Barış elçisi Ankara'ya ulaştı

Sa, 30/10/2012 - 19:07
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde savaşa karşı barış ve kardeşlik için Roboski’den yürümeye başlayan Halil Savda yürüyüşünü Ankara’da tamamladı 



1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Roboski’den Ankara’ya barış yürüyüşü başlatan vicdani retçi Halil Savda Ankara yürüyüşünü tamamladı. Savaşa, savaşın getirdiği insan hakları ihlallerine ve yaşanan ölümlere dikkat çekmek için yola çıkan Savda, Ankara’ya gelmesinin ardından Dikmen Halkevi tarafından karşılandı. Savda, Ahmed Arif Parkı’nda Halkevcilerle ve kendisini karşılamaya gelen barış savunucularıyla buluştu. 

Dikmen’de toplu kahvaltı etkinliği yapılmasının ardından Kızılay’a doğru yürüyüşe geçen Savda ve barış savunucuları, Sakarya Meydanı’nda Ankara emek ve demokrasi güçlerinin de aralarında bulunduğu büyük bir kitle tarafından karşılandı. Sakarya Meydanı’nda AKP’nin savaş politikalarına “Her dilde, her yerde, barış hemen şimdi” sloganlarıyla tepki gösterildi. 



Ankara’ya geldikten sonra Dikmen Halkevi’nde karşılanan Halil Savda, yürüyüşü ve barış mücadelesini Sendika.Org’a anlattı.

’Kanlı savaşın durması için mücadele edilmiyor’ 
Yürüyüşünün amacını anlatan Savda, savaşın hala devam ettiğini, insanların sürekli öldüğünü belirtti. Ülkede savaş dilinin hakim kılınmasına tepki gösteren Savda, hükümetin yanı sıra emek ve demokrasi güçlerinin de bunu yeterince görememesinden dert yandı. Savda, “Savaş yüzünden 60 bin insan yaşamını yitirirken bu kanlı savaşın durması için mücadele edilmiyor” dedi. 

’Anneler savaş bitsin istiyor’ 
Tüm bu yaşananlara karşın insanların hala barış için bir umut beslediğinin altını çizen Savda, yürüyüşü esnasında durak yerlerinden biri olan ve milliyetçi düşüncedeki insanların yoğunlukta olduğu Gülek’te yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor: 

“Gülek’e vardığımızda ihtiyaçlarımızı karşılamak için mola verdik. Orada ekmek açan anneler vardı ve yanlarına gittik. Nereden geldiğimizi, neden yürüdüğümüzü sorduklarında ‘Barış için, çocuklarımızın ölümlerine dur demek için’ yürüdüğümüzü anlattık ve hep birlikte ağladık. Çünkü onlar da artık bu savaş bitsin daha fazla çocuk ölmesin istiyorlardı”. 

Yürüyüş güzergahında birçok kente uğrayan ve vatandaşlarla konuşan Savda, ‘’Yürümek değil ama doğu illerinde dinlediğim hikayeler canımı acıttı. Kürt olduğu için evi yakılan insanlar, çocuklarının ölülerini bile göremeyen gerilla annelerinin ağıtları… Hepsinde savaşın acımasızlığını ve ödenen bedellerin ağırlığının ne kadar büyük olduğunu hissettim” dedi.