Takvimin güncel sıkıntıları sayfa atarken geceden, ılık bir sevecenlikte ışıyordu güneş. Soğuk, yağmur sonrası toprağın özüne ilişemiyor, sessiz bir koku düşlerin kenarlıklarını süslüyordu. Dizeler katlandı, aklın rafından kapının kapanma gürültüsüyle söylenmese de olur sözlerin tozları havalandı... Amanos’un tek tük tepeleri kar’daş gelinliği giyinmişti. Asi bir dedikodu gibi bulanık akıyordu... Bir oyun duyarlılığında yaşamış, Çehov 100. yaşındaydı.
Onu şiirsel gerçekliği yapıtlarına taşımasıyla mı, komedi-dram ikilemini eserlerine taşırken ki özgünlüğü ile mi anlatmak gerekir?.. Yaşamın tokatsı edasındaki karakterlerin oyunlara yansıyan dramatik yapısı, onun gerçekçiliğinin sanatçı duyarlılığı ile nasıl güzel biçimlendiğinin göstergesidir. Rusya’nın en büyük tiyatrolarından biri Moskova Sanat Tiyatrosudur. O tiyatronun simgesi de “Martı”dır. Nereden mi gelmiştir bu “Martı”? Çehov’un ilk oyunu 1896’da St. Petersburg’daki Aleksandrinski Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir. Başarısız yorumculuk sonucu oyun yuhalanır. Çehov üzüntü ve göz yaşları içinde tiyatrodan ayrılır. Aynı oyun iki sene sonra, 1898’de Konstan Stanislavski tarafından Moskova Sanat Tiyatrosu’nda sahneye konulur, çok iyi yorumlanan oyun büyük beğeni toplar ve oyun artık, tiyatronun simgesi olur. İşte o oyunun adıdır “Martı”. Yazılışlarına göre Çehov’un oyunlarının yıllara göre dağılımı: “İvanov” (1888), “Orman Cini” (1899), “Martı” (1898), “Vanya Dayı” (1900), “Üç Kız Kardeş” şeklindedir.
Ne yazık ki, sanata ve sanatçıya verilen önem her geçen gün azalmaktadır. Bundan tiyatroda nasibini almıştır. Dizi denilen televizyon saçmalıklarından ekmeğini kazanmak zorunda bırakılan tiyatrocu, boş sandalyelere sergilenmekten yorulan oyunlar, sanata karşı her geçen gün biraz daha duyarsızlaştırılan halk ve akabinde kapıları kilitlenmek zorunda kalınan tiyatro salonları çağdaş ülke, çağdaşlığa giden ülke böyle bozuk bir pusulanın ivmesinde mi, hareket etmelidir?..
Çehov 100 yaşında, zaten çok az sayıda olan tiyatro salonlarının büyük bir bölümünün kapatılmasıyla biraz daha yok olan tiyatro, Çehov gibi büyük bir oyun yazarının sanatseverle, daha önemlisi böyle büyük değerleri yakından tanıması gereken genç kuşakla buluşamamasına neden olmuştur. İnanıyoruz ki adına popüler kültür denilen, kültürsüzleştirme hareketi bir gün mutlaka son bulacak ve sanatın, sanatçının hakkı verilecektir.
Hatay Halkevi