Çay üreticisi üretim sürecinin ve hakkının güvence altına alınmasını bekliyor!
Tarım insanın en temel ihtiyacı olan gıda mallarını üreten bir faaliyet olması nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Gıda güvencesinin istikrarlı olarak sağlanmasında, izlenen tarım politikalarının önemi büyüktür. Ülkemizde özellikle 1980 sonrası neoliberal politikalarla birlikte, endüstriyel tarım ve hayvancılık öncenlenmiştir. Endüstriyel üretim, doğayı tahrip ederek geniş alanlara yayılırken, ormanlarda yeni kaynak arayışları, sermayenin kural tanımaz üretim vasıtasıyla, bölgesel çevre dengesini yıkıma uğratmak suretiyle, yabani hayvanların yaşam alanlarına doğru genişleyerek, belli bölgelerde endemik virüslerin yabanı hayvanlardan insanlara ve evcil hayvanlara bulaşarak kent merkezlerini tehdit eder hale gelmektedir. Ticari tarım halk sağlığı ile savaşını sürdürüyor ve halk sağlığı bu savaşı kaybetmek üzere. Ülkemiz de tarımsal altyapılar uygun hale getirilip, üretim hakkının güvence altına alınıp, sürdürebilir gıda güvencesinin sağlanması elzemdir. Olası bir gıda krizini şimdiden kesmek için, KİT olarak özelleştirilen ve kapatılan kuruluşlar acilen kooperatifleştirerek üreticilerine teslim edilip, desteklenmelidir. Yerinde üretime geçilirse, bu insanlığı tehdit eden pandemi ve sermayenin saldırıları karşısında, halkın güvenli gıda hakkını ve sağlık hakkını korumuş oluruz.
Yeni bir çay sezonu yaklaşırken yıllardır bin bir zorluklarla çayını toplamaya çalışan biz çay üreticileri, Covid-19 salgını ile mücadele edilen bugünlerde çayımızın geleceğine dair endişe duyuyoruz. Bu ortamda gıdaya talep patlaması yaşanırken, sağlık kadar açlık tehdidinin de önüne geçilebilmesi için tüm ülkede üreticiler için de çeşitli önlemlerin alınması hayati önem taşımaktadır.
Bölgemizin en önemli geçim kaynağı olan, sadece üreticilerin değil çay fabrikalarda çalışan işçilerin ve esnafın hayatı çay üzerinden şekillenmektedir. Her yıl açıklanan yaş çay taban fiyatı ile beli bükülen, istikrarlı ve güven veren bir çiftçi politikasının yokluğu nedeniyle önünü görmekte zorlanan biz çay üreticileri, çay tarlalarına gireceğimiz bugünlerde salgınla mücadele kapsamında üretim hakkımızın güvenceye alınmasını bekliyoruz. Olası bir durumda tarlaya gidemezsek çayımız dalında kalır ve sadece bir hasat dönemi değil bir yıllık kaybımız olur. Ana geçim kaynağımız olan çayı üretememiş olmamız, sadece çay üreticileri değil fabrikalarda üretimin durması nedeniyle işçiler ve bütün bir bölge ekonomisinin zarar görmesine neden olabilir. Üretici virüse karşı kaderine terk edilmemelidir. Bu durumda yaşanacak daha büyük sorunların ortaya çıkmasını engellemek ve çay üretiminin devamlılığı için yaşadığımız bu zor günlerde çiftçilerin gıda egemenliği hakkı ve tüketicilerin gıda güvencesi gözetilerek, bizlerin tarlalarımıza güvenle gidebilmemiz ve çayda kendi kendine yeten bir ülke olarak yokluğa düşmemek için gerekli önlemlerin açıklanması elzemdir.
Bu kapsamda taleplerimiz var:
1. Çay üretiminin sağlıklı koşullarda sağlanması için alınacak önlemlerin detaylı bir şekilde belirtilmesi ve bu kapsamda Çay Önlem Planının hazırlanarak, hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çayın geleceği için ortak bir tutum alınmalıdır.
2. Bölgemize dair bu konuda Çay Tarım Kurulu oluşturulmalı, bu kurullarda üretici örgütleri, sendikalar, DKÖ’ler ve kooperatiflerlerle salgınla mücadele konusunda kriz masası kurularak çayın toplanmasından, alım yerlerine ulaşması, fabrikalarda işlenip tüketiciye ulaşana kadar ki olan süreci çerçevesinde, çay üretiminin güvenli bir şekilde yapılmasının koşulları sağlanmalıdır.
3. Üreticilerin güvenli olarak illere girişi konusunda önlemler alınmalıdır. Çay toplanması için bölgemize gelmek isteyen yöre insanının büyükşehirlerden kontrollü olarak bölgemize gelmesi sağlanmalı, her gelen kişinin testleri yapılıp test sonuçları çıkana kadar karantinada tutulmalı. Bu süreç kişilerin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Ekonomik kayıplar devlet tarafından karşılanmalıdır.
