AKP iktidarı yıllardır en temel haklarımızı gasp etti. Eğitim, sağlık, barınma, ulaşım... insan olmaktan kaynaklanan ne kadar hakkımız varsa sermayeye peşkeş çekmek için elinden geleni yapıyor. Doğayı, kentleri yağmalıyor. Ortadoğuyu kan gölüne çeviren emperyalist politikaların altında AKP’nin de imzası var. Hergün insanları katleden cihatçı katillerin nasıl beslenip, büyütüldüğü gizlenemez bir gerçek. Diğer yandan AKP yolsuzluğa batmış bir iktidar olarak ülkemizin yönetiminde. Onlar zenginleştikçe halk yoksullaşıyor, adı yolsuzluğa bulaşmış hiçbir AKP’li yargılanmıyor.
AKP kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi inanmayan, onun istediği gibi yaşamayan herkesi aşağılıyor. Kendisine karşı olanları bastırmak, kendine oy verenleri yalanlarla bastırmak AKP’nin ayakta kalma politikasıdır.
AKP her gün insanlarımızın iş cinayetlerinde katledildiği, köylülerin topraklarından zorla çıkartıldığı, kölece çalıştığımız, her an bir savaş tehdidiyle şehirlerimizde bomba patlayabilir korkusuyla yaşadığımız, ayrımcılığın, mezhepçiliğin gündelik iktidar politikası haline geldiği bir düzenin devamı için buna uyum gösteren bir toplumsal yapı oluşturmak istiyor. Böyle bir düzen için de eğitimi en önemli araçlardan birisi olarak görüyor.
Yönetenlerin saraylarda yaşadığı, halkın yoksullaştığı iktidardakilerin zenginleştiği, toplumun baskıyla tektipleştirildiği bir düzen ancak biat eden bir halk olduğunda yapılabilir. Böyle bir düzende din istismar edilir. Halka din iman diyenler kendilerine hanlar, hamamlar, saraylar yaptırırlar. Ve halk uyusun isterler. Kindar, biat eden, hakkını bilmeyen nesiller AKP’nin hedefi ve hayalidir.
O yüzden her gün başka bir akıl dışı söylemle karşımıza dikiliyorlar. O yüzden eğitimin bütün kademelerini bilim dışı, akıl dışı, insanlık dışı bir modelle tekrar kurmak istiyorlar. Dertleri okulları yasaklayarak bizi cahil bırakmak değil. Eğitimi akıldan, mantıktan, bilimden soyutlayarak dinselleştirmek istiyorlar. Dini halkın gerçekleri görmesini engelleyen bir göz bağı olarak kullanıyorlar. “Çalıyorlar ama çalışıyorlar”, “çaldıkları paralarla cami yaptıracaklarmış” söylemi AKP misyonerleri tarafından topluma yayılıyor.
Bu yüzden hedefte eğitim var. Bu yüzden her okula mescid açılıyor. Bu yüzden din dersleri ana okuluna kadar indiriliyor. Bu yüzden okul müdürleri AKP misyonerleri olarak atanıyor. Bu yüzden 19. Eğitim Şurasında dinsel eğitimin temellerini atacak kararlar alınıyor. Bu yüzden hedefte karma eğitimin kaldırılması var.
Ancak kolay değil, izin vermeyeceğiz!
Bizler düşünen, sorgulayan, hakkını bilen, hakkını arayan nesiller için;
Bilimsel, laik, anadilinde ve parasız bir eğitim istiyoruz.
Din adına katliamlar yapılmasın diye bilimsel eğitim istiyoruz.
Kadınlar ayrımcılığa uğramasın, eğitimden yoksun bırakılmasın, çocuk yaşta evlendirilmesin, şiddet ve katliamlara maruz kalmasın diye bilimsel eğitim istiyoruz.
Eşit haklara sahip olduğumuz kardeşçe ve barış içinde yaşadığımız bir ülke için bilimsel eğitim istiyoruz.
Bu isteklerimizi AKP’nin insafına bırakmayacağız. Mücadele edip alacağız.
Kadınlara dönük ayrımcılığa karşı eşitlik mücadelesini her alanda olduğu gibi eğitim alanında da yükselteceğiz. Kentimizdeki, mahallemizdeki okulların, müdür, müdür yardımcısı ve din öğretmeni kılığında görev yapan AKP misyonerlerince gericiliği örgütleyen kurumlara dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Eğitim Hakkı Meclislerini örgütleyeceğiz. İzleyecek, denetleyecek, müdahale edecek, AKP misyonerlerinin maskesini düşürecek, okullarımızdan göndereceğiz.
Bilimsel ve Laik Eğitim İstiyoruz, ALACAĞIZ!
Halkevleri Genel Sekreteri
Nuri GÜNAY