Ankara’da 24 yıl aradan sonra 12 Eylül’ü protesto mitingi yapıldı.Pek çok kitle örgütü,sendika ve partinin katıldığı “Darbeciler Yargılansın-Demokrasi mitingi” Ankara Garının önünden yürüyüşle başladı ve Abdi İpekçi Parkında son buldu. Miting alanında konuşma yapan DİSK,KESK,78’liler GİRİŞİMİ temsilcilerinin ardından HALKEVLERİ Genel Başkanı Abdullah AYDIN’da bir konuşma yaparak; Bu ülkede kaybedilenlerin kazanılmasının ve artık kaybetmemenin yolunun 12 Eylül ile ciddi bir hesaplaşmadan geçtiğini ve halkevcilerin bu hesaplaşmanın bedelini ödemeye hazır olduğunu belirtti. Darbenin ardından katledilen Zeki Kargın’ın annesi Nadire Kargın da o dönemde öldürülen, kaybedilen, işkenceden geçirilen binlerce insanın analarının sesi olarak yaptığı konuşmanın ardından miting marşlar ve sloganlarla sona erdi.
Genel Başkan Abdullah Aydın’ın konuşmasının tam metni;
12 Eylül darbecilerini yargılamak için yola çıkan değerli dostlar,
Demokratik kitle örgütlerinin emekten yana parti kurum ve kuruluşların değerli yöneticileri,
68’lerin, 78’lerin onurunu bugünlere taşıyan değerli arkadaşlarım,
Tüm halkevciler adına sizleri saygıyla selamlıyorum.
Emperyalizmin 1970’li yıllarda içine düştüğü bunalımı aşmak için bütün dünyada, ezilenlere ve emekçilere karşı, uygulamaya koyduğu saldırı programı çerçevesinde, ülkemizde de 12 Eylül faşist darbesi gerçekleştirildi.
Bu darbenin öncelikli amacı, toplumun nabzını elinde tutan muhalif örgütleri dağıtmak ve etkisizleştirmekti. Ne yazık ki bu etkisizleştirme ve dağıtma programı, dünyanın her yerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de büyük oranda başarıya ulaştı.
Halkevleri de bu saldırıdan zarar gören örgütlerden biridir. Tüm malvarlığımız gasp edildi. Yönetici ve üyelerimizin tamamına yakını işkenceden geçirildi, askeri mahkemelerde yargılandı, işsiz bırakıldı ve yaşamdan koparıldılar.
Örgütsüz ve sahipsiz kalan topluma korku ve güvensizlik egemen oldu. Emperyalist güçler, ülkemizde, işbirlikçilerinde yardımıyla diledikleri gibi at oynattılar. Yaşanan insanlık dışı uygulamalara ses çıkaracak bir güç kalmadı.
Uzun vadede 12 Eylül sadece ilerici güçleri vuran bir darbe olmanın ötesinde, toplumun tümünü geriletmeyi hedefleyen, sürekli darbeler zincirine dönüştü. Ülkemiz gericiliğin ve yozlaşmanın, yokluğun ve yoksulluğun kucağına düştü.
12 Eylül’ün niçin yapıldığını bugün uluslararası sermayenin bize dayattığı IMF patentli yağma ve talan politikalarından daha iyi anlıyoruz. Başta sosyal güvenlik hakkı, örgütlenme özgürlüğü, eğitim ve sağlık hakkımız olmak üzere tüm temel hak ve özgürlüklerimiz giderek elimizden alınıyor. Bu uygulamanın önünü açan 12 Eylül faşist darbesidir.
Bunca zulme ve baskıya karşın, bu ülkenin onurlu insanları, yurtseverleri, çeyrek asırdır yılmadılar, devrimci değerleri ayaklar altına aldırmadılar ve her koşulda korudular. Bugün bu alanda geçmiş süreçlerde yoksul emekçi halkla birlikte bağımsızlık, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten devrimcilerle omuz omuza oluşumuz bunun kanıtıdır.
Bu ülkede kaybedilenlerin kazanılması ve artık kaybetmemenin yolu 12 Eylül ile ciddi bir hesaplaşmadan geçiyor.
Biz halkevciler olarak, bu hesaplaşmanın bedelini ödemeye hazırız.
12 Eylül darbecilerini yargılayacağız.
Ne kadar engellemeye çalışırlarsa çalışsınlar, eninde sonunda, hep birlikte alnı ak, başı dik, özgür insanların ülkesini kuracağız.
Yolumuz açık olsun.