Eğitim Hakkı Anasayfa

AKP’nin 13 yıllık eğitim politikasının tam bir politikasızlık ve plansızlıktan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır

Pt, 28/09/2015 - 11:32
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Değerli veliler sevgili öğrenciler ve değerli basın mensupları. 2015-2016 eğitim öğretim yılının ciddi sorunlarla başladığı bu günde tüm öğrencilerimize başarılar dilerken başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim camiasına kolaylıklar diliyoruz.

Eğitim sisteminin, programının, müfredatının, kadrolarının, binalarının kısacası tüm işleyişinin içinde bulunduğu bu keşmekeşte başarı ve kolaylık dileklerimizin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bugünden itibaren 17 milyon öğrenci ve on binlerce eğitimci okullara doluşacak. Geçen dönemin birikmiş ve yeni milli eğitim bakanı olacak kişinin ekleyecekleriyle birlikte içinden çıkılması imkansız sorunlarla boğuşmaktan eğitime ne vakit ne enerji kalacak. Aşağıda özetleyeceğimiz daha sonra da ayrıntılı rapor olarak yayınlayacağımız bu tablo AKP’nin 13 yıllık uygulamalarının sonucudur.

Akp’nin 13 yıllık eğitim politikasının tam bir politikasızlık ve plansızlıktan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır. 13 yılda 5 Milli Eğitim Bakanı değişti. Her gelen AKP’li Milli Eğitim Bakanı bir önceki yine AKP’li olan bakanın yaptıklarını beğenmedi değiştirdi. 13 yıl boyunca eğitim sistemi AKP’li bakanların elinde yapboza dönerken öğrenciler veliler ve öğretmenler için enkaza döndü. 13 yıl boyunca 5’i de AKP’li bakanın, 5’inin de yaptıkları AKP’nin aslında bir eğitim politikasının olmadığının en net göstergesi oldu. Hatta değişen bakanlar arasındaki kişisel gerilimler sorumsuzca eğitim alanına taşındı. Giden bakan gelen için otomatik pilot dedi, gelen ise intikam alırcasına öncekinin uygulamalarını altüst etti. Olan çocuklarımıza oldu.

Eğitimde reform diye adlandırdıkları şeyin bugün 17 milyonu bulmuş öğrencilerin kendi ideolojileri doğrultusunda tornadan geçirilmesi olduğu ortaya çıktı. Bu 13 yılın özeti iktidarın eğitim politikalarının tamamen ideolojik kaygılar tarafından günübirlik belirlenmesidir.

Temel sorunlar:

Eğitimin dinselleştirilmesi. Zorunlu din derslerine eklenen seçmeli zorunlu din dersleri ile birlikte öğrencilere bir dinin, bir mezhebin öğretilmesi eğitimin temel meselesi haline getirildi. Kompleksli bir biçimde AKP yönetici kadrosunun yetiştiği İmam Hatip okulları modeli tüm okullara dayatılmaya, velilerin tüm itirazlarına rağmen neredeyse tüm okullar imam hatibe dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Bunu kendi siyasi gelecekleri kaygısıyla yaptıklarını defalarca dile getirmekte bir sakınca görmediler. Okullarda mescit yapımının kütüphaneleri, laboratuarları kapatıp mescide dönüştürme pervasızlığına kadar varmış ve bu kadroların liyakat ölçüsü haline dönüştürülmüştür.  

Bakanların mezhepçi yaklaşımları il, ilçe, okul düzeyinde kadrolaşmalarla sürdürülmüş; eğitim kadroları AKP misyonerleri haline dönüştürülmüştür.

 

Eğitimde süregelen cinsiyetçi yaklaşımların ortadan kalkması yerine artmaya başlamıştır. Müfredatta yeniden kadın erkek rollerinin erkek egemen yaklaşımla belirlenmesi, kız erkek çocuklarının ayrı sıralarda oturtulmasıyla atılan adımların ayrı sınıflar şeklinde sürdürülmesi ve bu uygulamanın, eğitim bilimiyle hiçbir biçimde bağdaştırılamayacak bir yaklaşımla veliler üzerinden zorlanması ve misyonerleşmiş kadrolar marifetiyle sürdürülmektedir.    

Irkçı unsurlar eğitimde varlığını sürdürmekte ve misyoner gibi davranan kadrolar eliyle de ırkçı mezhepçi yaklaşımlar arttırarak sürdürülmektedir.

Eğitimde Bilimsel-laik kriterler zayıflatmaktadır. 13 yılda değişen 5 Bakanın ortak tek politika sürekliliğin ne yazık ki bilimsel laik eğitimden sistematik uzaklaşma olmuştur. Fen derslerinde yaratılış anlatısının, evrim teorisiyle eşitlenmeye çalışılması bunun en vahim örneklerindendir.

13 yıl boyunca sınav sisteminde yaptıkları her değişiklik skandalları da beraberinde getirdi. LGS(Li­se­le­re Gi­riş Sına­vı) gitti OKS (Or­ta­öğ­re­tim Ku­rum­la­rı Sı­na­vı ) geldi,  OKS gitti SBS( Seviye Belirleme Sınavı) geldi, SBS gitti TEOG (Te­mel Öğ­re­tim­den Or­ta­öğ­re­ti­me Ge­çiş Sı­na­vı) geldi. Öğrencilerin girdiği sınavların sayısı her değişiklikle beraber arttı, azaldı. 2014`te ilk kez yapılan TOEG sınavı sonrasında skandallarla birlikte çoğu yoksul ailelerin çocukları kendi istekleri dışında ya meslek liselerine ya da imam hatip liselerine yerleştirilmeye mecbur bırakıldı.

Türkçe dışındaki anadillerin yok sayılamaya devam edilmesi bu konudaki yaygın kitlesel taleplerin görmezden gelinmeye devam edilmektedir. Eğitim alanındaki ihmaller sonucunda geçtiğimiz yıl devletin bakmakla yükümlü olduğu 10 çocuk yaşamını yitirirken, 7 Haziran seçimleri sonrasında Cizre’de, Silopi’de Diyarbakır Diyadin’de hayatını kaybeden en az 13 çocuk oturması gereken okul sıralarında bugün oturmuyor.

 

Piyasalaştırma ve niteliksizleştirme

Milyonlarca öğretmen, öğrenci ve velinin ihtiyaçları değil özel okul patronlarının istekleri baş tacı edildi. Halkın vergileriyle yaratılan kaynaklar devlet okullarına değil, özel okullara büyük bir iştahla aktarıldı. Özellikle 4+4+4 sonrasında özel okul sayısı 10 kat arttırılıp MEB tarafından özel okullara öğrenci başına 3750 TL’ye kadar destek verilirken, eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmadığı için bugün  devlet okullarında velilerden çeşitli adlarda para toplanmaya devam ediliyor. Eğitime yeterli bütçe ayrılmadığı için devlet okulunda okuyan bir çocuk için velilerin cebinden yaptığı harcama  4 bin 500 tl’ye dayandı. Velilerin bu yıl eğitim öğretim yılı başlangıcı için harcadığı gider geçen yıla oranla ortalama yüzde 34,61 artı.

13 yıl boyunca sayıları iki kat artan dershaneleri paralel ile mücadele adı altında kapatıp özel okula dönüştüren AKP iktidarı, “temel liseler” ile lise eğitimini niteliksizleştirerek hızla özelleşmesini sağlayacak, sınav eksenli eğitimi güçlendirecek önemli bir adım daha attı.

 

Öğretmenlerin durumu. Eğitim biliminin en temel ilkeleri ayaklar altına alınarak zorla dayatılan 4+4+4 düzenlemesi ile temel ve ortaöğretimdeki en büyük alt-üst oluş yaşandı. Binlerce öğretmen ve öğrenci okul dönüşümleri ile birlikte yerinden, yurdundan oldu. Yönetici atamalarında tek kriter “gözlerini kaparım, amirim verdiği görevimi ikiletmeden yaparım” diyen AKP misyonerliği yapmak oldu.

Kadrolu eğitim emekçileri güvencesizleştirildi, ataması yapılmayan öğretmenler kaderlerine terk edildi. Bugün MEB bünyesinde ataması yapılmayan 60 bini aşkın ücretli öğretmen ayda 800 ila 1000 TL arasında bir ücretle güvencesiz olarak istihdam edilmektedir.

Acil yapılması gerekenler.

Eşit, parasız, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim yaklaşımı esas alınmalıdır.

Özel okullara kamu kaynaklarının aktarılmasına son verilmesini, 2015-2016 eğitim öğretim yılı için özel okullara öğrenci başına verilen 3750 TL’ye kadar olan desteğin bir an önce kamu okullarına verilerek, devlet okulları için ayrılan bütçenin arttırılmasını, okullarda para toplama uygulamalarının son bulmalıdır.

Okullarımızda temizlik ve hijyen sorunlarının son bulmasını bunun için her okula mutlaka kadrolu hizmetli atanmalıdır.

Kamusal ve bilimsel bir eğitim için okullarımızda mescit değil, kütüphane, bilgisayar ve fen labaratuvarı, spor salonları, müzik odaları, çok amaçlı salonlar açılmalıdır.

Öğretmenlerimizin iş güvencelerini ortadan kaldıracak performans vb. uygulamalardan derhal vazgeçilmeli, ataması yapılmayan öğretmenlerimizin kadrolu güvenceli istihdam edilmelidir.

Okullarımızı, görevi gericiliği örgütlemek için AKP misyonerliği yapmak olanlar değil, görevi eşit, kamusal, demokratik bir eğitim ortamı sağlamak olan eğitimciler yönetmelidir.

Zorunlu ve zorunlu seçmeli din derslerinin kaldırılmalı, müfredat ırkçı, gerici, cinsiyetçi ve piyasacı öğelerden temizlenmelidir.

Bizler, Eğitim Hakkı Meclisleri olarak, AKP’nin yanlış politikalarını engellemeye çalışmaya devam edeceğiz. Diğer yandan da yarattıkları tahribatların giderilmesi, en aza indirilmesi için dayanışmayla alternatifler yaratmak üzere çalışmalarımızı bugüne kadar olduğu gibi sürdüreceğiz.

Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri

 


Halkevleri Genel Merkezi
Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap