TOBB, TESK, TİSK, TÜSİAD, MÜSİAD, TİM, Hak-İş, Türk-İş, Kamu-Sen bir araya gelmişler, hep birlikte bağırıyorlar; “kriz varsa çare de var!”
“Üretim değil tüketim” esasına göre kurulu Neoliberal sistemin aktörleri; sermaye örgütleri ve onların sarı sendikaları işçi işveren el ele söylemiyle “Kriz varsa çare de var - Eve kapanma Pazara Çık” diyerek kampanyalar başlatıyorlar.
Tüketimi artırın piyasayı canlandırın ki karlarına kar katsınlar. İşsiz kalırım diye korkmayın, tüketimi artırın ki sermaye daha fazla kar etsin. Paranız yoksa kredi kartınızla harcayın. Daha fazla borçlanın ki sermaye kazansın, kar düzenleri sürsün.
Gün, ülkenin gerçek sahiplerinin; işçilerinin, işsizlerinin, gençlerinin, kadınlarının, kamu çalışanlarının ve onların gerçek örgütlerinin sermayenin krizinin yarattığı toplumsal yıkım karşısında sözlerini birlikte daha güçlü, daha kararlı haykırma günüdür.
Bu beyefendilere hatırlatmamız gerekiyor; Aktörü olduğunuz neoliberal sistem dünyada çöktü.
Bu kriz bizim krizimiz değil. Kendi krizinizin faturasını bize çıkaramazsınız. Bizleri işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa mahkum edemezsiniz.
Onların kar derdi bizim hayat kavgamız var.
Onlar karlarından zarar etmek istemiyorlar. O yüzden işten atıyorlar. O yüzden işsizlik fonlarına el koyuyorlar. O yüzden bizleri sigortasız-güvencesiz çalıştırıyorlar…. Ücretlerimizi düşürüyorlar… daha ucuz çalıştırmanın yollarını arıyorlar…
Ülkede gerçek işsiz sayısı 6 milyon 471 bine ulaştı. Ülkede her 7 aileden biri yardımlarla geçiniyor. Bizler, kredi kartı borçlarını ödeyemez hale gelirken büyük oranda yabancılaşmış bankalar kar rekorları kırıyorlar.
AKP hükümetinin krize karşı önlem paketlerinden ise sermayeye vergi indirimleri, ÖTV indirimleri, teşvikler, banka borçlarının % 60’ını üstlenen kredi garanti mekanizmaları çıkıyor.
Yaşam hakkımız tehdit altında!
Bizi kamusal haklarımızdan yoksun bıraktınız. En yaşamsal ihtiyaçlarımızı pazarda alınıp satılan bir mal haline getirdiniz. Şimdi de işsiz bırakıyorsunuz. Bizim katlarımız, yatlarımız, bankada birikmiş paralarımız yok. Dahası emeğimizden başka satacak bir şeyimiz de yok.
Devlet, bu topraklarda yaşayan insanların yaşam haklarından sorumludur. Bu nedenle, insanca yaşam hakkımızı istiyoruz. Bunun için;
TOPLUMSAL YIKIMA KARŞI ŞARTLARIMIZ VAR!
- İnsanca çalışma hakkımız var! Herkese insan onuruna yaraşır bir iş sağlansın.
- İşten çıkarmalar yasaklansın.
- Tüm işsizlere kamuda istihdam sağlansın.
- Tüm kadınlara sosyal güvence ve asgari geçim ödeneği sağlansın.
- İşsizlik fonu işsizler içindir, sermayeye peşkeş çekilmesin.
- Üretim araçlarının patronlarca kaçırılması ya da işçilerin onayı olmadan taşınması engellensin.
- Üretimi durdurulan işletmelere tüm varlıklarıyla birlikte kamu tarafından el konulsun.
- Tarımsal üretim desteklensin, devlet tek alıcı olsun, beslenme hakkı güvence altına alınarak açlık tehlikesi bertaraf edilsin.
- İnsanca yaşama hakkımız var. Temel kamusal hizmetler yaşamsal ihtiyaçlar ölçüsünde ücretsiz hale getirilsin. Borçla yaşamaya mahkum edilen halkı soyan fırsatçılar engellensin.
- Her haneye 18 m3 su, 140 m3 doğalgaz, 230 kw saat elektrik ücretsiz verilsin.
- 06.00-09.00 ve 17.00-21.00 saatleri arasında ulaşım ücretsiz olsun.
- Okullarda para toplanmasına son verilsin, eğitim parasız hale getirilsin.
- Hastanelerde, tüm sağlık birimlerinde sağlık hizmetlerinden para alınmasın.
- Hiç kimse "kentsel dönüşüm" adı altında evinden atılmasın, devlet halkın barınma hakkını güvence altına alsın.
- Borçla yaşam son bulsun, kredi kartı, esnaf ve çiftçi kredisi borç faizleri silinsin.
Bu talepler için işçiler, işsizler, gençler, kadınlar ve çocuklar için “yaşam” hakkımıza gasp eden politikalar karşısında;
ŞARTLARIMIZ İÇİN EVE KAPANMIYORUZ, SOKAĞA ÇIKIYORUZ!
Halkevleri olarak ülkemizin dört bir yanında halkın en temel ihtiyaçları için hak mücadelelerini büyütüyoruz.
Mahallemize, evimize, hastanemize, okulumuza, suyumuza, işimize, aşımıza sahip çıkmak üzere; sadece pazara değil,
caddelere, sokaklara, meydanlara çıkıyoruz!...
Taleplerimiz bütün toplumsal kesimler için tartışma götürmez acilliktedir. Olmazsa olmaz “ŞARTLAR”ımızdır.
Bunlar pazarlık konusu yapılamaz taleplerdir.
Halkevleri, egemenlerin krizinin yarattığı toplumsal yıkıma karşı mücadele programını Haziran ayında ülkenin dört bir yanından illerden gelen 10’ar temsilciyle Ankara’da gerçekleştireceği “10’lar Krize Karşı Halkın Şartları İçin Yürüyor” eylemiyle başlatacak.
Bu ülkenin emekten ve demokrasiden yana tüm güçlerini, saldırılarını azgınlaştıran ve adeta toplumla alay eden sermaye ve yandaş sendikal örgütlerinin karşısına emekçilerin ve ezilenlerin ortak mücadelesini yaratmaya çağırıyoruz.
Şimdi tüm ilerici ve emekten yana güçlere büyük bir iş düşüyor. Halkevleri, üzerine düşen görevi yerine getirmek üzere yürümeye devam ediyor. Ezilenlerin ve yoksulların emekten yana mücadelesini büyütmek üzere tüm yol arkadaşlarımızı, mücadele kardeşlerimizi ortak mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.
Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu