Suriye’de yürütülen kirli savaş 4. yılına girdi. Suriye’de mevcut rejime karşı savaşan ve Türkiye hükümetinin sınırsız desteğini alan cihatçı çeteler başta Hatay olmak üzere diğer sınır illerine yerleştirildi. Hatay halkı bu süre içerisinde Suriye’de savaşan cihatçılar tarafından defalarca tehdit altında kaldı. Eli silahlı bu cihatçı katiller Hatay’ın göbeğinde gövde gösterisinde bulundu, birçok kadın bu kişiler tarafından taciz edildi¹. Alevi din önderlerinin evine girilerek tehdit mektupları bırakıldı,² Hristiyan din adamları kaçırıldı.³

Reyhanlı’da 53 kişi katledildi (O da resmi kayıtlara göre). Tırlar dolusu silahlar cihatçıların katliamlarına destek sağlamak üzere sınırımızdan geçirildi. Hataylılar bu süre içerisinde hastanelerde verilen hizmetlerden ikinci olarak faydalandı, sağlık hizmetleri öncelikli olarak cihatçı katillere verildi.

Son günlerde Hatay’ın Yayladağı ilçesine 3 km uzaklıkta bulunan Suriye’nin Keseb kasabasında yoğunlaşan çatışmaların ardından Hatay halkının tedirginliği de artmaya başladı. Cihatçı katiller Keseb’e giderken Harbiye yolunu kulanıyordu. Bu geçişler kimisine göre ambulanslarla kimisine göre TIR’larla kimisine göre özel zırhlı araçlarla yapılıyordu. Özellikle Harbiye halkının haklı tedirginliğine neden olan ise cihatçı katillerin kendi sayfalarında paylaştıkları fotoğraflarda ve Alevi yurttaşlarımız için yazdıkları ölüm fermanlarında gizlidir.

Keseb’de yaşanan katliamı durdurmak için günlerce ‘savaşa hayır, cihatçı katiler kentimizden defolsun’ eylemleri örgütleyen Harbiye halkı 1 Nisan günü şüphelendikleri bir ambulansı durdurmuşlardı. Nitekim şüphelerinde haklı çıkmış ve aracın içinde bıyıksız uzun sakallı, muhtemelen IŞID üyesi iki katille karşılaşır ve tepkisini ‘insani’ bir şekilde gösterir. İnsani tepki diye belirtmemizin nedeni ise sanal medya üzerinden halkımızı hedef alan kirli spekülasyonlardan kaynaklıdır. Facebook üzerinden yayın yapan Özgür Suriye Haber Ajansı ( bu sayfa, paylaşımlarından da anlaşılacağı gibi Suriye ve Türkiye’deki cihatçılara aittir) yaptığı bir paylaşım ile savaşa karşı çıkan Harbiye halkını Hatay Emniyet Müdürlüğü’ne şikâyet ettiğini duyurarak, herkesi barış için ayağa kalkan onurlu halkımıza karşı kışkırtmaya çalışmıştır.

#MucahitlerKardeşimizdir başlığı ile yapılan şikâyette şöyle yazıyor:

“Suriye’deki savaştan kaçıp ülkemize sığınan yaralı kardeşlerimize Harbiye’de hastaneye götürülürken saldırı olmuştur. Onlar bize ALLAH’ın emanetidir. Kardeşlerimize sahip çıkılmasını, bu insanlık suçunu işleyenlerin bulunmasını önemle rica ediyor hayırlı görevler diliyoruz.”

Şikâyet dilekçesinde, Türkiye hükümeti tarafından korunan eli silahlı çetelere karşı kendi güvenliğini alan Harbiye halkının insanlık suçu işlediğini pervasızca iddia ediyor.

Tek bir naralarıyla yaptıkları saldırılarda insan bedenlerini tanınamaz hale getiren, insanları katleden ve bu katliamları sayfalarından övünerek duyuran ÖSO, El-Nusra vb cihatçı katillere; bu katilleri kentimizde ve ülkemizde koruyan kollayan cümle âleme iki çift lafımız var.

Ne Harbiye ne Yayladağı ne Reyhanlı ne de Armutlu, Samandağ; ne sizden korkar ne de arkanızı sıvazlayanlardan.

Bizler halkların barış içinde kardeşçe yaşayacağı bir dünya kurana kadar haklı mücadelemizden bir adım bile geri dönmeyeceğiz. Safımız dün olduğu gibi bugün de, yarın da halkımızın haklı, meşru ve militan mücadelesinin yanında olacaktır.

Son Söz: Cihatçı katiller kentimizden defolacak. Savaşı Haziran İsyanı’yla durduracağız.

Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.

¹http://www.sendika.org/2012/08/antakyanin-gobeginde-el-kaide-parki/

²http://www.sendika.org/2013/04/antakyada-savas-karsiti-alevi-liderin-evine-saldiri/

³http://www.sendika.org/2013/04/antakyada-kacirilan-metropolitlerden-8-gundur-haber-alinamiyor/

Hatay Halkevi adına

Mahir Mansuroğlu