Ankara'da yaşanan işçi katliamları protesto edildi

Ct, 05/02/2011 - 19:11
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Halkevleri, 3 Şubat günü Ankara’da Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi'nde (OSTİM) 4 katlı OSTİM Mega Center'da ve İvedik’te oto boyama atölyesinde meydana gelen patlamalar ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Halkevi üyeleri bugün (5 Şubat) patlamaların yaşandığı bölgeye giderek yaşanan işçi katliamını protesto etti. “Kaza değil katliamdır! Açıklama yapan değil sorumluluk alan bir yetkili yok mu?” ve “Sayın Bakanlar! Cenaze saymayı, kazanın nedenlerini açıklamayı işi bilen teknik elemanlara bırakın, siz istifanızı açıklayın!” yazılı pankartların açıldığı basın açıklamasını Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut okudu.

Basın açıklamasını okuyan Samut Karabulut şunları söyledi;

"Türkiye’nin dört yanındaki işyerlerinde “Kırmızı Pazartesi” yaşanıyor.

Her yeni iş gününde, işçilerin yeni bir iş cinayetine kurban gideceği ortada. Çünkü sistem böyle kuruldu ve böyle işletiliyor.

Gelin hep beraber “Kırmızı Pazartesi”nin nasıl işlediğine bakalım.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer “Patlamanın olduğu işyerinin İşletme Ruhsatı yokmuş” diyor. Ama ne yazık ki neden işletme ruhsatı olmadığını bilmiyor. Biz söyleyelim:   Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanıp 4 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren İşletme Belgesi Yönetmeliğine göre “sanayiden sayılan işlerin yapıldığı, 50’den az işçinin çalıştığı işyerleri” işletme belgesi almak zorunda değildir.

Devlet Bakan Zafer Çağlayan, 'işçiler sigortasızdı' iddiaları için de 'Sigortasız çalıştırmak vicdan meselesidir. Kabul edilebilir bir tarafı söz konusu olamaz' dedi. Bir bakanın acı itirafıdır bu: Sigortasız çalıştırmak “suçtur” diyemiyor. Sigorta işçilerin hakkıdır ve yapılması zorunludur diyemiyor. İşçilere hak değil insaf, vicdan, merhamet sunuyorlar.

Organize Sanayi Bölgeleri 4562 sayılı kanunla düzenleniyor. Bu kanuna göre bölgelerin kurulma ve denetiminden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı sorumlu.

Yani OSB’lerden asıl sorumlu Sanayi ve Ticaret Bakanı’ndan ise hiç ses yok.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise hayatını kaybeden evli işçilere ev bağışlamak için Belediye Meclisine önerge vereceğini söyleyerek neyi kurtarmaya çalışıyor. Daha önerge vermemiş, önerge kabul edilmemiş. Ama Gökçek bir şeyler çevirmeye çalışıyor. Melih Gökçek önce kendi işini yapsın, vatandaşın hayatını her gün tehlikeye atmaktan vazgeçsin, 20–21 yaşındaki hurda otobüsleri seferden kaldırsın. Gökçek’e ve partisi AKP’ye kötü bir haberimiz var: Tunus’ta kendini yakarak öldüren işportacının ailesine Bin Ali de para, ev, iş vermişti ama sonucu değiştiremedi.

Başbakan henüz konuşmadı. Henüz kime çatacağına, kime hakaret edeceğine karar veremedi, herhalde.

TBMM’de torba yasa görüşülüyor. Bunu protesto edip engellemek isteyen emekçiler adeta gazla boğuldular. Bu torba yasa vahşi çalışma koşularının daha da ağırlaştırılmasıdır. İki gün önce Kızılay Meydanı’nda işçilere yaşatılan atmosfer bundan sonra daha feci biçimlerde işyerlerinde yaşatılacaktır. Burada yaşananlar bunun uğursuz habercisidir.

Şimdi sorumlu aranıyor. Sorumlu veya sorumlular bellidir.

Burası Ankara! Türkiye’nin Başkentidir. OSTİM’ den cumhurbaşkanlığı köşkü kaç kilometredir? Başbakanlık kaç kilometredir, TBMM kaç kilometredir? Patlama sesi Cumhurbaşkanlığı köşkünden duyulmuş mudur? Torba Yasa oylanırken patlama sesi gitmiş midir oralara? Burası Ankara! Başkent! Başkentte denetim yok. Başkentte iş müfettişi yok! İşçiler Allaha emanet! Başkentte yetkili yok! Başkentte sorumlu yok! Böyle devam ederlerse biz sorumluluğu alacağız. Biz AKP’nin işçi düşmanı yasalarını engelleyemediğimiz için istifa edeceğiz!

AKP’yi, Başbakan’ı, Hükümeti sorumluluk almaya davet ediyoruz. 19 işçi kardeşimizin hesabını vermeye çağırıyoruz. İşçi düşmanı yasalar yapmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Bakanlığının ne nişe yaradığından haberi olmayan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nı acilen istifaya davet ediyoruz.