Öğretim yılının ikinci yarısı başladı. 15 milyon öğrenci, 650 bine yakın öğretmen pazartesi günü ders başı yaptı. Önümüzdeki yarıyıl öğrenciler, veliler ve eğitimciler açısından daha da zorlu geçecek. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerini ve lise son sınıf öğrencilerini zorlu bir sınav maratonu bekliyor. Hepimize kolay gelsin.

Keşke zorlu sınav maratonu tatlı bir yarıştan, heyecandan ibaret olsaydı. Ama ne yazık ki milyonlarca gencin kötü eğitim sisteminin çarkları arasında sıkıştığı, üniversite kapılarından geri dönmek zorunda kaldığı bir dönem bizi bekliyor.

Çünkü

• Eğitime yeterli kaynak, okullara ödenek ayrılamamakta, eğitim giderleri büyük oranda velilerin sırtına yıkılmaktadır.
• Özel okullar, özel dershaneler teşvik edilmekte, paralılaştırma ve piyasalaştırma uygulamalarıyla veliler müşteri, eğitimciler tahsildar haline getirilmektedir.
• Sınıflar kalabalık, ders araç ve gereçleri yetersizdir. Bazı okullarda 60 kişilik sınıflar mevcuttur.
• Her okulun kapısına polis dikmeyi gayet iyi beceren hükümet, okulun temizliğini yapacak hizmetli, öğrencilerin sağlığını koruyacak sağlık personelini aklına bile getirmemektedir.
• Başbakan öğretmen olamayanları horlarken, yok sayarken yüz binlerce eğitim emekçisi güvencesiz, kölelik koşullarında eğitimcilik yapmaya çalışmaktadır. Yüz binlerce öğretmen açığı varken. Ancak aynı hükümet ilahiyat fakültelerinin kontenjanını % 235 artırmaktan çekinmemiştir.
• Hükümet özellikle kendi tabanına dönük olarak imam hatiplerle meslek liselerinin katsayılarını eşitleyerek esasta imam hatiplerin yolunu açmaya çalışmaktadır. Olan yine karmakarışık olan sistemin çilesini çeken öğrencilere olmaktadır.
• AKP’nin hükümet olmasıyla başlayan gerici kadrolaşma hala devam etmektedir. Eğitimin neredeyse bütün yönetici kadroları AKP’ye yakın kişilerden seçilmektedir.
• Zorunlu din dersleri devam etmektedir. Ayrıca “Kürt açılımı”, “alevi açılımı”, “roman açılımı” söylemleriyle demokrasi havarisi kesilen hükümet, ders kitaplarında Alevileri, Kürtleri, başka inançlardan olanları yok sayan ırkçı, gerici, ayrımcı ve cinsiyetçi içeriği korumaya, daha da gericileştirmeye devam etmektedir.

Bizler yıllardan beri eğitimin parasız, nitelikli, anadilde ve kamusal olması için mücadele ediyoruz. En temel hakkımız olan eğitim her geçen gün tamamen bir hak olmaktan çıkartılırken bizler bulunduğumuz her yerde bu talebi yükseltmeye devam edeceğiz. Veliler, öğrenciler, öğretmenler yan yana geleceğiz, mücadele edeceğiz. Parasız, anadilde, bilimsel, laik ve demokratik bir eğitim için. Rica etmiyoruz, minnet etmiyoruz sadece ve sadece hakkımız olanı istiyoruz.

Bunun için,

• Eğitime ayrılan bütçe, okullara ayrılan ödenek artırılmalı, tüm giderleri karşılayacak seviyeye çekilmeli, velilerden para toplanması uygulamasına son verilmelidir.
• Eğitimde gerici, ırkçı, ayrımcı ve cinsiyetçi içerik derhal çıkartılmalı, bilimsel, nitelikli, laik ve demokratik bir içerik kazandırılmalı, zorunlu din derleri kaldırılmalıdır.
• Güvencesiz çalışmaya son verilmeli, öğretmen açıkları giderilmeli, eğitimcilerin talepleri kabul edilmelidir.
• Her okula gerekli ve yeterli sağlık personeli sağlanmalıdır.

Halkevleri Eğitim Hakkı Atölyesi