Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, Ankara’nın dört farklı noktasında bir araya gelerek Kızılay’a yürüdü. 4+4+4’e karşı çıkan velilere silahlı saldırı düzenlenmesinin sorumlusunun AKP olduğunu söyleyen veliler, öğretmenler ve öğrenciler eğitim hakkı mücadelelerini sürdüreceklerini Milli Eğitim Bakanlığı önünde haykırdı
4+4+4 gerici, piyasacı, ırkçı, cinsiyetçi ve halk düşmanı eğitim sistemine karşı aylardan bu yana “4+4+4’ü durduralım” kampanyası düzenleyen Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi bugün Ankara sokaklarındaydı. Kentin dört bir yanından oluşturulan yürüyüş kolları ile Kızılay’a gelen yüzlerce kişi, AKP karanlığına meydan okudu ve 4+4+4’ü durdurmak için mücadeleyi büyütme sözü verdi.
Yaşlısıyla, genciyle, 72 ayın altındaki ve üstündeki yaşlardaki çocuklarıyla oluşturulan yürüyüş kolları, attıkları sloganlarla, söyledikleri şarkılarla, ellerindeki dövizlerle birlikte renkli görüntüler oluşturdu. Ulus metro çıkışında, Dikimevi metro çıkışında, Maltepe metro çıkışında ve Sokullu Ahmed Arif Parkı’nda buluşan Eğitim Hakkı Meclisi üyeleri Kızılay Yüksel Caddesi’nde buluştu. Veliler, öğretmenler, öğrenciler ve eğitim hakkına sahip çıkanları Kızılay’da afişlerle donatılmış sokaklar karşıladı.
“Saldırıların sorumlusu AKP’dir”
Yüksel Caddesi’nde kurulan kürsüde ilk açıklamayı Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi adına Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay yaptı. 4+4+4 yasasının insanlık dışı olduğunu belirten Günay, yasayla beraber getirilen düzenlemelere değindi. AKP’nin yasayı uygulama adına elinin ayağının birbirine dolaştığını ifade eden Günay, yasaya karşı çıkanların Yeni Akit tarafından “şeytani plan düzenliyorlar”, Ömer Dinçer tarafından “laikçi ve PKK’liler”, Tayyip Erdoğan tarafından ise “hain” olmakla suçlandığını hatırlattı.
Günay, saldırıların bununla da sınırlı kalmadığını, Altındağ’da çocuğunun gittiği okulun imam hatibe dönüştürülmesine karşı çıkan ve bir eylemin düzenlenmesinde yer alan velilerin evinin kurşunlandığını dile getirdi. Yaşanan saldırıların tek sorumlusunun AKP olduğunu söyleyen Günay konuşmasını şöyle tamamladı:
“10 Eylül’de okulların önlerinde buluşup 72 ay öncesi çocuklarımız için ana sınıfı talep edeceğiz. 15 Eylül’de tüm Türkiye’den gelerek sesimizi yükselteceğiz. Yasaya karşı imza kampanyamıza ülkenin her yanında devam edeceğiz. 17 Eylül’de resmi törenleri boykot edecek ve çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz. Yıl boyunca ortaya çıkan tüm baskı ve keyfi uygulamalara karşı Eğitim Hakkı Meclisleri’nde birleşeceğiz”.
Veliler Eğitim Hakkı Meclisi’nde mücadeleye çağırdı
Nuri Günay’ın açıklamasının ardından öğrenci velileri söz aldı. Veliler, yaptıkları konuşmalarda çocuklarını işçileştiren, evlere mahkum eden, gericileştirmeye tabi tutan bu eğitim sistemine meydan okuduklarını söyledi. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nde mücadele etme çağrısı yapan veliler, 15 Eylül’de de, daha sonrasında da sokaklarda olmayı sürdüreceklerini açıkladı.
4+4+4’e karşı çıkanlar, sorumluların kapısında
Yüksel Caddesi’ndeki kürsü konuşmalarının sona ermesiyle birlikte veliler, öğretmenler ve öğrenciler Altındağ Battalgazi’de yaşanan silahlı saldırının sorumlularından hesap sormak için Milli Eğitim Bakanlığı’na doğru yürüyüşe geçti. Atatürk Bulvarı üzerinden yürüyen Eğitim Hakkı Meclisi üyeleri, “Eğitim haktır satılamaz”, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim”, “Gerici, faşist, halk düşmanı AKP” sloganları attı.
Bakanlık önünde ise ilk sözü Battalgazi’de okulun imam hatipleştirilmesine ve 4+4+4’e karşı çıktığı için evi ve işyeri kurşunlanan Tülay Yılmaz aldı. Olayın gelişim sürecini aktaran Yılmaz, mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini söyledi. Yılmaz konuşmasını “6 Eylül ben ve ailem için karanlık bir gündü ama 15 Eylül eğitim hakkına sahip çıkanlar için aydınlık bir gün olacak” sözleriyle noktaladı.
“Hırsız Dinçer geleceğimizi çalamayacak”
Milli Eğitim Bakanlığı önünde son olarak Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut konuştu. Tayyip Erdoğan’ın yaklaşık bir yıl önce “dininin ve kininin takipçisi olacak bir nesil istiyoruz” açıklamasını hatırlatan Karabulut, bu sözün ne anlama geldiğini birçok defa gördüklerini, son olarak da Atındağ’da yaşadıklarını ifade etti. Saldırıların medyada yer bulmamasına tepki gösteren Karabulut, 4+4+4’ün bir eğitim modelinden öte bir baskı ve sindirme modeli olduğunu dile getirdi.
Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50 oy ile istediğini yapabileceğini zannettiğini kaydeden Karabulut, benzer bir oy oranıyla iktidara gelen Hitler’i hatırlattı, AKP faşizminin sonunun da aynı şekilde olacağını belirtti. Her geçen gün daha fazla insan ölümünün haberini aldıklarını söyleyen Karabulut, yapılması gerekeni Tülay Yılmaz’ın özetlediğini ifade etti ve herkesi AKP faşizmine karşı mücadeleye çağırdı.
AKP iktidarının sahtekar olduğunu vurgulayan Karabulut, “Ömer Dinçer yaptığı hırsızlık gibi, aynı şekilde geleceğimizi çalmasına izin vermeyeceğiz” diyerek konuşmasını noktaladı.