Geçtiğimiz günlerde Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu’nda (TUBİTAK), inanılmaz bir rezalet ortaya çıktı.
TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik Dergisi’nin Mart sayısında Evrim Teorisi’nin sahibi Charles Darwin’e sansür uygulandı. TÜBİTAK’ın yayımladığı Bilim ve Teknik'te hazırlanan Darwin’li kapak ve 15 sayfalık Darwin dosyası, son anda yukarıdan gelen bir müdahaleyle dergiden çıkarıldı. Derginin Mart sayısı bu nedenle beş gün geç çıkarken, kapak konusu da "küresel iklim değişikliği" olarak değiştirildi. Bununla da yetinilmedi, derginin yazı işleri müdürü Çiğdem Atakuman görevden alındı.
Kapağı sansürleyen isim 1980-1989 arasında Suudi Arabistan’da Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmış olan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Ömer Cebeci, Derginin Yayın Yönetmeni Çiğdem Atakuman’ı yayın yönetmenliğinin yanı sıra vekâlet ettiği Bilim ve Toplum Daire Başkanlığı görevinden de aldı.
Yaşanan bu durum AKP’nin gerici zihniyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Yıllardır bilimsel anlamda çalışmalar yapan bir kurum, siyasi bir biçimde, tarihinde ilk kez sansüre uğramıştır. UNESCO tarafından Darwin’in 200. doğum yılı nedeniyle 2009 yılı Darwin yılı ilan edilmişken ve dünyanın hemen her yerinde en önemli bilim kurumları Darwin’i anarken, TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergisinin bu konuya yer vermemesi zaten düşünülemezdi.
Ama artık ülkemizde olmaz denilen şeyler oluyor. İngiltere Kilisesi dahi Darwin’den özür dilerken bizi yönetenlerin zihniyeti bilime, akla sansür uyguluyor.
Darwin’in teorisine her fırsatta saldıranların bilimselliği ise din kültürü kitaplarına abdest suyunun alyuvarları artırdığını sokacak kadar gülünç, ama bir o kadar da tehlikeli ve karanlıktır.
Bilim Teknik dergisini Darwin’e ve evrim teorisine kapatan zihniyetin daha birkaç gün önce halk kütüphanelerini tarikat yayınlarına üye yaptığını öğrendik.
Bu anlayış yıllardır evrim teorisinin çürütüldüğü safsatalarıyla ortada dolaşan şarlatanlara okullarımızın kapılarını açtı. İlkokul çağındaki çocukların beyinlerini hurafelerle doldurmaya çalıştılar. Bazı tarikatların kitapları okullarda dağıtıldı. AKP’li belediyeler şehrin meydanlarını sahte fosil sergilerine açtılar.
Ve alt alta yazmaya kalktığımızda sayfalar alacak birçok uygulamaya şahit oluyoruz.
Artık bu da olmaz denilen olayları AKP iktidarı döneminde yaşadık, yaşıyoruz. Bilindiği gibi TÜBİTAK’a başkan atama yetkisi tüm itirazlara rağmen başbakana verilmiş ve başbakan Recep Tayip Erdoğan da yetkisini kullanarak TÜBİTAK Bilim Kurulu tarafından yeniden başkan seçilen Namık Kemal Pak’ı değil, yerine şu andaki başkan Nükhet Yetiş'i önererek vekaleten başkanlığa getirmişi.
Tüm bu yaşananlar AKP hükümeti eliyle yürütülen “ılımlı İslam” ve muhafazakârlaştırma, gericileştirme, cemaatleştirme politikalarının hayata yansımasıdır. 6 yıldır, ilköğretimden üniversiteye kadar yaşanan gerici kadrolaşma bize bu tür rezaletleri yaşatmaktadır. Diğer yandan yaşananlar karşısında üniversiteler, rektörler sessiz kalmıştır. Hâlbuki önce onlar tepki göstermeliydiler. Ama elbette böyle bir tavır ancak hükümet tarafından atanmayan, iktidara yakın olmayan gerçek bilim insanları tarafından gösterilebilir.
Halkevleri olarak toplumu kuşatmaya çalışan gericiliğe ve AKP’ye karşı mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bu ülkede bilimden, aydınlıktan yana insanların, bilim insanlarının azınlıkta olmadıklarını biliyoruz. Ve bütün toplumu bu yaşananlara artık dur demeye çağırıyoruz.
Nuri Günay
Halkevleri 1. Bölge Temsilcisi