2 Kasım mitinginde Halkevci Kadınların yaptığı konuşma

Pa, 02/11/2008 - 02:00
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Türkiye’nin dört bir yanından gericiliğe, piyasacılığa, erkek egemen toplum düzenine yenilmeyi reddedip, bağırarak ve gülerek  kendi hayatlarına sahip çıkmak için bu alanı dolduran  kız kardeşlerim,

Hepinize merhaba!

Bu memleketin siyaset kürsüleri; zengin, beyaz Türk erkeklerine açıktır. Bu nedenle biz kadınlar alışık değiliz kürsülerden bağırmaya.

Ama madem yoksulların örgütü Halkevleri kürsü kurmuş Ankara’nın göbeğine, farzdır biz kadınlara bu kürsüden alabildiğince gür bir sesle bağırmak!

Çünkü kriz geldi kapıya dayandı. Çünkü krizde ilk işten atılacak, ilk okuldan alınacak, yoksulluk korkusunu en çok hissedecek olan biziz. Sermaye krizin yükünü halka ödetmek isterken, bu yükün en ağırını çekecek olan biziz.

Halkın kadın yarısı olarak,  gerçek yurttaşlık istiyoruz. Gerçek yurttaşlık içinse şartlarımız var:

1-     Kimsenin biz kadınları evlere kapatmaya ev işlerine mahkum etmeye hakkı yoktur. Kadınların emeğini toplumsal üretimin her alanında özgürce kullanma, ürettiği eşdeğer işe eşit ücret alma hakkı vardır.

2-     AKP hükümeti tarafından çıkarılan SSGSS yasası biz kadınları sosyal güvence bakımından kocaya ve babaya mahkum etmektedir. Kadın yurttaşlığını reddeden bu yasa derhal iptal edilmelidir. Herhangi bir işyerinde çalışan , çalışmayan, evli ya da bekar tüm kadınlar sosyal güvence kapsamına alınmalıdır.

3-     Biz kadınların kaç çocuk sahibi olacağımıza karar vermeye , çocuklarımızın bakımı için sağlıklı, eşit, parasız kamusal bakım hizmetlerinden yararlanamaya hakkımız vardır. bu nedenle her mahalleye, her işyerine parasız nitelikli kreş istiyoruz.

4-     Doğurganlığımızın işte ya da toplumsal yaşamda bir tehdit ya da denetim aracı olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Bu bakımda çıktığı her meydanda 3 çocuk doğurmamızı salık veren başbakana önerimiz kuluçkaya yatmasıdır: ne de olsa Allahtan umut kesilmez!

5-     Bizlerin, kendimiz ve çocuklarımız için nitelikli temel sağlık hizmetinden parasız yararlanma hakkımız vardır.

6-     Sağlık hakkımızın en temel unsurları; sağlıklı beslenme ve temiz su hakkıdır. Susuzluğun ne demek olduğunu en iyi biz kadınlar biliriz. Ülkemizin tarımsal zenginliğini ve suyunu peşkeş çekenleri uyarıyoruz; kadınlar bu talana izin vermeyecek.

7-     Kadınların parasız, nitelikli, anadilde eğitim hakkı vardır. eğitim kadın özgürlüğünü güçlendiren bir alan olarak örgütlenmelidir.

8-     Yaşadığımız kenti evlerimizin pencerelerinden gözetlemek değil, sokak sokak arşınlamak istiyoruz. Yoksul kadınları kentin dışına atıp, evlere kapatan, çalışma olanaklarını iyice güçleştiren kentsel dönüşüm projeleri son bulmalıdır. Kentler merkezleri, sokakları, kültür, sanat ve spor alanlarıyla gündüzleri ve geceleri kadınların hakkıdır. Ev kadınlarına ucuz ulaşım imkanı verilmelidir.

9-     Kadınların kendi kaderlerini özgürce belirleme, kendi eşlerini seçme, evliliğe zorlanmama ve kendi bedenleri üzerinde söz ve karar hakları vardır. Kadınların aile üyeleri, arkadaşları, devletin kolluk güçleri ve sokaktaki herhangi birinden hiçbir biçimde şiddet görmeleri, taciz ve tecavüze maruz kalmaları insanlık suçudur.

Çocuk tecavüzcüsü Hüseyin Üzmezi aklayarak aslında tecavüz eylemini gerici ideoloji ve erkek egemen toplumsal yapıyı kullanarak aklayan düzen güçlerinden tüm taciz, tecavüz mağduru kız kardeşlerimiz adına hesap soracağımıza söz veriyoruz.

10-  Kadınların bedenlerinin dinsel ve ataerkil gerekçelerle kapatılması bir insanlık suçudur. Türban kadının özgürlüğüdür diye bas bas bağırıp, türbanlı kız çocuklarını, kadınları şeyhlerin, şıhların emrine veren, kadınları dinsel ve cinsel istismarına göz yuman, güçlendiren AKP ikiyüzlülüğünü teşhir edeceğiz.

11- Kadınların bu köhnemiş karanlık düzeni değiştirmeye gücü vardır. Yeter ki siyasete katılımının önündeki, fiili ya da yasal toplumsal erkek egemen engeller kaldırılsın. Siyasete katılımımızın önündeki tüm engellerle mücadele edeceğiz. Yerel yönetimlerde söz sahibi olacağız, bunun koşulları için çalışmalarımızı döner dönmez başlatacağız. 

12-  Son olarak buradan bir selamımız var Diyabakır’da barış için oturan kız kardeşlerimize!  Kadınların barış içinde yaşama hakları vardır. Türkiye’de kadına dönük şiddetin ortadan kaldırılması için militarizm, ırkçılık ve milliyetçiliği körükleyen kirli savaş sona erdirilmelidir. Kürt ve Türk kadınlarının Anadolu’da barış içinde yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır. Yaşasın halkların kızkardeşliği!

Bıçakla kemik arasında, susmak ve ağlamak arasında bir yerden sesleniyoruz. Bağırarak ve gülerek... Bu sesimiz ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında ezilen, aşağılanan, yakılan, öldürülen, tecavüze uğrayan, evde ve işyerinde kölelik şartlarında çalışmaya mahkum edilen, her dil, din ve ırktan kız kardeşimize cesaret versin.

Çünkü sermayenin yağma ve sömürü düzeni bir kez daha insanlığın tepesine çöküyor. Şimdi kadınlar, çocuklar ve erkekler için yeni bir dünya kurmak üzere yeniden yola çıkma zamanı.

Yaşasın kadın dayanışması!