DİSK’e bağlı Dev-Sağlık İş üyeleri bu gün (1.10.2005) Malatya’da yaşanan yurt rezaleti hakkında Sultanahmet Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundular. Suç duyurusunun ardından basına bir açıklama yapan Dev-Sağlık İş Genel Başkanı Doğan Halis şunları söyledi: “Malatya Çocuk Yuvası'nda kimsesiz çocuklara uygulanan şiddetin sorumlusu doğru tanımlanmalıdır. Bazı basın yayın organları, haberlerinde olayın “Devlet Bakım Yurdunda” geçtiğini öne çıkarıp, “devlet koruması altındaki çocuklara” çocukların “görevli bakıcı anneler” tarafında dövüldüğü izlenimini yaratarak, ülkemizin dört bir yanında işlenmekte olan çok büyük bir suçu gizliyorlar.
Malatya Çocuk Yuvası olayı bir özelleştirme rezaletidir. Bu rezaletin kaynağını oluşturan uygulama, halen Türkiye'nin dört bir yanında gözü kara bir biçimde sürdürülmektedir.
Bu olay Malatya Çocuk Yuvası'yla sınırlı değildir. Vahşet görüntüleriyle bütün toplumu sarsan bu manzaranın değişik biçimleri her an Türkiye'nin başka bir Kamu hastanesi, bakım veya dinlenme evinde ortaya çıkabilir.
Çünkü bütün kamu hastaneleri, bakım ve dinlenme evlerinde bakım görevleri, kadrolu ve eğitimli personel yerine, taşeron temizlik ve güvenlik firmalarının vasıfsız personeli vasıtası ile yürütülmektedir. Rezalet bu noktada kalmamakta, temizlik vb. taşeron firamaları, kamu kurumlarının hemşire, laborant, teknisyen ihtiyaçlarını karşılımak için de kullanılmaktadır. Bu firmalar aracılığıyla güvencesiz, denetimsiz ve düşük ücretlerle istihdam edilen sağılık personeli, son derece ağır bir iş yüküyle çalışmaya zorlanmaktadır. Diğer yanda ise ilgili üniversitelerden ve meslek yüksekokullarından mezun binlerce vasıflı insan, işsizliğe mahkum edilmekte veya mesleğiyle ilişkisiz işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, devlet yönetiminin istemeden yaptığı bir hata değil, IMF ve Dünya Bankası direktiflerine dayanan bilinçli bir politikadır.
Malatya Çocuk Yuvasındaki vahşetin sorumlusunu bulmak için 46 kimsesiz çocuğun bakıldığı bu yuvada kaç hemşire ve bakıcı kadrosunun bulunduğuna bakın. Suçluyu orada yakalayacaksınız!
Suçlu, “ucuz hizmet”i ve “ucuz devlet”i yurttaşların hayatını, sağlığını, onurunu “ucuzlatarak” sağlamayı öngören neo-liberal anlayıştır.
Sağlık ve sosyal hizmet personeli yerine, taşeron temizlik ve güvenlik şirketlerinin her türlü güvenceden yoksun ve denetimden uzak, vasıfsız işçilerinin çalıştırılmasına son verilmelidir. Sağlık ve sosyal hizmetler tümüyle kamulaştırılmalı; bu hizmetlerde gereksinim duyulan personel için gerekli kadrolar derhal oluşturulmalıdır.