AKP dün bir skandala daha imza attı. Şov ve rant amaçlı başlatılan “Okul sütü-Akıl küpü” projesi kapsamında dağıtılan bozuk sütler 2000’e yakın çocuğumuzun zehirlenmesine sebep oldu. Yandaş firmaların ellerinde kalan arz fazlası sütlerin devlet eliyle alınıp öğrencilere ücretsiz dağıtılmasının altında, çocuklarınızın sağlıklarını düşünmek değil yandaş şirketleri kurtarmak olduğunu biliyorduk. Dün yaşananlar bu durumun kanıtı niteliğindeydi. AKP, okul sütü projesinin reklam çalışmasına gösterdiği özenin onda birini projenin alt yapısını oluşturmaya göstermemiş ve bu vahim durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Ülkemizde milyonlarca çocuğun sağlıklı ve yeterli beslenme imkânından mahrum olduğu ve bunda iktidarın yoksullaştırma, güvencesizleştirme politikalarının payının büyük olduğu açıktır. AKP tarafından bir lütuf olarak sunulan her öğrenciye ücretsiz süt asıl olarak temel bir haktır. Çocuklarımızın sağlıklı ve yeterli beslenmesi kamusal bir hak olarak eğitim hakkının çok önemli bir parçasıdır ve her öğrencinin nitelikli bir eğitim süreci geçirmesi için zaruri gerekliliktir. Evet, okullarda ücretsiz süt dağıtılmalıdır. Ama sağlıklı, nitelikli ve güvenilir biçimde. 2 Mayıs 2012 günü yaşadığımız gibi değil.
7 milyon 200 bin ilkokul öğrencisine dağıtılan 200 ml’lik sütlerden 13 farklı ilde resmi olarak 1686 öğrenci zehirlenme şikâyetiyle hastanelere başvurdu. Veliler ve öğretmenler panik halindeyken AKP’lilerden ve çeşitli il valilerinden gelen açıklamalar ise çocuklarımızın nasıl bir kafa yapısına emanet olduğunu gösterdi. Aynı anda yaşanan en kitlesel zehirlenmelerden biri olarak tarihe geçecek bu skandalın üstünü örtmek için pişkinliğe vurdular. Sivas valisi; ”Zehirlenme demeyelim. Sanıyorum sütler biraz bozukmuş. Bozuk gıdanın verdiği biraz kısmen psikolojik diyelim, kısmen de rahatsızlık diyelim” açıklaması yaptı. Ömer Dinçer zehirlenme yok, hasssasiyet var derken, Bülent Arınç ise; “Üzücü bir olay ama büyütülecek bir durum değil. İlk kez içildiğinden, aşırı doz nedeniyle rahatsızlanmış olabilirler” dedi. Açık ki bu açıklamaların ortak noktaları ne “kadar saçmalarsan saçmala ama AKP’yi savun” anlayışıdır. Çocuklarımızı hem zehirleyip hem de dalga geçmektedirler.
Bu skandalın sorumlusu yetkililerin derhal istifa etmesi gerekirken, neredeyse suçlu, öğrenci ve veli ilan edilmektedir. AKP iktidarının süt tüccarlarını sevindirmek, eğitim alanındaki yıkıcı adımlara yönelik tepkileri törpülemek için attığı bu adım patlamıştır. Zehirli sütler iktidarın, eğitime ve çocuklarımıza ne derece değer verdiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Okul sütü projesi aynı zamanda sağlık, eğitim ve gıda, hayvancılık alanlarının piyasalaştırılmasının yıkıcı sonuçlarına da işaret etmektedir. Koruyucu sağlık hizmetinin tasfiyesi, denetimsizliği ve kontrolsüzlüğü üretmeye devam etmektedir. Süt skandalı buz dağının görünen kısmıdır. AKP’nin eğitim ve sağlık sistemi daha çok skandal üretmeye hazır.
Eğitim alanına yoğunlaşan AKP saldırıları, ciddi bir sistem değişikliğiyle sonuçlandırılmak isteniyor. 4+4+4 model değişikliğiyle çocuklarımızın tüm geleceğini belirleme hakkını ellerine alan AKP eğitimde tam bir piyasacı ve gerici dönüşümü zorluyor. Çocuklarımız yalnız sütle değil AKP’nin fikirlerinden zehirleniyor. Çocuk işçiliğin ve çocuk gelinlerin önünün açılması, imam hatiplere giriş yaşının palazlandırılması sürecin temel başlıklarıdır. Ancak biz veliler, eğitim emekçileri ve öğrenciler olarak yanyana geldiğimiz Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri’nde haklarımız için mücadele ediyoruz. Eğitimde AKP yıkımına yarattıkları skandallara göz yummuyoruz. Çocuklarımızın sağlıklarını ve geleceklerini AKP’nin “muzip” bakanlarına, “laf cambazı” valilerine, gözü paradan, patronların çıkarlarından başka birşey görmeyen kadrolarına emanet etmiyoruz. AKP sütü, zehir küpüdür. Bilsinler ki çocuklarımız sahipsiz değil, bu skandalın hesabını soracağız.
HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSİ