematek Derneği’nde ve e Yayınları'nda çalıştı. 1974’te hastalandıktan sonra tedavisi için İsviçre’ye giden şair, burada beyin ameliyatı geçirdi ve üç yıl tedavi gördü. Ardından da 1977 yılında, Türkiye’ye döndü. Bodrum, İstanbul ve Çanakkale'de yaşadı.
Ece Ayhan ilk şiirleriyle birlikte eleştirmenlerin ve genel olarak şiir okurlarının ilgisini çekmiş, İkinci Yeni akımının en çok tartışma yaratan şairlerinden biri olmuştur. 1960'lı yılların başından itibaren yenilikçi ve genç şair kuşaklarını, özellikle Devlet ve Tabiat adlı kitabıyla, derin bir biçimde etkilemiştir. Türk şiirinin önemli şairlerinden olan Ayhan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gürçeşme Huzurevi`nde hayata veda etti.
ESERLERİ
Şiir Kitapları:
Kınar Hanım'ın Denizleri (1959),
Bakışsız Bir Kedi Kara (1965),
Ortodoksluklar (1968),
Devlet ve Tabiat (1973),
Yort Savul (Toplu Şiirler, 1977),
Zambaklı Padişah (1981),
Cok Eski Adıyladir (1982),
Sivil Şiirler (1993),
Son Şiirler (1993).
MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür
Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
-Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
-Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.
Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım
O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır:
Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler
Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
AÇIK ATLAS
Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran
Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya
Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi
Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti
Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte
Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını
Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru
Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?
En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne
İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar
Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas
Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz
Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş
İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp
Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun
Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş
Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama
Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların
Bir cenaze töreninde daha ölümü karşılamaya götürüleceğiz
Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?