4. Yaş çay tabanının bir an önce açıklanarak, insanca yaşanacak bir taban fiyatı ve destekleme primi belirlenmelidir. Olası gelir ve rekolte kaybı da göz önüne alınarak taban fiyatı belirlenmelidir.
5. ÇAYKUR üreticisine sahip çıkarak, üreticilere ÇAYKUR tarafından alım garantisi verilmelidir.
6. Kota ve kontenjan uygulamasına son verilerek, özel sektörün fiyat kırmasının önüne geçilmelidir.
7. Çay alım yerlerinde yığılmanın önlenmesi ve çay alımlarının sağlıklı koşullarda yapılabilmesi için alımların üreticiyi mağdur etmeyecek şekilde planlı bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Çay alımının organize edilmesi için gerekli planlama yapılmalıdır.
8. Bir eksperin en az dört alım yerine bakması yerine ÇAYKUR’da gerekli sağlık koşullarının sağlanması için istihdam arttırılmalı, mevsimlik çalışan işçilerin bu süreçte görev süreleri uzatılmalıdır.
9. Üreticiye girdi desteği sağlanmalı, gübre ve benzer girdi ihtiyaçlarını karşılamak için çiftçinin borçlu bulunduğu bankalar, Tarım ve Kredi Kooperatifleri tarafından üreticilerin borçları faizsiz olarak ertelenmelidir.
10. Fiziksel temasın kesilmesi çerçevesinde gübreleme, budama, temizleme vb. ön çalışmalar için bir araya gelmenin önüne geçilerek, bu işlerin yapılamamasından dolayı yaşanacak olan kayıpların telafisi sağlanmalıdır.
11. Çay tarlalarında çalışmak üzere gelen mevsimlik işçilerin sağlık kontrolleri yapılmalı ve hijyen ve barınma koşulları sağlanmalıdır. Karantina sürecine alınan mevsimlik tarım işçilerinin ekonomik kayıpları devlet tarafından karşılanmalıdır.
12. Çayın hasadının yapılmasından alım yerlerinden fabrikalara kadar getirilmesinden, işlenmesi ve sağlıklı koşullarda tüketiciye ulaşmasından sorumlu olan ÇAYKUR, fabrika ve alım yerleri başta olmak üzere mevcut hijyen sorunları acilen giderilmeli ve bu süreçte daha sıkı önlemler alınmalıdır. Mayıs ayında çay hasadının ve işlenmesinin başlanacağı göz önüne alındığında sağlıklı ve insani çalışma koşulları bir an önce sağlanmalıdır. Bu konuda özel çay fabrikalarının gerekli önlemleri alıp almadıkları konusunda denetimler yapılmalıdır.
13. Çay üreticileri ve çay fabrikalarında tüm çalışanlar için yeterli sayıda eldiven maske ve dezenfektan temini yapılmalıdır. Bunların dağıtımı ücretsiz olarak yapılmalıdır.
14. Çay fabrikalarında havalandırma sistemleri çalışır duruma getirilmeli, olmayan işletmelere havalandırma sistemi kurulmalıdır.
15. Çay üreticilerine,Çay fabrikalarında çalışan işçilere ve ailelerine test yapılmalı, çıkan sonuçlara göre gerekli önlemler alınmalıdır.
16. ÇAYKUR ve özel çay fabrikalarında risk grubunda olan işçiler için mevsimlik işçiler dahil olmak üzere ücretli izin verilmelidir.
17. Çay nakliyatında çalışan kamyoncuların hijyen koşulları sağlanmalıdır.
Salgının bölgemizde yayılmaması ve çay tarımının güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için bu önlemlerin hayata geçirilmesi zaruridir. Çay hasadına sayılı günler kala önlemlerin alınmasında gecikilmesi hem halk sağlığı hem de bölge ekonomisi için çok daha ağır bir tabloyu ortaya çıkaracaktır. Devletin bugüne kadar bu salgın karşısında aldığı tedbirler yetersizdir. Bu durum üreticiyi tedirgin etmektedir. Eğer pandemi karşısında önlemler bugünden alınmaya başlamaz ise, salgının önüne geçilemez ve üreticiyi tedirgin edecek sonuçlar ortaya çıkar.
Devlet her zamankinden daha çok bu pandemi günlerinde çiftçinin yanında olmak zorundadır!
Doğu Karadeniz Halkevleri (Artvin- Borçka-Hopa-Kemalpaşa-Pazar-Trabzon-Giresun Halkevi)
*Salgının devam etmesi ihtimaline karşı fındık tarımında alınması gereken tedbirler benzer olmakla birlikte, ilerleyen dönemlerde fındıkla ilgili özgün önlemlerin alınması için gerekli değerlendirmelerde bulunacağız.