Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu ve 3. Köprüye Karşı Yaşam Platformu Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’na karşı eylem yaptı. Platform tasarının yasalaşması halinde; sit kararlarının, milli parklar, tabiat parklarının koruma statülerinin iptal edileceğini; doğal varlıkların ticarileştirilmesinin önünün açılacağını belirtiyor.
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu ve 3. Köprüye Karşı Yaşam Platformu bugün (1 Kasım 2010) Taksim Galatasaray Lisesi önünde yaptığı eylemle “Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’na hayır” dedi. Platform bileşenleri “Su havzalarını, ormanları ve doğanın çeşitliliğini şirket insafına bırakan “tabiat ve biyolojik çeşitliliği koruma kanun tasarısını” reddediyoruz” pankartı açtı.
Başbakan mücadele edenleri hedef gösteriyor
Basın açıklaması okunmadan önce platform bileşenleri Derelerin Kardeşliği Platformu’nun da bugün örgütlendiği yerlerde konuyla ilgili basın açıklaması yapacağını duyurdu. Açıklamadan önce yapılan konuşmalarda başbakan’ın dün HES’lere karşı mücadele edenlere ilişkin sözleri protesto edildi. Başbakan Erdoğan’ın Taksim’de yaşanan patlamayla HES’lere suyun ticarileştirilmesine karşı mücadeleyi bağdaştırması, Ilısu Barajı’nın engellenme çabasını “kalkınmış, modern” Türkiye’nin engellenmesiyle eşleştirmesinin bir çarpıtmadan çok mücadele edenleri hedef gösterme olduğu belirtildi.
Doğa tahribatının önündeki engeller kaldırılıyor
Platformlar adına yapılan ortak basın açıklamasında “Bu taslak yasallaşırsa: Su Kullanma Hakkı Sözleşmesi imzalamış ve /veya HES (Hidroelektrik Santral) için lisans almış tüm şirketlerin önünde engel olarak duran havza koruma statüleri kaldırılacaktır. Böylece Milli Park olan Munzur Vadisi’nde, Arılı, Çağlayan, İkizdere vadileri gibi 1. derece sit alanı ilan edilen vadilerde şirketlerin faaliyetleri yasallaşacak ve HES inşaatları hız kazanacaktır. Bu yasa ile İstanbul’a yapılması planlanan 3. Boğaz Köprüsü projesinin önündeki bir yasal engel daha kalkacaktır” denildi. Bu yasa ile tüm tabiat kararları, doğal alanları kimlerinin, nasıl kullanılacağı ile ilgili karar verme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı’na verileceği belirtilirken AKP iktidarının ve ona bağlı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın politikasının doğal alanları sermaye saldırganlığına açma, doğayı metalaştırma ve yok etme çizgisinde olduğunun bilindiği ifade edildi.
Halkın direnişi yasalarla engellenemez
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu ve 3. Köprüye Karşı Yaşam Platformu’nun suyun ticarileştirilmesine, doğanın metalaştırılmasına ve sermaye talanına açılmasına karşı mücadelesinin süreceği vurgulanırken açıklama “Bu yasanın Meclis’ten geçmemesi için mücadele edeceğiz. Yasanın arkasında duran herkesi uyarıyoruz: Halkın direnişini yasalarınızla engelleyemeyeceksiniz” sözleriyle bitirildi.
“Sermaye elini doğadan çek”, “çevre düşmanı çevre bakanı”, “AKP yasanı al başına çal”, “dereler özgürdür özgür akacak”, “su hayattır satılamaz”, “çevre düşmanı bakan istifa” “köprü değil insanca yaşam” sloganlarının atıldığı eylemde platformun hazırladığı yasayı protesto faksının tüm milletvekillerine gönderilmesi çağrısı da yapıldı.