İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin ‘ihlal’ kararının ardından, üç aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Dündar ile Erdem Gül’ün tahliyesine karar verdi. Erdem ve Gül hakkında AYM’nin verdiği kararın ardından birçok kişi cezaevi önünde bekleyişe geçti. Can Dündar ve Erdem Gül cezaevi çıkışında yaptıkları açıklamada “Saray’dan bağımsız bir yargı ve Saray’dan bağımsız bir medya için önemli bir adım atılmıştır” dedi
Türkiye’den Suriye’deki cihatçılara mühimmat taşıyan MİT TIR’larını haberleştirdikleri nedeniyle 3 Aralık 2015’te tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında 26 Şubat’ta tahliye kararı verildi. Dündar ve Gül’ün Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuruları Anayasa Genel Kurulu’nun 25 Şubat’taki oturumunda görüşülüp karara bağlandı. Kararın mahkemeye ulaşmasının ardından Silivri önünde heyecanlı tahliye bekleyişi başladı. Çok sayıda basın mensubu, demokratik kitle örgütleri, meslektaşları, CHP’li milletvekilleri ve Cumhuriyet gazetesi çalışanları Silivri’ye ulaştı.
AYM, Dündar ve Gül’ün, kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine karar verirken İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden tahliye kararı beklenmeye başlandı. Onlarca insan Silivri Cezaevi’nin kapısında bekleyişe geçerken, Dündar ve Gül de içeride tahliye için hazırlıklara başladı. 14. Ağır Ceza Mahkemesi’den tahliye kararı 26 Şubat’ın ilk saatlerinde geldi. Mahkeme tahliye kararıyla birlikte Dündar ve Erdem’e yurtdışına çıkış yasağı koydu. Dündar ve Gül davadan tutuksuz olarak yargılanmaya devam edecek.
AYM’nin kararının ardından Silivri Cezaevi’ne giderek ağır cezanın kararının gelmesini bekleyen Dilek Dündar, CNN Türk’te katıldığı canlı yayında şunları söyledi:
Ben baştan beri AYM’nin sonuç çıkacağını düşünüyordum. Türkiye hukuk sistemine güveni sarsmak istemiyordum. Biraz geç kaldı gibi geliyordu bana. Sabırla geçti diyeyim. Geçici bir göreve gitmişti gibi karşıladık. Ellerimizle teslim etmiştik, ellerimizle almaya geldik Can’ı. Ben yoktum yurt dışındaydım, hemen Silivri’ye geldim. Çok sevinçli olduğunu duydum, çıkınca kendi düşüncelerini aktaracaktır.
AYM: Can Dündar ve Erdem Gül hak ihlaline uğradı
Kapı önünde bekleyen Erdem Gül’ün eşi ise “Eşlerden çok çocukların durumu önemli bu olayda. AYM, Türkiye’de bence kurumsallığın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmış oldu. Son nokta ise Türkiye toplumuna düşüncenizi rahatça ifade edebilirsiniz dedi.
Erdemle son görüşmemizde AYM’den çok umutluydum. Hukuksallığına, yargı bağımsızlığına inanıyordum. AYM’den umut olmaya devam edelim dedim. Bunu belki hatırlatırız” diye konuştu.
Dündar ve Gül: Erdoğan’a doğum günü hediyesi
Cezaevi çıkışında konuşma yapan Can Dündar, kendilerini serbest bırakanların gece 3’e kadar beklemelerinin sebebinin Erdoğan’a doğum günü hediyesi vermek istediklerini söyledi. AYM’nin kararının Saray’a tabi olmayan bir medya ve Saray’a tabi olmayan bir yargı için atılmış bir adım olduğunu belirten Dündar, Türkiye’de gazetecilerin gerçekleri yayımlayabilmek adına ödedikleri bedel yanında kendilerininkinin bir hiç olduğunu ifade etti. Yanlarında olan herkese teşekkür eden Dündar, “Çok umutlu olarak çıkıyoruz buradan. Hiç yalnız kalmadık, yılmadık, susmadık. Yazmamamızı istediler, yazdık. Yaptığımız haberle Türkiye’nin bataklığa sürüklendiğini öne çekmeye çalıştık. Cumhurbaşkanının El Nusra ile söyledikleri haberimizin kanıtlarını gösterdi” dedi.
Can Dündar’ın konuşması:
Hoş geldiniz. Kusura bakmayın bu saate kadar beklettik sizi. Geç vakit oldu, sizi de çok beklettik. Bizi de bekletenlerin niyeti 25’inden 26’sına geçmesiydi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günü kutlu olsun. Biz de evlilik yıl dönümünde içeri girmiştik, kendisine doğum günü hediyesi oldu. AYM’nin kararı basın özgürlüğünün, Saray’a tabi olmayan bir medya kurumuna bir karar verdi. Bizim ödediğimiz bedel Türkiye’de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. Bizimki bir hiçtir.Bu meslek bu haberleri yayınlayabilmek adına ölüm bedelleri ödedi. Bizimki onun yanında bir hiç. Sizler sayesinde dik durduk, sonuç aldık. Her türlü tehdide rağmen o haberleri o savunacak hale geldik.
Vekiller bizi yalnız bırakmadı, ailelerimiz yanımızda oldular. Onlara teşekkür borçluyuz. Ceza infaz kurulu çalışanları bize çok iyi davrandı. Herkesten yakın ilgi gördük. Şunu söylemek zorundayım, tek şey diliyordum içeri girerken o bizi tıkan kin öfke bizi zehirlemesin, biz zehirlenmedik. Mücadele etmeye çok kararlıyız. Kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Davamız devam edecek. Biz çıktık, 30’u aşkın meslektaşımız içeride. Takipçisi olacağız. Bu toplama kampı müze olana kadar mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz.
İçeride gazeteci arkadaşlarımız bizi unutmayın dediler. Bu karar onlarında çıkmasına emsal olacaktır. Bunun iyi bir başlangıç olmasını ümit ediyorum.
Ankara’da yargıçlar varmış, bunu da öğrenmiş olduk.
Göreceksiniz Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladığını herkes görecek. Çok umutlu olarak çıkıyoruz buradan. Hiç yalnız kalmadık, yılmadık, susmadık. Yazmamamızı istediler, yazdık. Yaptığımız haberle Türkiye’nin bataklığa sürüklendiğini öne çekmeye çalıştık. Cumhurbaşkanının El Nusra ile söyledikleri haberimizin kanıtlarını gösterdi.