Okulların açılmasına sayılı günler kala eğitimde ortaya çıkan kangrenleşmiş sorunların çözümüne dair toplumun bütün kesimleri AKP’den bir adım bekliyor. Ancak çözüme dair bırakın bir adımı, her yeni uygulama krizi daha da derinleştiriyor. O nedenle söylenebilecek en doğru söz “Eğitimden elinizi artık çekin” demek oluyor.
Nabi Avcı’nın SBS’nin kaldırılması ve getirilecek yeni sisteme dair yaptığı açıklamalar bu gerçeği bir kez daha ortaya koydu. Yeni sisteme göre 8'inci sınıflara uygulanacak merkezi yazılılar 6 dersten yapılacak. İki yazılısı olan derslerden ilki, 3 yazılısı olanlardan da ikincisi merkezi olarak düzenlenecek. Sınavlar iki okul gününe yayılacak. O günlerde okullar tatil edilecek. Sorular çoktan seçmeli olacak. Yanlışlar doğru cevapları götürmeyecek. İleride sınavlar, açık uçlu soruları da içerecek hale getirilecek. Sınava giremeyen öğrencileri, telafi sınavlarına belirlenen merkezlerde girecek. Liselere yerleştirmelerde 6, 7 ve 8'inci sınıf yıl sonu başarı puanlarının ortalamasının yüzde 30'u ile 8'inci sınıf ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanının yüzde 70'inin toplamı kullanılacak. Yıl sonu başarı puanı, not ile değerlendirilen tüm derslerin ağırlıklı yıl sonu puanlarının o dersin haftalık ders saati sayısı ile çarpımının o sınıfa ait haftalık ders saatleri toplamına bölümünden elde edilen puanı ifade edecek. Yapılan değişikliklere baktığımızda ne değişmiş sorusuna verilecek cevap kocaman bir hiçtir. Şimdi siz merkezi sınavı mı kaldırmış oldunuz, Sayın Bakan? Evet SBS kalkmış, ama yerine 30 civarı merkezi sınav gelmiş.
AKP’nin V. Eğitim Bakanı diyor ki: “Bu yıl başlayan sistemle merkezi sınavı kaldıracağız, bir süre sonra test uzulünden de vazgeçip açık uçlu sorulara geçeceğiz. Okulu ön plana çıkartıyoruz.” Eğitimdeki tek değerlendirme usulünün sınav olması gerçeğini değiştirmedikten sonra test olsa ne olur, açık uçlu sınav olsa ne olur? Gerçek şudur: Siz öğrencilerimizi yeni bir sınav cenderesinin içine sokuyorsunuz. “Okulu merkeze koyuyoruz” ifadesi ise gerçeği yansıtmıyor. AKP özel okulları palazlandıran, dersaneleri artıran politakasıyla kamusal eğitim dolayısıyla okulları bugünkü hale getirmiştir. O nedenle bakanın “Bu yıl uygulanmaya başlanan yerleştirme mantığı çerçevesinde okullara alternatif olarak ortaya çıkan kurumlara ihtiyaç duymayacaksınız” sözü doğru değil. SBS kalkmış; ancak yerine onlarca sınav konmuştur. Bu mantıkla dersane hayatımızdan çıkmaz. Dersane olmasa paralı etüd, özel ders vs. olacaktır.
Avcı yine açıklamasında diyor ki: “Ortaöğretime geçişle ilgili bir hazırlık yapıyoruz. Bu çalışma uzun yıllara dayanıyor.” AKP’nin uzun yıllara dayanan tek tutarlı çizgisi eğitimde piyasalaştırma ve gericileştirme ile bu ana eksen etrafında 10 yıldır deneme yanılma yoluyla bu alanın tarumar edilmesidir. Bakanının 4 adet selefi bulunmaktadır.
Yine ortaöğretime yerleştirmede öğrencilerin sanatsal, sportif etkinliklerinin değerlendirileceği söylenmektedir. Bununla birlikte , “Öğrencilerimizin sanata, spora daha fazla vakit ayıracağı, stresin olmadığı bir yerleştirme sistemi hayata geçiriyoruz” deniliyor. Bu en hafif ifadeyle gerçeği yansıtmıyor. Bakanlık sanat, spor, bilim alanlarında ders sayısını mı artırdı da bizim haberimiz yok. Bakanın etkinlik derken demek istediğinin dini içerikli geziler, kutlu doğum haftası türü etkinlikler olduğunu anlamamız için maalesef yaşanan çok örnek bulunuyor.
Nabi Avcı AKP’nin en çok yöneltilen “Kimseye sormuyorlar” eleştirilerini dikkate almış görünüyor ki “Bugün geldiğimiz noktada bütün kesimlerin tezlerini alarak güçlü bir senteze dönüştürdüğümüzü, ortaya çıkan sonucun her kesimin sesini yansıttığına kani olduğumuzu vurgulamak istiyorum” dedi. Bakan hangi kesimlerin tezlerini alıp sentez yapmış bilmek isteriz. Bilim insanlarının mı? Eğitim fakültelerinin mi? Eğitim Sen’in mi? Demokratik kitle örgütlerinin mi? Biz de bu işte bir sentez olduğunu düşünüyoruz. Bu sentez eğitimden daha fazla kar elde etmek isteyen sermayenin fikirleriyle, eğitim alanını bütünüyle gericileştirmek isteyen AKP’nin ideolojisinin sentezidir. Yine Bakan’ın tabiriyle sorumluluğu çocuklara, ülkesine ve dünyaya karşı olan herkes AKP’nin eğitim politikasının karşısındadır.
Bugünlerde ülkemizin dört bir tarafında yarım milyonu aşkın öğrenci ve velisi ne yapacağı bilemez haldedir. Çünkü düz lisede okuma hakları ellerinden alınmış, milli eğitim müdürlüklerinde kurulan ikna odalarında imam hatiplere ya da meslek liselerine gitmeleri için zorlanmaktadır. Bizi bu hale getiren yöneticilerde biraz vicdan olsa istifa ederlerdi.
Bakan Nabi Avcı’ya sesleniyoruz. Siz bu modelin 5. yanlışısınız. Ancak bizler, bu konuda bildiğimiz tek doğru olan eğitim hakkımızı götürmenize izin vermeyeceğiz.
Nuri Günay
Halkevleri Genel Sekreteri
