Samsun’da yaşanan sel katliamının ardından bölgeye bir heyet göndererek inceleme yapan Barınma Hakkı Meclisi hazırladığı raporu kamoyu ile paylaştı.
Barınma Hakkı Meclisi bugün saat 12.00’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önüne gelerek bir eylem yaptı. Eylemin konusu Samsun’da yaşanan sel katliamıydı. Geçtiğimiz hafta Samsun’a bir inceleme heyeti yollayan Barınma Hakkı Meclisi bölgede yaptığı incelemeleri bir rapor haline getirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın önünde hazırlanan raporu kamoyuna sunan Barınma Hakkı Meclisi, açıklamanın ardından aynı raporu Bakanlığa’da sundu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı danışmanları raporu inceleyerek kendilerine döneceklerini bildirdiler.
“Su akmış yatağını bulmuş”
Barınma Hakkı Meclisi adına açıklamayı Fuat Keser yaptı. Keser yapılan TOKİ konutlarının dere yatağının yolunun değiştirilerek yapıldığını bundan dolayı da suyun tekrar yatağını bulduğunu, bununda felakete yol açtığını vurguladı. Samsun’daki katliamın sorumlusunun AKP iktidarı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Samsun Büyükşehir Belediyesi ve DSİ’nin olduğunun altını çizen Keser, Bakan Bayraktar’ın bir an önce görevden alınmasını istedi.
Keser’in ardından söz alan Şehir Plancıları Odası 2. Başkanı Ümit Özcan ise hazırladıkları tüm raporlarda ihmallerin tespit edildiğini ve bir an önce sorumlulardan hesap alınması gerektiğini belirtti.
Hazırlanan rapor şöyle;
Barınma Hakkı Meclisi’nin, Samsun’da 13 vatandaşımızın hayatını kaybettiği sel felaketi sonrası 11.07.2012 tarihinde bölgeye giderek yapmış olduğu inceleme sonucu aşağıda aktarılmaktadır.
1-Bölgenin tarihi açıdan incelendiğinde yılanlı derenin aktığı güzergâhının değiştirilerek yaklaşık 50 metre batıya kaydırıldığını, eski dere akışının da yığma toprakla doldurularak ıslah edildiği ve 10 adet bitmiş 10 adet inşası devam eden TOKİ konutları yapıldığı görülmüştür. Ayrıca yatağı değiştirilen derenin mahalle girişinde üzeri kapatılarak akış yönü sola doğru ve dar çerçevede akması sağlanmıştır. Bu da derenin taşmasına sebep olmuş ve tıkandıktan sonra geriye doğru ve üstten caddeye doğru, eski akış yönünden TOKİ konutlarını su basmıştır. Zemin ve birinci katlar su altında kalmıştır. Sadece TOKİ konutlarını değil yolun etrafındaki iş yeri ve evleri de su basmıştır. Hemen yanında bulunan Mert Irmağı’nın etrafı ve üzerinin açık olmasından dolayı her hangi bir taşkın oluşmamıştır. Ayrıca Mert Irmağını su seviyesi Yılanlı Derenin en az üç katı büyüklükte olduğu görülmüştür. Yılanlı ve Mert Derelerinin birleştiği yerin 10 metre yanında olan konutların etrafında su baskını olmamıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarının, yapılan incelemede gerçeklerle alakasının olmadığı ve kendi TOKİ başkanlığı sürecindeki sorumluğundan dolayı suçunu örtmeye çalışmak için söylediği anlaşılmıştır ve Erdoğan Bayraktar kamuoyunu yanlış bilgilendirmiştir.
2-Yukarıya doğru gittiğimizde Belediyeye ait katı atık [toprak, enkaz, yığma enkaz artığı] alanı yanında derenin akış alanının kısıtlı olduğu, yoğun su akışında dökülen enkazı sürüklediği ve aşağıdaki kanalların tıkanmasına sebep olduğu görülmüştür. Derenin akarı boyunca köklü ağaçlara değil kuru eski kütük ve kullanılmış ahşaplara rastlanılmıştır. Derenin yukarının çevresine her hangi bir zararı olmamıştır, asıl zarar ilk derenin üstünün kapatıldığı yer, 150 metre gerisi ve çevresi olmuştur.
3-Derenin asıl yoğunlaşması ve önüne geleni sürüklemesi nedenlerinden biri, DSİ’nin sel kapanı yani belediyenin katı atık depo alanının yaklaşık beşyüz metre yukarısında bulunmasıdır ve alana gidildiğin çalışmalara devam edildiği de görülmüştür. Yetkililer kapanda herhangi bir yarılma olmadığı, üstünden suyun aştığı söylenmiştir. Ayrıca suyun üsten akmasına sebep olarak tabanında bulunan kanalın yetersiz kalması ve tıkanmasının sebep olduğu söylenmiştir.
4-Bölgenin doğusunda da basına yansıyan şekliyle gece olmasından dolayı kapalı olan ve can kaybı olmayan Lovelet AVM‘yi su basmış, ağır hasar oluşmuş, yaklaşık 40 dönüm alan kullanılamaz hale gelmiştir. Bu AVM‘nin bulduğu alan ayrı bir dere yatağındadır. Dere taşmaları çok açık bir şekilde sonuçları günler geçmesine rağmen görülmektedir. Eğer felaket gündüz saatlerinde yaşansaydı sonuçları korkutucu olacaktı.
5-Yapılan incelemede ayrıca kanalizasyonların dereye aktığı tespit edilmiştir. Bu durumda dere yatağındaki beton yapıların süreç içerisinde eridiği de göz önüne alınmalı ve tüm TOKİ yapıları imar mevzuatına aykırı olan AVM’ler derhal boşaltılmalıdır.
Barınma Hakkı Meclisi’nin yapmış olduğu incelemede, yukarıdaki tespitlerden sonra öneri ve eleştirilerimiz.
1-TOKİ, DSİ, Canik Belediyesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi görevi kötüye kullandıkları ve açık bir şekilde ölümlere sebep oldukları, kendi ve yandaşlarının rantını ön planda tuttukları için birinci dereceden sorumludurlar.
2-Yaşanan felaketin ortaya çıkmasıyla anlaşılan Türkiye genelindeki bütün toplu konut uygulamalarının baştan savma yapıldığı, hiçbir uzmanın, odanın ve vatandaşın görüşü alınmadan, rantı hedef alan uygulamalar olduğu anlaşılmıştır. Bugüne kadar sorumlu görevlilerin yaptığı açıklamalar görevlerini ne kadar ciddiye aldıklarını göstermiştir.
3-Ülkemiz kamuoyunu uyarıyoruz. Felaketten ders çıkarmayanlar kendi sorumluluklarını örterek yeni felaketlere kapı açmaktadırlar. AKP’nin iktidarda olduğu son 10 yılda 300’ün üzerinde sel felaketi meydana gelmiş 500’e yakın vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. İstanbul’da 2009’da meydana gelen sel felaketinde Tayyip Erdoğan “derenin intikamı ağır olur” demiş ve faturayı gecekondulara çıkarmıştı. Samsun’da açıkça ölümler TOKİ konutlarında meydana geldiği halde sorumluluktan kaçınmaktadırlar. İncelemede sanki bu dere yatağına konut yapma uygulamasından dolayı sorun yaşanmamış gibi çalışmalara devam edilmektedir. Sorumluluk yine yoksul vatandaşlarımızın yaşadığı civardaki gecekondulara yüklenmiş ve bu evlere yıkım tebligatları gelmeye başlamıştır. AKP iktidarı bu uygulamaları ile hem barınma hakkını hem de can güvenliğini tehdit eden uygulamalarına kararlılıkla devam edeceğini göstermektedir.
4-Barınma Hakkı Meclisi olarak biran önce dere yataklarına yapılan uygulamalar durdurulsun diyoruz. Başta, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Mamak’ta Üreğil mevkiinde yapmış olduğu binlerce yıllık dere yatağındaki(Hatip Çayı) konut yapımları olmak üzere, benzeri bütün projeler hemen durdurulmalı, yapılanlar yıkılmalıdır. Resmi yetkililer Samsun faciasının ardından yaptıkları “500 yılda bir olabilecek sel geldi” gibi devlet adamı ciddiyetiyle bağdaşmayan, yeni felaketlere davetiye çıkaran, bilim dışı açıklamalara derhal son vermelidir.
5- AKP iktidarının çıkarmış olduğu Afet yasası adı altındaki yağma yasası, Samsun felaketi ile görülmüştür ki Afeti engellemeye yönelik olarak değil kent rantının yandaşlarına aktarılması için çıkarılmıştır. Bu nedenlerle yürürlükten kaldırılmalı, kentsel dönüşüm uygulamaları durdurulmalı, Samsun ve Van felaketinden sonra konut yükseklikleri, konut yapılacak alanların seçimi/imar uygulamalarında meslek odalarının ve halkın temsilcisi olan Barınma Hakkı Meclisi’nin önerileri dikkate alınarak yeniden yapılmalıdır.
BARINMA HAKKI MECLİSİ