Bir Öğrenci Seçme Sınavı daha geldi kapımıza dayandı. 1.5 milyon gencimiz yarın sınava girecek. Aslında ÖSS’nin tarifini de en iyi yapan, çözümünü de öneren yine gençlerimiz. “Ölürsem Sebebi Sensin, ÖSS’ye İnat Yaşasın Hayat, ÖSS’niz batsın, ÖSS Kalksın Hayata Zaman Kalsın” diyorlar. Haksızlar mı?
Eğitim sistemimiz yıllardır ihmal edildi, bütçeden pay ayrılmadı, eğitimin içeriği her geçen yıl daha da gericileştirildi. En son AKP’nin eğitim politikası eğitim sistemimizde telafisi zor yaralar açtı. Müfredatta içeriğinin gericileştirilmesi, gerici kadrolaşma AKP hükümetinin eğitimdeki temel politikası olarak karşımıza çıktı. Diğer yandan halkın eğitim hakkını ihmal eden AKP Hükümeti, aynı ihmalkârlığı sermayeye göstermemiştir. Eğitime dönük arttı denilen pay yine özel okullar için, eğitimin özelleştirilmesi için kullanılmıştır.
Böyle bir eğitim sisteminin yarattığı karanlığın içinden kendilerine aydınlık, güvenli bir gelecek kurma mücadelesi veren gençlerimiz için kritik gün 15 Haziran. Her yıl “yeniledik” diyerek yeniden düzenlenen ÖSS yıllardır gençlerimizin kabusu haline gelmiştir. “Daha iyi bir sistem gelecek” laflarıyla bir sonraki sene neyle karşılacaklarını bilmeyen öğrencilerin geleceği, bu eşitsiz eleme sistemi ile daha da belirsiz hale geliyor. Bu yüzden birçok gencimiz bunalıma giriyor ve bazen hepimizi fazlasıyla üzen olaylarla karşılaşıyoruz.
Deniliyor ki; “üniversiteye girişte fırsat eşitliği var, çünkü aynı soruları çözüyorlar”. Sınavda aynı soruları çözmek fırsat eşitliği midir? Özel okullarda okuyan, yıllarca dershaneye giden, özel hocaları olan öğrenciyle, sistemdeki eşitsizlikten dolayı olanakları daha kısıtlı, ısınma sorununu bile çözemeyen, kalabalık sınıflarda öğrenim gören, dershaneye gidemeyen öğrencinin fırsatları nasıl eşit olabilir? Her yıl üniversite kapılarından geri dönen 1 milyon öğrenci, bölgelerimiz arasındaki başarı farkı uçurumu fırsatların eşit olmadığını açıkça gösteriyor.
Bununla birlikte sınav sistemi artık değişecek. Bu değişikliğin ne manaya geldiğini YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan özetliyor. “artık çocukların geleceği 3 saatlik sınava sıkıştırılmıyor. Tek sınav düşünmüyoruz. Aynı üniversite sınavı gibi ama senenin her anında yapılabilir bir sınav düşünüyoruz, 3-5 defa da girilebilsin. İstediği notun altında gelince 6 ay sonra bir daha sınav olsun. ÖSYM bu imtihanları döndürsün istiyoruz. Nasıl işte TOEŞ’da 120 doları veriyorsun o hafta sonu hemen veriyorlar imtihanı....”
YÖK başkanının açıklaması hem kendisinin hem de kendisini bu makama getiren AKP’nin eğitim politikasını ortaya koyuyor: Öğrenci=müşteri.
Yeni sınav sisteminin amacı eğitimden daha fazla kar etmektir. AKP gençlerimizin geleceğinin değil, patronların, özel eğitim kurumu sahiplerinin ceplerini nasıl daha fazla dolacağının derdindedir.
Öte yandan üniversiteyi kazananların nasıl yaşayacağı, nerede barınacakları, har(a)çlarını nasıl ödeyecekleri, alacakları eğitimin niteliği ayrı bir tartışma konusudur.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen biliyoruz ki, aydınlık geleceğimizin güvencesi gençlerimizdir. Üniversiteyi kazansalar da kazanamasalar da, bu durum sınava giren ve eğitim görmek isteyen 1.5 milyon gencin üniversiteyi hak ettiği gerçeğini değiştirmez. Ve biliyoruz ki kendi yaşadıkları sıkıntıları kendilerinden sonrakilere yaşatmamak için mücadele edeceklerdir.
Yıllardır halkın eğitim hakkı için mücadele eden Halkevleri olarak, eğitimin parasız, nitelikli, kamusal bir hizmet olarak sağlanacağı günlere olan inancımızla sınava giren bütün gençlerimize başarılar diliyoruz..
Seçmeci değil eşitlikçi eğitim sistemi istiyoruz !
İlgili içerik
Halkevleri Genel Merkezi Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 312-4193207 Eposta: [email protected]
Bağışlarınız için; İş Bankası (Ankara) Meşrutiyet Şubesi 785989 nolu hesap