Aleviler onbinlerce kişiyle AKP’nin asimilasyon, inkar ve baskı politikalarına karşı İstanbul’da Kadıköy’de bir araya geldi. Mitinge Alevi örgütlerinin yanısıra siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri, taraftar grupları ve öğrenciler de katıldı. Forumlar da kendi pankartlarıyla alanda yerlerini aldılar

Öğlen saatlerinden itibaren Kadıköy’ün çeşitli noktalarında toplanan halk Kadıköy rıhtıma doğru yürüyüşe geçti. Miting öncesi yapılan yürüyüşlerde Haziran İsyanı sürecinde AKP’nin katlettiği direnişçilerin pankartları taşındı.

Rıhtıma gelindiğinde burada kürsüden konuşmalar yapıldı. Öncelikle saygı duruşuyla başlayan programda, Sivas katliamında yaşamını yitirenlerin adı okunarak “Burada!” diye haykırıldı. Haziran Direnişi’nde katledilenlerle, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve Hüseyin İnan’ın da isimleri okundu.

Kürsüden yapılan konuşmalarda AKP’nin eğitim sistemini gericileştirdiğini her okulu imam hatibe çevirmeye çalıştıklarını belirtildi. “Aramızdaki Hızır Paşalar var” denilerek İzzetin Doğan’a tepki gösterilirken devlet tarafından maaş alacağını duyunca sevinen dedeler de eleştirildi ve “Zalime biat etmeyeceğiz” denildi.

PSAKD Başkanı Kemal Bülbül konuşma yaptı. Bülbül, AKP’nin cemevlerini tanımadığını belirterek “Yavuz da,  Kanuni de, Kuyucu Murat Paşa da tanımamıştı… Buradayız.” dedi.  Rojava’daki utanç duvarını belirten Bülbül, komünistlerle, Kürtlerle birlikte olduklarını vurguladı. Yerel seçimin yaklaştığını ifade eden Bülbül “Gelin şu Muaviye soylu iktidarın defterini dürelim” dedi.

Yaşar Kemal’in mesajı okunmasının ardından kürsüye Mehmet Ayvalıtaş’ın davasının 21 Kasım’da görüleceği belirtildi ve davaya çağrı yapıldı.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez bir konuşma yaptı. Ardından Gezi Direnişi sürecinde yaşamını yitirenler ve Berkin Elvan selamlandı.

Dernekler adına konuşan Şahkulu Sultan Vakfı Başkanı Mehmet Turan konuştu. Tural, AKP’nin demokratikleşme söylemine dikkat çekerek şunları söyledi:

Dinlenilmeden eşinizle dostunuzla rahatça konuşabiliyor musunuz, emekçiler haklarını alabiliyor mu, öğrenciler hapse atılmadan parasız eğitim talep edebiliyor mu, adliyeye işiniz düştüğünüzde adil bir şekilde yargılanacağınıza inanabiliyor musunuz?

Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Hüsniye Tahmaz, “Biz kimseyi dışlamıyoruz ancak kimsenin bizim inancımıza şekil vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.  Tahmaz, Türkiye’nin geldiği noktada Alevilerin ne yapması gerektiğini şu sözlerle vurguladı: “Ya Hüseyin olacağız, ya da Hüseyin’i yarı yolda bırakanlardan olacağız. Biz Hüseyin olacağız”

Tahmaz, Alevileri katleden El Kaide bağlantılı ve AKP destekli çetelere dikkate çekti. Tahmaz, hükümetin doğayla bile kavgalı olduğunu belirtti. Tüban tartışmalarına da değinen Tahmaz, “Başımızdaki örtü namusumuz olamaz, biz o örtüye sığınacak kadar küçük değiliz” dedi.

Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Engin Gündük söz aldı. Alevilerin taleplerinin net olduğunu söyledi. Cemevi ibadethanedir diyen Gündük, “zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” dedi. Gündük Türkiye halklarına seslenerek şunları söyledi: Çıkın artık şu Diyanet’in tahakkümünden, nasıl ibadet edeceğinize kendiniz karar verin, özgürleşin.

Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Turgut Öker konuşma yapıyor. Öker, Fethullah Gülen’le birlikte cami cemevi projesini yapan İzzettin Doğan’ın bir hain olduğunu belirtti ve Tuzluçayır’da direnen gençlere ve devrimcilere selam yolladı. 

Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi 21 Kasım’da Mehmet Ayvalıtaş’ın davasının görüleceğini söyledi ve herkesi davaya çağırdı.

Gezi tutuklusu Hasan Tunç’un annesi Leyla Tunç Gezi Direnişi tutukluları Aileleri Platformu adına konuşma yaptı. Gezi direnişinde öldürülenlerin katillerinin bulunmadığına işaret ederek “Onların da adil yargılanmasını istiyoruz” dedi. Çocuklarının kırmızı fular taktığı için tutuklandığını ifade eden Tunç bu alanda herkes kırmızı fular takıyor, Alevilerin, sosyalistlerin ve Kürtlerin rengi bir” dedi. Tunç, 20 Kasım’da Ali İsmail Korkmaz’ın davasının görüleceğini söyledi ve herkesi oraya davet etti.

Miting Tolga Sağ ve Grup Yorum konseriyle son buldu.