Dün Ankara’da eğitim hakkı için eylem yapan öğrenciler gaddarca bir saldırının ardından tutuklandılar. Bugün Adana’da sabahın 5’inden itibaren aralarında Halkevi üyelerinin de bulunduğu üniversiteli ve liseli gençlerin evleri basılarak, 12 Eylül faşizmini aratmayan bir tarzda gözaltına alındılar. Hâlbuki bu gençlerin tamamının adresleri ve okulları bellidir, bir çağrı ile ifadeye çağrılabilirlerdi.
Dün Ankara’da gözaltına alınan liselilerin tutuklanması vicdanlarımızı sızlatmaktadır. Tutuklama yönteminin, kaçma veya delilleri karartma gibi durumlara karşı bir önlem iken öğrenciler karşı kullanılmasını anlamak veya kabul etmek mümkün değildir. Çocuklarını hapse atmaya bu kadar hevesli bir iktidarın halka zulümden başka verecek bir şeyi kalmamış demektir.
1 Nisan’da Ankara’da Tekel işçilerine uygulanan şiddet; 2 Nisan’da İzmir İHD temsilcisine işkence; 3 Nisan’da dershane borcu yüzünden annesi hapse atılan Soner Sipahi adlı öğrencinin intihar etmesi; 12 Nisan’da Ankara’da, İzmir’de, İstanbul’da liseli öğrencilere uygulanan şiddet ve tutuklanmaları; 12 Nisan’da Arızlı’da depremzedelere uygulanan şiddet; 12 Nisan’da Samsun’da Ahmet Türk’ün uğradığı saldırı; 13 Nisan’da Adana’da üniversiteli ve liseli öğrencilerin evlerinin basılması…
Bunlar AKP iktidarı altındaki Türkiye’den 10 günlük görüntülerdir.
AKP, halk düşmanı politikalarına karşı ses çıkartan herkese saldırıyor. Bu saldırıları protesto ediyor ve derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Halkın hak mücadelelerini engelleyemeyeceksiniz. Tek çareniz ya halkın haklarını kabul etmek ya da çekip gitmektir. Tekrar ediyoruz: Çocuklarını hapse atmaya bu kadar hevesli bir iktidarın halka zulümden başka verecek bir şeyi kalmamış demektir.